Cómo translate Portuguese
83 parallel translation
O vadiye sen nasıl gittin dostum?
Cómo poderemos encontrar esse vale?
- Hayır, Davey ile burada kalıp geminin boşalmasını izleyeceğim.
Não. Quero ficar com David para ver cómo descarregam os cavalos.
- Nasıl oldu?
- Cómo foi?
Şu oturan mahlukatı ne diye çağırıyorsun?
Va, ola, Gus. Escuta, cómo se chama a essa coisa?
Ve tipi esanasında dondurucu esen fırtınadan korunabilmek için karın içinen nasıl gömülmem gerektiğini de onlardan öğrendim.
e me ensinaram cómo proceder na neve para não ficar congelado no inverno.
En kaliteli yay ve okun nasıl yapılacağını da öğrendim.
e cómo fazer as melhores flechas.
Çocuk taşıma sepetinin nasıl yapıldığını da öğrettiler mi?
E te ensinaram cómo fazer amuletos?
O olmadan çıkıp onu arabadan nasıl alacağım, geri zekalı?
Cómo vou subir, idiota?
- Evet.
Cómo fará?
- Sen ne demek istiyorsun?
Cómo? Não lhe compreendo.
- Naber, Dave.
Cómo estás, David?
-... muhtemelen geri dönemeyebilirler demişti, hatırladın mı? - Evet! Bir çeşit blöf yapmıştı.
Claro, cómo podería esquecer essa bobagem?
Azıcık bir çamur yüzünden geri mi döneceğiz?
Cómo? Eu voltar por causa de um pouco de lama?
- Como se llama usted?
"Cómo se llama usted?"
-'¿ Cómo está, señor?
- Como está, senhor?
Nasılsın, Richard?
- Cómo está, Richard?
Nasılsın?
Cómo te sentes?
- Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
- Cómo podes estar seguro de que...?
Adın ne?
Cómo se chama?
Cómo estás, Silva?
Como estás, Silva?
Cómo te sientes tú, Billy?
Como te sentes tu, Billy?
Nasıl bu kadar aptal olabiliyorsun Cyril?
Cómo chegaste a ser tão estúpido, Cyril?
Nasıl hissettiğim söyleyeyim evlat.
Bom, dir-te-ei cómo me sinto, filho.
¿ Cómo está?
Como está?
Bir amiral. Ne?
Cómo não sabes o que são Almirantes?
- Elbette, isminiz nedir?
Cómo te chamas?
Cómo está, ha?
Como está?
Nasıl olacak?
Cómo funciona?
Vivir con miedo es cómo vivir a medias!
"Vivir con miedo es como vivir a medias."
Nasıl sağlam?
Cómo são resistentes?
Nasılsın?
Cómo estás?
Nasıl söylesem, olay biraz hassas.
a coisa é que... Cómo dizer?
Phyllis'i eve geri götürün. Burada sadece kötü alışkanlıklar kazanır. Çocukların nasıl olduğunu bilirsiniz.
quando tudo terminar, leve Phyllis pra casa e se acostumara a fazer coisas raras, que já sabe cómo são, tem que provar tudo.
- Ona nasıl yardım edebilirsin?
Cómo vais ajudá-la?
- Nereden biliyorsun?
- Cómo é que sabes?
"Öfke güzellik ile nasıl boy ölçüşebilir?" "Kimin gücü bir çiçek yapmaya yetebilir?"
Cómo com esta furia, luta a beleza cujo ato não é mais forte, que de uma flor? "
Nasıl?
- Cómo?
Herşeye rağmen düğmeyi veya kemeri nasıl idare edeceğini biliyordu.
Ainda que saiba cómo manejar uma chave ou um cinturão.
- Nasıl?
- Cómo?
Adın ne?
Cómo te chamas?
- "Reuby Thuesday", nasıl gidiyor?
- Reuby Tuesday, ¿ cómo estás?
- Ne haber?
- ¿ Cómo estás?
Marta'nın abisi Tio'yu oynayan aktör sen misin söyle bana. - Cómo?
Dizem-me que és o tipo que faz de irmão da Marta, o Tio.
- Sokacağım şimdi seni komaya.
- Cómo? - Vais ficar em coma, vais.
Hector. Cómo esta.
Hector.
Bu oyunda şansım hep yaver gitmiştir. Size göstereyim.
Agora lhes ensinaréi cómo se faz.
O tekerleği tutun!
Cómo vai?
Hey. Cómo estás, tatlım!
Como estás, querida?
Cómo está usted?
E o Sr. Jensen, verdade?
HiC iYi DEGiL. NASIL DURUMDA?
Cómo está?
Hayaların ne durumda? Acıyorlar mı?
Cómo estão tuas bolas, filho da puta?