Cömert translate Portuguese
2,021 parallel translation
Teklif ettiğimiz rakamın oldukça cömert olduğunu düşünüyoruz.
Acreditamos que a quantia a que chegamos... é bastante generosa.
Elimizde harika bir deha ve cömert bir finansör var.
Primeiro, temos um jovem talento entre nós, e, segundo, um patrono muito generoso.
.. bu demiryolu anlaşmasında, ve benim Kişisel yatırımlarımdan,... kendisi için... çok cömert bir şekilde % 50 aldı.
Garrick Haring... estava guardando a informação... de um acordo de ferrovia para si próprio... e se beneficiando a partir dos meus investimentos... a qual ele ia ganhar uma generosa percentagem de 50 %.
Ama yine de, o güzel gözlerinize baktığımda çok çok cömert bir hanımefendi olduğunuzu görüp, sizi tebrik ediyorum.
Mas todavia, posso ver pelos seus lindos olhos, que é... Bastante, bastante generosa senhora. E eu aplaudo-a por isso.
Ortağının da onun kadar cömert olduğundan hiç şüphemiz yok.
Não há dúvida de que a sua generosidade está bem representada pelo seu sócio sobrevivente.
Tüm işim ortak refahı sağlamak hayır yapmak, merhametli davranmak, hoşgörülü ve cömert olmak olmalıydı!
O bem-estar comum era o meu negócio. A caridade, a misericórdia, a paciência e a benevolência eram...
O çok cömert biridir.
- Ele é muito generoso.
Yani, sadece, demek istemiştim ki, cömert görünüyorsun. Tamam mı? Bereketli.
Significa que és poderosa, frutífera, fértil.
Genis omuzlu, cömert, celik gögüslü kisi
"Ò" ombros largos ", magnânimo, "caixa de ferro". "
Annen çok cömert bir insandı.
A sua mãe era uma pessoa muito generosa.
Hayatta tanıyacağım en şefkatli ve cömert, en çekici ve komik adam.
Ele é o tipo mais amoroso, generoso, encantador e engraçado que já conheci.
Tabii uçağın bir Electra olması gerekir, ki fiyatı... 36.000 dolar, Lockheed'in yapacağı cömert iskontodan sonra.
Só que teria de ser um Electra e custam... $ 36.000, após um generoso desconto do Lockheed.
Bu cömert beyefendiler tüm biletlerin satılmış olduğu turlarına bizim için ara verip hiçbir karşılık istemeden partimize katılmayı istediler.
Estes brilhantes jovens... tiveram a generosidade de reservar um tempo... da sua digressão nacional já esgotada... para tocar de graça no nosso baile.
Cömert, şefkat dolu, güzel, zeki.
Generosa, atenciosa, linda, inteligente.
Sadece beklemeli ve benim ne kadar cömert olduğumu görmelisin.
Espera e verás quão generoso me sinto.
Ne cömert biriymişsin. Şimdi de onlarla yatmadığını söylüyorsun?
Tão generoso, agora diz-me, nunca foste para a cama com elas?
Pug Rothbaum cömert ve mert bir adamdı.
Pug Rothman era um homem generoso e de valor.
Mihracenin cömert bir hediyesiydi.
Foi um presente da neta do marajá.
Ama sen, hiçbir alanda iyi kalpli, dürüst veya cömert bile değilsin.
Mas tu, não és bondosa, nem honesta, nem caridosa.
Çok cömert birisiniz.
É um homem muito generoso.
Sonra cömert de olmalıyım.. ama siz cömertliğimi aşağılıyorsuunz
Até estava preparado para ser generoso e vocês insultaram a minha generosidade.
Şuna bak oyuncakları konusunda ne kadar da cömert.
Olhai para ele, é tão generoso com os seus brinquedos.
Yakışıklı, nazik ve cömert.
Bonito, amável e generoso.
Walt'ın tedavisini karşılamak gibi harika bir teklif yapan son derece cömert iki dost.
São amigos incrivelmente generosos que se ofereceram para pagar o tratamento do Walt.
Oku! Senin Rabbin en cömert olandır. O, kalemle yazmayı öğretendir. "
Prega o que Deus te ensinou pelas suas escrituras.
O da bana yönetim kurulunun dünya merkezindeki yemek odası işinde liderlik teklif etti ki aşırı cömert bir hareketti.
Ela recomendou-me para um trabalho no Quartel Mundial, para fazer algo na sala de jantar executiva, o que é muito simpático.
Biliyorsun, dükkanı tekrar açıp sunum konusunda cömert davranmak.
Tu sabes... Reabrir a loja e ser generosa com a mercadoria.
Sanırım kendimle ilgili cömert birşey gösterecek olsaydım... bu biraz daha az inek Moby olurdu.
Acho que se há qualquer coisa que me vi tipo como um... como um Moby menos cromo.
Bu kadar cömert bir kadının kendi yolları vardır ama katil değildir.
Uma mulher que geralmente consegue o que quer, mas ela não é uma assassina.
Bu çok cömert bir teklif. Teşekkür ederim Walter.
Foi uma oferta generosa.
Ama geçen hafta benim cömert ve iyi birisi olduğumdan neredeyse emindin.
Mas na última semana tinhas a certeza que era generoso e bom.
Sio, deneylerime yönelik cömert yardımlarınız nedeniyle size bir gönül borcum var.
Agradeço a SIO pela sua ajuda com as minhas experiências.
Hayat bana karşı çok cömert.
A minha vida é tão preenchida.
Michael, bu görüşmeleri hızlandırmak için sana çok cömert bir teklif sunuyoruz.
Michael, para agilizar estas negociações, Estamos preparados para fazer um oferta bem generosa.
Görünen o ki, Northumberland cömert olmaya niyetli.
Aparentemente, Northumberland, está disposto a ser generoso.
Çok cömert!
Muito generoso.
Senin adamına 3-2 veriyorum, şimdi, ikiniz de biliyorsunuz ki, bu çok cömert.
Dou-te uma vantagem de três para um. É generoso, não é?
Vatikan'dakiler sizin cömert teklifinizi öğrendiğinde yani David'i ölünce bağışlayacağınızı istediğiniz her şeyi serginize vermeyi kabul ettiler.
Quando o Vaticano soube da sua generosa oferta de doar o David, concordaram em emprestar-lhe tudo o que pediu para a sua exposição.
Ama başlamadan önce herkesin önünde, bize bu tören için cömert bağışlarda bulunan çöldeki iklimlendirme ve soğutma şirketine ve ayrıca Kaliba Grubu'na teşekkür etmek istiyorum. Tabii, yalnızca şapelimizi donatan çiçeklerden bahsetmiyorum.
Mas antes de o fazer, quero aproveitar esta oportunidade para agradecer a todos da empresa-mãe da Desert Aquecimento e Ar, o Grupo Kaliba, pelos seus donativos generosos para esta cerimónia, e não só pelas flores bonitas que vêem pela capela,
İlk Gece neden o kadar cömert bir şekilde bağış yaptığını şimdi anlıyorum.
Percebo agora porque fez um donativo tão generoso na noite de estreia.
Sean McNamara ve Christian Troy adlı doktorlar bu finansal güç dalgalanmasıyla hüküm sürmeye başladılar. Statü simgesi hâline gelip, muhakkak sahip olunması gereken nizama girmiş kalçalar ve kocaman meme uçları için milyonlar harcamaya gönüllü bu cömert topluluğun iliğini arsızca emdiler.
Os médicos Sean McNamara e Christian Troy apanharam essa onda de competência financeira, sugaram da teta de uma sociedade abundante disposta a pagar milhões nos novos símbolos de status social em coxas complacentes e seios gigantescos.
Biliyoruz hepiniz dans etmeye, eğlenmeye geldiniz ama aynı zamanda cömert olmaya çağırıyoruz sizi.
Sim. Sei que estão aqui todos para se divertirem e dançarem e isso é óptimo, mas também queremos encorajar-vos a serem muito generosos.
Baya karışık yetenekli kendine zarar veren bazen oldukça cömert ama karmaşık, karışık.
Muito complexa, talentosa, auto-destrutiva, por vezes muito generosa, mas complicada, complexa.
Karmaşık karışık yetenekli, çok yetenekli ve kendine zarar veren bazen çok cömert ama karışık karmaşık.
Complexa, complicada, talentosa, muito talentosa e auto-destrutiva, às vezes muito generosa, mas complicada, complexa.
Sosyal yardım vakfından, karşılığı Chemxtech tarafından ödenen cömert bir bağış yardımı almış.
Teve ajuda da Comunidade, e foi pago com uma fortuna generosa pela Chemxtech.
Cömert olmaya çalışıyorum.
Tento tornar-me generosa.
1500 yıl için bu oldukça cömert.
Bela previsão para 1.500 anos atrás.
Ama eminim ki yaptığım en cömert şeyle başlardım.
Mas começaria pelo meu gesto mais generoso.
O... O tanıdığım en cömert...
Ele é o tipo mais generoso...
Umarım bu sefer de o kadar cömert olur.
Esperemos que seja tão generosa desta vez.
Evet, cömert.
- Vamos a isso...