English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / Dachau

Dachau translate Portuguese

72 parallel translation
Ve diğeri Dachau'ydu.
E a outra Foi Deca.
Ve Dachau, Auschwitz'in yanında küçük sayılırdı.
E Deca foi pouco perto de Aushwitz.
Neuengamme, Belsen, Ravensbruck, Dachau - bunlar haritalarda ve turist rehberlerinde adı geçen yerlerdir.
Neuengamme, Belsen, Ravensbruck, Dachau... eram nomes como quaisquer outros nos mapas dos guias.
Annesinin ismini Dachau listesinde buldu, iki küçük kardeşiyle.
Ela encontrou a mãe na lista de Dachau... junto com os dois irmãos.
Örneğin buradan fazla uzak olmayan Dachau adında bir yer vardı.
Por exemplo, há um lugar chamado Dachau... que não é muito longe daqui...
- Dachau ve Belsen'de miydiniz?
Esteve em Dachau e Belsen? Sim.
Kamyon kasalarında gelenlerin resimleri havasızlık ve susuzluk yüzünden. Dachau yolculuğuna dayanamamışlar.
Os corpos daqueles que tinham chegado em vagões... sem comida e sem ar... que não haviam sobrevivido à viagem até Dachau.
Dachau'daki idamlara şahit olan birisi şöyle diyor :
Uma testemunha de uma execução em Dachau fez a seguinte descrição...
Ya gecenin bir yarısında komşularımız Dachau'ya sürüklenirken neredeydik?
Onde estávamos quando os nossos vizinhos foram levados... no meio da noite para Dachau?
Sen Dachau'ya giderken, ben de oradaydım.
Quando você entrou em Dachau com as tropas, eu também estava lá.
Dachau'ya.
Para Dachau.
Dachau'ya konuldum.
Puseram-mo em Dachau.
İtalya'da Dachau'dan bahsediliyor mu?
Falam sobre Dachau em Itália?
Neymiş bu Dachau?
O que é Dachau?
Servisi SS subayları yapıyor. Valizlerimizi etiketlemek yerine, misafirperverliklerinin bir anısı olarak tenimize numara damgalıyorlar. Dachau'nun konukları ;
O "pessoal de serviço" é fornecido pela SS. como um souvenir da sua hospitalidade. dissidentes de todos os tipos. todos aqueles que os nazis chamam de "escória" da raça humana.
"Çalışmak özgürleştirir." Dachau'daki örnek toplama kampında böyle yazıyordu.
Lê-se nos portões de Dachau, um campo de concentração modelo.
İşgâl altındaki Avrupa'da, Dachau'daki kampın örnek olarak alındığı bir toplama kampı sistemi mevcuttu.
Por toda a Europa ocupada havia campos de concentração baseados no campo modelo de Dachau.
Burası Dachau ya da Ravensbruck değil.
Aqui não é Dachau, nem Ravensbruck.
Trausteiner Dachau Kampı komutan yardımcısı, bunlar ucuz bürokratlar ve katiller.
Trausteiner, ajudante do comandante de Dachau. Burocratas de segunda e assassinos.
Bu Dachau'daki yüzme havuzu.
Esta e a piscina de Dachau.
Treblinka'mız da vardı, Dachau, Aushwitz ve Majdanek,
Nós saimo-nos bem em Treblinka, Dachau, Aushwitz e Majdanek,
Münih'in eteklerindeki bir toplama kampından geriye kalanlara bakayım dedim. Dachau. Tura katılıyorsun.
Visitei as ruínas de um campo de concentração... nos arredores de Munique, Dachau.
Dachau toplama kampında görüp kaydettikleri... kolay unutulacak cinsten değildi.
O que viram e filmaram no campo de concentraçao de Dachau... nao seria esquecido tao cedo.
Yıllar süren dehşet ve aşağılanmadan sonra... Dachau'da ilk dinsel törene sıra gelmişti.
Após anos de horror e degradaçao, tinha chegado a hora do primeiro serviço religioso de Dachau.
Dachau'nun kurtarılmasından 10 gün sonra, 8 mayısta... dünyanın uzun zamandır beklediği haber geldi.
A 8 de Maio, 10 dias após a libertaçao de Dachau, corriam as notícias que o mundo há muito ansiava.
Ivan Moffat bana 1945 mayısında yaşadıkları bir günden söz etti. Dachau'daki toplama kampından ayrılmışlar.
Ivan Moffat contou-me acerca daquele dia de Maio de 1945, em que deixaram o campo de concentraçao de Dachau.
Bu, Dachau postanesinde mektupların damgalandığı bir mühür.
É o carimbo que era usado para carimbar as cartas da estaçao de correio de Dachau.
— Büyük ihtimalle Dachau'ya.
Provavelmente Dachau.
Havandan geçilmiyordu ben de dedim ki ; "Bir gün bu adamla Dochau'da taş taşıyor olacağım."
Estavas brincando sozinho. e eu disse, "Um dia estarei com ele em Dachau, carregando pedras."
Dachau'daki SS subaylarına yaptığı bir konuşmada Himmler şöyle demişti :
Num discurso dado aos oficiais SS a servir em Dachau, Himmler declarou :
Himmler bunu Dachau konuşmasında açıklamıştır. " Kış Gündönümü sadece yılın sonu değildir. Aynı zamanda geçmişimizi ve atalarımızı düşünmemiz gereken bir festivaldir.
Himmler explica no seu discurso de Dachau, que o solstício de Inverno não é apenas o fim do ano, mas é também o festival no qual se recordam os antepassados e o passado.
Nazilerin Dachau'daki İlaç Kimyası bölümde bazı medikal deneylere katılmış.
Participou em experiências médicas, em Dachau. Algo relacionado com a Secção Químico-Farmacêutica dos nazis.
Dachau'da aşı olduğunu söylüyor.
A acreditar nele, inocularam-lhe uma porcaria qualquer em Dachau.
Bay Pachelogg, Dachau kampında mahkum iken, tıbbi deneylerde çalışmanız istendi mi?
Sr. Pachelogg, enquanto esteve preso em Dachau foi-lhe alguma vez pedido que participasse em alguma experiência médica?
Dachau'da, Walter Rosenblum çekemeyecek kadar şok içindeydi.
Em Dachau, Walter Rosenblum estava demasiado chocado para fotografar.
Dachau'da belimi kırdılar.
Em Dachau, partiram-me as costas.
köpeklerle dolu bir kampta.
Mesmo ao lado da vila de Dachau
Dachau Toplama Kampı.
CAMPO DE CONCENTRAÇÃO DE DACHAU
Seni Dachau kampına göndereceğim.
Vou enviar-te para Dachau.
Dachau'ya transfer oldu.
Foi transferido para Dachau.
Dachau'dan haberler kesildiğinden itibaren.
Foi dessa forma que localizei o meu irmão, em Dachau.
- Hangi kamptaydınız?
- Qual campo? - Dachau.
- Dachau'damıydınız?
- Esteve em Dachau?
- Dachau.
- Dachau.
Hatta Hoess, Almanya'daki Dachau toplama kampının meşhur vecizesini buraya adapte etmişti.
Höss até adoptou o lema cínico do campo de concentração de Dachau, na Alemanha,
Auschwitz, Dachau.
A Auschwitz, a Dachau.
Onlar, Dachau, Auschwitz ve diğer yerlerde, insanoğlu üzerinde korkunç deneyler yaptılar.
Conduziram a experiências horríveis em seres humanos em Dachau e Auschwitz e outros lugares, todos sob a égide das SS,
Dachau'da belimi kırdılar.
Em Dachau partiram-me a coluna.
Dachau.
Dachau.
Eichmann, Yahudilerin öldürülmemesine ilişkin Himmler'in yeni emirlerine karşı gelerek bir kez daha bütün Yahudilerin ve 10 yaş üstü çocuklarının Auschwitz'e, Dachau'ya ve gaz odalarına gitmesi emrini verdi.
"Eichmann, desafiando as novas ordens de Himmler, para parar, o assassínio de judeus, reafirmou, que todos os judeus e os seus filhos com mais de 10 anos, deviam ser enviados para Auschwitz e Dachau, para as câmaras de gás."
Dachau'da.
Em Dachau.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]