Dakika translate Portuguese
72,932 parallel translation
Bir kaç dakika sonra Elçilik de oluruz.
Aterramos na embaixada dentro de minutos.
Ayrıca, efendim, beş dakika sonra partiyi aramanız gerekiyor, ancak tekrar ayarlama yapabileceklerini söylediler.
O seu telefonema com a sede do partido é daqui a cinco minutos, mas eles dizem que podem adiar. Não, não, Nilaa.
Gördün mü? Ekmeği kızartıyor ama yelkovan beş dakika geri kalıyor.
Torra o pão, mas o ponteiro dos minutos recua cinco minutos.
Olanları anlamaları birkaç dakika alır.
Não tarda, apercebem-se disto.
Gösterin son dakika ilan edilebilir, periskoplanabilir.
O teu espetáculo podia ser anunciado ou transmitido à última da hora.
15 dakika sonra ayrılıyoruz.
Vamos sair daqui a 15 minutos.
Tamam, bir dakika.
Só um momento.
Tek istediğim iki dakika.
Só te peço dois minutos.
Beş dakika.
Cinco minutos.
Beş dakika sonra, Diego'yu gönderiyorum.
Daqui a cinco minutos, mando entrar o Diego.
Unutma, her lokma koşu bandında 20 dakika demek.
Não te esqueças de que cada dentada equivale a 20 minutos na passadeira.
İki gün önce üç rezervasyon onar dakika arayla yapıImış :
OK, três reservas feitas há duas noites no espaço de dez minutos :
- 58 dakika.
- 58 minutos.
- Mesele 58 dakika değil.
- Não tem nada que ver com 58 minutos.
Bana 58 dakika verin.
Dá-me só 58 minutos.
58 dakika.
58 minutos.
Neden 58 dakika?
Porquê 58 minutos?
Jean-Baptiste, lütfen bu çilgin Meksikali kadina iki dakika izin ver.
Oiça, Jean-Baptiste, preciso que fale com esta louca mexicana durante dois minutos.
Sadece iki dakika çünkü her kariyer, her başarili Hollywood hikâyesi birinin başka kimsenin tanimadiği firsati bir kişiye tanidiği ana indirgenebilir.
Só dois minutos, pois todas as carreiras, todas as histórias de êxito em Hollywood podem ser reduzidas a um momento, a uma aberta na qual alguém reconhece uma oportunidade que ninguém viu.
Gelecek iki dakika Jean-Baptiste senin şu an bulunduğun yer ile ilk yardimci prodüktör unvanin arasinda duruyor olabilir.
Estes próximos dois minutos, Jean-Baptiste, podem ser a diferença entre onde está agora e os primeiros créditos como coprodutor da sua carreira.
Bir dakika sürmez.
Não demora nada.
Kuzenim 45 dakika içinde gelecek. O zamana kadar ben idare ederim.
A minha prima chega em 45 minutos, até lá eu tomo conta.
Hukuk diploması olan ve içki sorunu yaşamayan birisinin gelmesi için en az 15 dakika bekleriz herhalde.
Ou, pelo menos 15 minutos... Até que um alcoólico controlado com um diploma apareça.
Bir dakika.
Deem-me um instante.
Tamam? Bir dakika bekleyemeyeceğimi düşünüyorum.
Não sei se posso esperar um minuto.
Bir dakika biliyor musun Seks çılgınlığı ve bir sonraki O sadece deli.
Sabes, num minuto é uma louca com tesão, no outro é só louca.
Bu çok tuhaf, Onlar iyiler birkaç dakika önce.
Que esquisito, estavam óptimas há alguns minutos.
Rezervasyon yaptırmaksızın birkaç dakika sürecek.
Sem reserva levará alguns minutos.
Birkaç dakika sonra efendim.
Daqui a alguns minutos, senhor.
Stacey, gerçekten hızlı bir şekilde arama yapsam sorun olmaz mı Ve ben sadece birkaç dakika içinde alt katta görüşürüz.
Stacey, importas-te se fizer uma ligação e ir ter contigo lá embaixo?
Panik odama girdim ve 20 dakika boyunca evi aramalarını izledim.
Esgueirei-me para o meu quarto de pânico e vi-os revistarem a casa durante 20 minutos, e depois foram-se embora.
Bir dakika.
Espera, não.
60 Dakika'yı izledin mi?
- Viste o "60 Minutes"?
2 dakika.
Dois minutos.
Bir dakika.
Espera.
İki saat. Belki de bir saat kırk beş dakika.
Duas horas, talvez um e três quartos.
Atmosfere gireceğiz. 39 dakika sonra.
Vamos chegar á atmosfera em... 39 minutos.
Beş dakika ara veriyoruz.
Ok. Vamos fazer uma pausa de cinco minutos.
İfadeler, saldırının 10 dakika önce takip edilmek suretiyle planlanmış bir saldırı olduğunu göstermektedir. Bu korkunç saldırı, bir kayıkhanede ölümcül kanamasıyla terk edilen Bayan McGuire'in ölümüne sebep olacaktı.
Esta Defesa mostrará que foi um acto deliberado, como... andavam a persegui-la, 10 minutos antes... cujo propósito de este brutal ataque, estava dirigido... para causar á morte da Sra. Maguire.
Bir dakika.
Espere um segundo...
Birkaç dakika sonra eskisi gibi iyi olacaksın.
Mais dois minutos, e estará como novo.
Bir dakika uzakta.
- Estamos a um minuto.
Bir dakika.
Só um minuto.
Bak, biraz afalladığımın farkındayım ama yarıştan 10 dakika öncesine kadar buluşmayı reddederken ne bekliyordun?
Desculpe se estou um pouco perdida aqui, mas o que espera se se recusa a reunir até 10 minutos antes da corrida?
Bir kaç dakika dışarı çıkmam gerekiyor.
Tenho de sair num instante.
SON DAKİKA
NOTÍCIA DE ÚLTIMA HORA
SON DAKİKA-GALA KURŞUNLANMASI
NOTÍCIA DE ÚLTIMA HORA TIROTEIO NA GALA
İnsan diyor ki, 40 dakika... 40 dakika geç gitseydik ya da bir iki dakika... İnsan...
Pensamos que 40 minutos...
Bana bir dakika ver yeter.
Dá-me um minuto, está bem?
Bekle bir dakika.
Espere aí...
Bir dakika.
Espere.