Dakota translate Portuguese
791 parallel translation
- Güney Dakota, kuzey.
- No Dakota do Sul, norte.
- Güney Dakota Kuzey mi?
- No Dakota do Sul, norte?
- Güney Dakota ama kuzeyi.
- No Dakota do Sul, na parte de cima.
Dakota bölgesini geliştirmek için kurduğum bir şirket.
Uma empresa que organizei para desenvolver os Territórios de Dakota.
Sanırım Dakota'da. Dur.
Nos Territórios de Dakota, penso.
- Binlerce insanı Dakota'ya ne getirir ki?
- O que traria milhares... ... de caravanas para o Dakota?
- Dakota'daki Kara Tepeler'de mi?
- Black Hills em Dakota?
Bayan Taipe binlerce insan geliyor deyip hisse almamı tavsiye etmişti.
Foi o que a Mrs.Taipe queria dizer. Disse que milhares viriam a Dakota... ... e aconselhou-me a comprar acções.
" Dakota'lardaki hayat zor demeyin.
" Não me digam que a vida era dura em Dakota.
Yüzlerce çift Dakota savaşçısı çete halinde.
São um grupo de Dakotas, cerca de uns 100.
Dakota bölgesinde.
Território de Dakota.
Dakota'da senden düşük çenelisi yok.
Tens a maior boca do Dakota inteiro.
Dakota burada. Yarın için sürücünüz olacak.
Amanhã Dakota irá guiá-la.
Bu Kuzey Dakota'dan Duane Howard'dı.
E foi Duane Howard, de North Dakota.
Yardımcımızı, Güney Dakota'lı Casey Tibbs'i kurtarırken izleyin.
Observem o trabalho do homem recolhendo Casey Tibbs, South Dakota.
Bize Amerika'da her yıl yapılan en büyük buffalo sürüsünü anmada fotoğraf çekme olanağını veren,
Queremos expressar o nosso agradecimento às autoridades... e a Joe Foss, governador do Estado de Dakota do Sul.
Güney Dakota Valisi Joe Foss'a ve görevlilere. içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Que nos permitiu rodar a criba anual da maior manada de búfalos... dos Estados Unidos.
Adını, Texas'tan Dakota'ya kadar bilmeyen yok.
Falam de ti, desde Texas até Dakota.
Öyleyse, Dakota bölgesinden olmadığınız kesin.
Então pertence ao território de Dakota.
Bir keresinde, Bir hafta at üstünde kaldım. Beni Dakota'da yakaladılar. Kansas'a kadar geri götürdüler.
Eles me pegaram em Dakota e me trouxeram para o Kansas.
Sonra da Güney Dakota'da, Rapid City'de Sheraton-Johnson Oteli'nde.
E depois no hotel Sheraton-Johnson em Rapid City, South Dakota.
Sheraton-Johnson Oteli, Rapid City, Güney Dakota.
Hotel Sheraton-Johnson, Rapid City, South Dakota.
Güney Dakota'ya gitmiş.
Foi para South Dakota.
Güney Dakota'ya mı?
South Dakota?
Güney Dakota'da Rapid City'ye.
Rapid City, South Dakota.
Bizim dostlarımı, Dakota'larmı?
Os nossos amigos, os Dakota?
Hayatta kalan Cheyenneler, yaralı hayvan içgüdüsüyle hareket ederek kaçtıkları bölgeden tam 1200 mil uzakta Dakota'nın çıplak tepelerininin olduğu bölgede bulunan kendi lisanlarında "Zafer Mağarası" olarak adlandırdıkları kutsal yerde tekrar bir araya geldiler.
Como se fossem guiados pelo instinto de um animal ferido... os sobreviventes dos cheyennes reuniram-se a 1.930 km... do território do qual escaparam... nas colinas áridas do Dakota, sagradas para eles... chamadas no seu idioma "Cavernas da vitória".
Kuvvetli!
Suecos do Dakota. Duros!
Havai Deniz Sınırı raporunun şifresi çözüldü, efendim.
Senhor, recebemos um despacho do Dakota.
Dakota Gölü, dağlar...
Dakota Lake, as montanhas...
- Kuzey Dakota'ya yaklaşıyor.
- Aproxima-se do Dakota do Norte.
STRATEJİK HAVA KOMUTANLlĞl, KUZEY DAKOTA
COMANDO AÉREO ESTRATÉGICO, DAKOTA DO NORTE
Füzelerimizden biri Kuzey Dakota'da "kaza eseri" patladı.
Um dos nossos mísseis explodiu "acidentalmente" no Dakota do Norte.
Kuzey Dakota ve Rusya'daki nükleer kazalarla ilgili hala resmi bir açıklama yapılmadı.
Ainda não há explicação oficial para os aparentes acidentes nucleares no Dakota do Norte e Rússia.
Sonra bir gün, tüm anılarından uzak bir yaşama başlama umuduyla evimizi Teksas'tan Fort Dupree, Güney Dakota'ya taşıdı.
Até que um dia, na esperança de iniciar nova vida longe das recordações mudou-nos do Texas para Fort Dupree, Dakota do Sul.
Teksas'tan Güney Dakota'ya kadar halk silahlanmıştı.
Formaram-se grupos de vigia do Texas até ao Dakota do Sul.
Kit, Güney Dakota'yı terketmekten memnundu ve adına lanet okudu.
O kit estava feliz por deixar o Dakota do Sul e amaldiçoou-o.
- Güney Dakota, sen?
- Dakota do Sul, e tu?
- Joni James, Güney Dakota'lı.
- Joni James é do Dakota do Sul.
Bizi Güney Dakota'ya geri götürdüler.
Levaram-nos para o Dakota do Sul.
Dakota, şimdi içeride ölü bir çakal gibi sessiz duruyor.
É complicado de facto. Esse Dakota que prendemos fala pouco e ainda menos quando estiver morto.
Dakota. 09-01-56.
Sou o Dakota. 09-01-56.
- Hayır, Dakota. Numara...
O número é...
- Hey Dakota! - Evet?
Ei, Dakota, a tua garrafa!
Gel Dakota. İkizinin poposuna bakalım.
Vamos ver o rabo da gémea.
Dakota, dışarıdaki Çinli'yi nereden tanıyorsun?
Não te vi com um chinês lá fora?
Biliyor musun evlat, senin anlamama gibi bir sorunun var.
Como mentiroso, você é o segundo de Dakota.
Pennsylvania'dan Hollandalılar, Chicago'dan Polonyalılar Dakota'dan İsveçliler. İri adamlar!
Homens grandes!
Adım Dakota.
Chamo-me Dakota.
Aman Tanrım!
Sr. Dakota!
Dakota, hayır dedim.
Dakota.