English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / Dayken

Dayken translate Portuguese

1,653 parallel translation
Biliyor musun, sen aşağıdayken, bir balina gördüğümü sandım.
Quando foste lá abaixo, pareceu-me ter visto uma baleia.
Dışarıdayken bir şey alıyordum.
Lá fora, eu tomava uma coisa.
Rebecca, geçen yaz, Justin Irak'dayken, benimle sen ilgilendin.
No Verão passado, quando o Justin esteve no Iraque, cuidaste de mim.
Şikago'dayken ben de kendim için bazı şeyler düzenlerdim. Bununla karşılaştırırsak çok küçük kalır tabi, ama yine de yardım etmek isterim.
Coisa pequena comparada a isso, com certeza, mas... se eu for útil, adoraria ajudar.
Şikago'dayken, onu estetisyene götürdüm, çünkü izi yüzünden utanmasını istemedim.
Levei-a a um cirurgião plástico em Chicago porque não queria que se sentisse constrangida.
Siz ve kardeşiniz Fransa'dayken Kraliçe'min yardımcılarıydınız.
Na época em que sua irmã e ti eram damas de companhia de minha Rainha
Rwanda'dayken ben ve bir meslektaşım mezar yığınını temizlemek zorunda kalmıştık.
Quando estive no Ruanda, um colega e eu tivemos de limpar uma vala comum.
Yemekte toplantıdayken arama beni!
Não me telefones quando estou a meio de um almoço de negócios!
Afganistan'dayken çok tehlikeli nakliye yolları vardı.
No Afeganistão, algumas rotas de abastecimento eram muito complicadas.
Onlar dışarıdayken kız kardeşim ve ben büyükannemizde kalıyorduk.
A minha irmã e eu ficámos em casa da minha avó, quando eles saíram.
O dışarıdayken olmaz.
Não enquanto ele estiver lá fora.
- Yukarıdayken bunu yap.
- Vê se fazes melhor que isto.
Biz dışarıdayken bakıcı onunla kalıyor.
Quando saímos, deixo-o com a baby-sitter.
- Venezüella'dayken.
- Quando foi à Venezuela.
Baba, Vietnam'dayken, Hau Liang vilâyetinde... hiç savaştın mı?
Pai, quando estiveste no Vietname, lutaste na província de Hau Liang?
Güneyde, Vega'dayken evimizin yakınlarındaki bir köyle isyan çıktı.
Quando eu era menino, na Vega... No sul... Houve alguns problemas na vila perto da nossa casa
Aslında Roma'dayken mandolin çalmayı öğrenmiştim. Futbol oynamayı da.
Aprendi a tocar bandolim quando estive em Roma.
Donanma'dayken nöbetimi kacirmistim.
Quando estava nos Fuzileiros, faltei ao serviço.
O hala 6'dayken ben 11'de bıraktım.
Saí no 11.º, ainda andavas tu no 6.º ano.
Sabah Seul'dayken öğlen Jeju Adası'nda nasıl oluyorsun?
- Seul na manhã e Jeju Island no almoço?
Ben California'dayken bunun için olgun oldugumu ve bir kadin oldugumu söyledi.
Quando estava na Califórnia, ele disse que eu estava madura, que já era uma mulher.
Teyla ve ben Yeni Athos'dayken, o da oradaydı.
Quando a Teyla e eu fomos à Nova Athos ele estava lá.
Oh, Yardımcım diğerleriyle toplantıdayken bu meseleyle ilgili ağzını sıkı tutmanı istiyorum.
Vice? Quando estamos em reuniões com outras pessoas, quero que te controles.
Denver'dayken...
Em Denver...
- Bu nasıl olur? - Jill, Stanford'dayken eğitilmiş olmalı. - Hayır.
Como pôde isto acontecer?
Dışarıdayken yaptığım şey zor.
O que eu faço é difícil. Ando por aí...
Evlat, annen ve küçük annen dışarıdayken, sana gizli, karanlık bir aile sırrını açıklayacağım.
Filho, enquanto a tua mãe e a pequena mãe estão fora, vou-te deixar entrar num segredo de família profundo e obscuro.
Scotland Yard'dayken beraber çalıştık.
Colaborámos quando ela ainda estava na Scotland Yard.
Scotland Yard'dayken oldukça yakınlaşmışlar.
Eles colaboraram quando ela estava na Scotland Yard.
Hartland'dayken, hep kendi başımaydım, bazen günlerce sürerdi.
Em Hartland andava sempre sozinho, por vezes durante dias.
Ben aşağıdayken çok önemli bir şey olmalı.
Deve ter acontecido algo quando eu estava lá em baixo.
Ben aşağıdayken konuşuyorlardı.
Quando eu estava no Inferno, ouvi uns rumores.
Mısır'dayken açamaz mıydınız peki?
Não podia ter aberto quando estava no Egito?
Aşağıdayken ayak bileği yaralanmış.
Ela machucou o pé quando esteve lá.
- Bana geçen perşembe, tüm gece dışarıdayken de başka bir kadınla birlikte olmadığına dair yemin etmiştin.
- Juraste na quinta-feira passada... Quando ficaste toda a noite fora de casa. Juraste que não estavas com outra mulher.
Ona izin mi verdin? O şey dışarıdayken?
Com aquela coisa por aí?
Lübnan'dayken, "Banana Republic" marka çiçekli şortunu giyiyordun.
Estavamos na Líbia, tu com aqueles calçõezinhos da república da banana.
Aşağıdayken nefesini üç dakika tutabiliyor.
Ele consegue suster a respiração durante 3 minutos lá em baixo.
Bu şekilde kimsenin kıçına tekmeyi basamazsın, bu iyi görünmeye benzemez, ama dışarıdayken, birileriyle konuşmayı denemeli, dinlemeli ve bağlantı kurmalısın.
Olha, podes fazê-lo como mais ninguém, ficas lindamente nessas bonitas calças, mas quando estás lá fora e tentas falar com alguém, tens que ter capacidade para ouvir, seres capaz de fazer uma ligação.
Chicago'dayken taşımaya başladım.
Comecei a andar armada em Chicago.
Stockton'dayken ilaçlarımı düzgünce alamadım o yüzden şu anda biraz kontrolden çıkmış durumda.
Não consegui arranjar os medicamentos certos em Stockton, por isso, agora está um pouco fora de contrôle.
Chicago'dayken sen, beni fazla sahiplenmiştin.
Lá em Chicago, tu... tu eras muito... - possessivo. - Sim.
Kariyeri sallantıdayken, bu konuya burnunu sokmasını hiç istemeyiz. Wow, balık gerçekten ağırmış.
Não devíamos esfregar-lho na cara agora, com a carreira em declínio.
Sen dışarıdayken, kim içeride Izzie'yle birlikte?
Se estás aqui, quem é que está ali com a Izzie?
Dışarıdayken olayla ilgili bir şeyler... -... duydun mu?
Ouviste alguma coisa enquanto estiveste lá fora, a fazer os teus anjos de cinzas?
Sıkıntıdayken senden para alamam.
Eu não vou aceitar nada de ti quando estás em baixo.
Bunu, sen Colombia'dayken yollamıştım.
Mandei-to quando estavam na Colômbia.
Rusya'dayken bir Polonya radyosunda Ewa Demarczyk'i dinlemiştim. O günden sonra kendisini sürekli takip ettim...
Eu ouvi Ewa Demarczyk num programa de rádio polonês no meu lar na Rússia.
Ne? O şeyler dışarıdayken mi?
Com aquelas coisas?
Hazır kapıdayken halledelim şu işi.
Podemos fecha-lo já que estamos auqui!
Sen aşağıdayken.
Quando estava lá embaixo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]