Deki translate Portuguese
13,291 parallel translation
Verbatim'deki büyük açılış için davetiyeleri yolladın mı?
Enviaste os convites para a inauguração da Verbatim?
İki günlük kaplıca ödülü kazanmışım. Hem de Florida, Napoli'deki Ritz-Carlton Tatil Köyü'nden!
Ganhei um fim-de-semana num spa, no Ritz-Carlton Resort, em Naples, na Florida!
Save Pay'deki kasiyerlerden biri kayınvalidesine çok iyi geldiğini söyledi.
Uma das operadoras de caixa no Save Pay disse que isto fez milagres pela sogra dela.
Save Pay'deki işine mi?
E o teu trabalho no Save Pay?
Delilleri Axe Sermaye'deki yatırımcının tekinde bulamayız.
Não é um GP qualquer que vai saber das coisas.
Stadyum'da maçtayken ya da Barclays'deki locasında olmalı.
Um jogo no estádio. Ou no camarote dele no Barclay's.
Axe Capital'deki tüm çalışanların profilini çıkarıp çalışmalarını tarıyorduk ve Donnie Caan gözümüze çarptı.
Temos feito alguns perfis e analisado a atividade da Axe Cap. Descobrimos o Donnie Caan.
1927'deki Yankiler? İspatla.
Os Yankees de 27?
Şimdi, Manx TV'deki Pat, işi bırakmadan ona ulaşmalıyız.
Temos de falar com a Pat na Manx TV antes que ela saia.
Interpol'deki dostlarım nihayet dönüş yaptılar.
Está bem, os meus amigos que estavam em cima da Interpol finalmente disseram-me alguma coisa.
Bir üniforma giy ve GPS'deki yere 30 dk içerisinde git yazıyordu.
Vista o uniforme e vá para o lugar programado no GPS em 30 minutos.
CD'deki tek ses bu mu?
Era a única voz de homem no CD?
CD'deki diğer ses Manohar'un olabilir.
A outra voz no CD pode ser de Manohar.
Cincinnati'deki tüm gönüllüleri Dunbar ile fotoğraf çekimi için otobüse çağırıyorlar.
Querem todos os voluntários de Cincinnati juntos para uma foto.
Yarın Milkin'in Amerika'daki mevcutlarını kullanıma açacağız ve Khalski'nin İsviçre'deki hesabına transfer edeceğiz.
Amanhã desbloqueamos os ativos americanos do Milkin e transferimo-los para as contas suíças do Khalski.
NBC'deki bir komedi programına geçmiş.
Entrou numa comédia da NBC.
ABD'deki diğer 15 anahtar nokta da öyle.
Assim como outros 15 nos Estados Unidos.
ABD'deki tüm köpsırgalardan kurtulabildik mi?
Sou o dono do prédio. Estamos aptos a livrarmos-nos de todos os Sharknados?
Alibi, Güney'deki En İyi Boktan Bar seçildi.
O Alibi eleito o "Melhor Pior Bar de South Side".
Bir gazete "Güney'deki En İyi Boktan Bar" olduğunu yazsaydı...
Se um jornal escrever que tu és não sei, o melhor pior bar de South Side. - Como o Alibi Room?
Marsten'ın Miami'deki alkoliklerini, Cain'in New Orleans'ta gırtlağına kadar batmış acemilerini mi?
O Marsten anda a beber mojitos em Miami, Cain está a empanturrar-se em vaginas em Nova Orleães?
Cambridge'deki eski öğretmenlerimiz gibi konuşmaya başladın.
Pareces um daqueles velhos fidalgos de Cambridge.
Buyurun. Tennessee'deki bir içki imalathanesinden.
Aqui tem, é de uma destilaria do Tennessee.
Ve Bahçe'deki yaşantımızı muhteşem yapacak.
E as nossas vidas no Jardim... espetaculares.
Pocantico Hills'deki cinayete benzer şekilde öldürülmüşler.
M.O. parecido com o primeiro assassinato em Pocantico Hills.
Para Cenevre'deki hesabına yatırıldı. Seni istediğin yere götürecek, bir uçak ayarlandı.
O dinheiro já foi transferido para a sua conta, em Genebra, e tem um avião à espera para levá-lo aonde quiser.
Tüm müsait birimler. Beacon Hills Telekom Cypress Lane'deki haberleşme kulesi için destek talep ediyor.
Todas as unidades disponiveis, a Telecom de Beacon Hills está a requerer um 11-5 na torre de comunicação de Cypress Lane.
Sizi yenebilmemin tek sebebi Bölge'deki her kuytuyu ve gediği biliyor olmam.
O motivo pelo qual vos superei foi porque conheço todos os recantos do Bairro.
Baban... Palmer Teknoloji'deki sunumuma geldi. Abaküs.
- O teu pai é...
Star City'deki adamlarımıza haber verin.
Avisa os nossos contactos em Star City.
Selam. 8'deki mamamın zamanı geldi mi?
Já está na hora da minha refeição das 20 horas?
Coast City'deki Argus deposunda.
- Ela está bem. Está num abrigo da ARGUS em Coast City.
- Noah Cypress Cove'deki kulübede.
O Noah está numa cabana em Cypress Cove.
İçlerinden biri "Modern Family" deki o komik, avanak çocukla mesajlaşıyormuş!
Um deles estava a mandar mensagens com o miúdo mudo e engraçado de "Uma Família Moderna".
Mesela ; "Güzel ve Çirkin" deki mum nasıl o kadar güzel şarkı söylüyordu?
Por exemplo, como é que aquela vela em "A Bela e o Monstro" canta tão bem?
Kanal 367'deki "Gilmore Girls" ü kaçırmayın.
Veja "Gilmore Girls" no Canal 367.
Orası çocuklara "AC / DC" deki adam gibi küçük şort ve şapka giydirdikleri yer mi?
A sério? Essa é aquela escola que faz vestir os alunos com calções curtos e chapéus como o tipo dos AC / DC?
Bonnie şehir dışına çıktı. Ve Allendale Mill'deki Salı gecesi Tombalası için fazladan bir biletim var.
A Bonnie está para fora, por isso tenho um bilhete a mais para o bingo de terça à noite no Allendale Mill.
"Yenilmezler" deki gözü pek oyuncu var.
Quem temos? Temos o tipo que é o número seis em "Os Vingadores".
Dalgagüdücü'deki dostlarımız muhtemelen ölmüştür Profesör Stein'a da kim bilir ne oldu.
A tripulação deixada no Waverider provavelmente já deve estar morta e sabe Deus o que aconteceu ao professor Stein.
Güney Wyoming'deki bir tür tamirhaneden görüntü.
As imagens são de uma oficina no sul do Wyoming.
Sadece 1958'deki kızların biraz daha yavaş ilerlediğini düşünüyordum böyle konularda.
Eu só... Pensava que as miúdas de 1958 eram mais lentas.
1958'deki kızların mı?
Miúdas de 1958?
Washington'ın kuvvetleriyle birlikte New Jersey'deki Hesse Birliklerine saldırmayı planlıyorlardı..
As forças do Washington preparavam-se para atacar os Hessianos em Nova Jersey.
Washington, Delawere'deki Hesselilere sürpriz yapmak için en iyi adamlarını görevlendirdi.
O Washington vai liderar os seus melhores homens, pelo Delaware, para surpreender os Hessianos.
Patty, Midway City'deki olay yeri inceleme okuluna gidiyor.
A Patty vai para a Universidade de Midway.
- Dünya 1'deki görsel ikizini bularak.
Encontrando o sósia dele na Terra 1.
Kuadrant D'deki ajan O'Brien ve Marshall'la beraber olan herkese.
Toda a gente no quadrante D e os agentes O'Brien e Marshall.
- Tomogi'deki insanları istiyorlar.
São as pessoas de Tomogi que eles querem. Não é de cá.
Terminatör deki gibi.
Como em O Exterminador Implacável.
1975'deki Önemli'yi nerede bulacağımızı bulduk.
Sabemos onde encontrar o Primário em 1975.