Deli bu translate Portuguese
1,952 parallel translation
Bu ülkede siyasetle ilgilenen her deli buraya gelecektir.
Todo maluco interessado em política do país virá aqui.
Deli bu adamlar.
São loucos.
Bu mükemmel, huh? Olacak olan diğer şey, deli doktoru tarafından tekrar değerlendirilmem. - Bu olmayacak.
E, a seguir, sou recambiado para o psiquiatra.
Bu dava beni deli ediyor Billy.
Este caso está a'engolir-me', Billy.
Ve normalde bu beni deli eder.
Normalmente, passava-me com isso.
Cal, uzaya yeniden gitmeyi çok fazla istiyordu. Bu deli adamları bile dinledi bu yüzden.
O Cal queria tanto voltar para o espaço que até deu ouvidos àqueles loucos.
Tüm yaşamım boyunca, bu beni deli etti.
Fiquei furioso durante a minha vida inteira.
Bu kadın deli!
Ela está doida.
Adamı suç üstü yakaladım ve bu seni deli ediyor.
Encontraram o tipo em flagrante com todas as coisas roubadas da casa do Sr. King.
Beyler, kusura bakmayın. Anlarsınız ya, bu kadın deli!
Desculpem, a mulher é maluca.
Bu, onu deli ediyordu.
Isso enlouquecia-o.
Bu beni deli ediyor.
Isso chateia-me.
Bu arada, neden o iki adam deli gibi tartışıyorlar?
A propósito, por que razão estão aqueles dois a discutir como doidos?
Bu gece ona soracak. Ne bu adam, deli mi?
Vai pedir-lhe esta noite.
Bu beni gerçekten acitti. O sifat. Ben onu görür o ben sakin kaldik am deli.
O velhote será afastado e a minha hora chegará finalmente.
Bu pislikler beni deli ediyor.
- Isto anda a afectar-me.
Bu gerçek değil! Annenin beyni deli saçması dini zırvalıklarla doluydu!
Isso não era real, era apenas uma religiosa que estava a perturbar a tua mãe.
Bu kadın deli dostum.
Ela é doida.
Siktir, bu deli sürtük ne yapıyor?
Merda, o que está a fazer esta cabra?
Bunları tuvale dökemeyince, bu beni deli ediyor.
E quando não consigo fazer nada na tela fico doido.
- O zaman bu evet olayı tamamen deli saçması mı?
- Então, essa coisa do sim é tudo treta?
Bütün gün bu apartmanda oturursan deli olur çıkarsın.
Devem meter-te louco nesse departamento o dia todo.
Onlar deli. ailenin tüm yaşamış olduğu bu olaylardan sonra güçbirliği yapmalısınız.
Eles estão loucos por bater-te depois de todas estas coisas pelas que a tua família passou.
Yani deli değilsin, ama bu planı kurmak için olmalısın olmalısın.
Então não és louco, mas deves ser para inventar um plano desses porque é de doidos.
Bu saçmalıkların beni de deli ediyor, Michael, senin saçma küçük oyunların.
Eu estou enojado das tuas malditas asneiras também Michael, e dos teus estúpidos jogos.
Monk, bu adam deli.
O homem é maluco.
- Bu şey beni deli edecek.
- Que loucura.
Bu gece deli gibi içeceğiz, tamam mı?
Na noite devemos estar cheirosos, certo?
" Bu terapistle seks yapılmaz durumu beni deli ediyor.
" Essa coisa de sem-sexo-com-a-terapeuta, está me deixando louco.
- Evet, bu babamı deli ederdi.
- Era, mas meu pai não gostava.
E - postalar alıyoruz ve insanlar deli gibi bu albüm nerede diye soruyorlar.
Recebemos e-mails e pessoas a perguntar, "Onde raios está este álbum?"
Marge, bu deli yuvasında ne arıyorsun? Buranın hayvanat bahçesinden farkı yok!
Marge, que estás a fazer nesta faculdade maluca, isto não é nada como a casa animal.
Yeni Delhi en yakınıydı ve bu kadar tehlikeli bir kargo...
O de Nova Deli era o mais próximo, e com uma carga tão perigosa...
Sanırım bu deli, gerçekten mi?
Não acredita nesses malucos, acredita?
- Bu seni deli ediyor olmalı, Sarah.
Deve deixar-te maluca, Sarah.
Düşüncelerini çalmaktan tecavüz etmeye kadar her şeyi, ama deli olsa bile, yine de bu olayda bir değişken.
Tudo, desde roubar-lhe os pensamentos a violá-la. Mas, mesmo que ela seja doida, ela é uma variável nisto tudo.
Bunu haletliğimizi sanıyordum. Evet, ama bu beni deli ediyor.
Pensava que tínhamos resolvido isso.
Bütün bu deli saçmaları için açıklamalarımız var.
Desses "devaneios" temos provas objectivas, advogado.
Kendine çok güvendiğini sergiliyorsun ki bu da beni deli ediyor.
"Revelas uma grande dose de confiança e isso irrita-me muito."
Baksanıza, bu kız için deli oluyorum!
Ouçam, sou doido por ela!
Tabii bu deli bir insana kelepçelendiğimi bilmeden önceydi.
Isso era antes de saber que ia estar presa a uma pessoa maluca.
- Andy Bellefleur, bu gece yaptığın tek şey bizi deli etmek.
- Andy Bellefleur, a única coisa que vais fazer esta noite é pôr-nos doidas.
Peki, tamam deli gibi davrandığım için üzgünüm fakat bu 20 yıl önceydi. Ayrıca sana ulaşmak için çaba sarf ettim ve annen bana bir sene için Avrupa'ya gittiğini söyledi.
Está bem, peço desculpa ter-me passado mas isso foi há 20 anos atrás, e além disso, eu liguei para saber de ti e a tua mãe disse que tinhas saído para a Europa para o resto do ano.
- Bu adam deli.
- Este homem está louco.
Bunu kendine söyleyip duruyorsun ama bu kuralların sanki bir deli ceketi giymek gibi.
Pois, convence-te disso, Dex. Vá lá, parece um colete-de-forças!
Bu da beni tamamen deli yapar.
- O que me põe completamente doido.
- Hayır, hiçbiri ilginç değil. Nasıl bir sihir, bu deli çocuğun modelini bozdu, bilmek istiyorum.
Só quero saber qual foi a circunstância que interrompeu o padrão do doido.
Bu arada "deli çocuk", yakışıksızdı.
- A propósito, "doido" é ofensivo.
Bu adam deli. Ona uyduğun için sen de delisin.
E você é doida por lhe dar ouvidos.
Pardon ama Yeni Delhi'li mütevazı çocuğun yıldızlara ulaşmak için sefalet ve önyargının hakkından gelip Amerika'ya ulaştığı bu dokunaklı hikâyede buna yer yok.
Lamento, não faz parte da minha narrativa pessoal e enternecedora, na qual um rapaz humilde de Nova Deli superou a pobreza e o preconceito e viajou para os EUA para alcançar as estrelas.
- Bu çok saçma. deli insanlar hayaletlere inanır.
É ridículo. Os malucos é que acreditam em fantasmas.