Derim translate Portuguese
5,249 parallel translation
Yani hayatının geri kalanını kıllı biriyle geçirmek istiyorsan... sana Tanrı seni korusun ve iyi şanslar derim.
Portanto, se quiseres passar a vida com a rata peluda, que Deus te acompanhe e desejo-te muita sorte.
Ben de kendime "bunun anlamsız olmadığını biliyorum" derim.
Digo a mim mesmo, Eu sei que têm sentido.
Ben de kendime "bunun anlamsız olmadığını biliyorum" derim.
Digo a mim mesma, Eu sei que têm sentido.
Bye-bye! Adamım! Mükemmel prova yeri diye buna derim.
Isto é o que eu chamo de um grande espaço de ensaio.
Ben derim ki sen bir kahramansın.
Para mim, é um herói.
- Hep evet derim çünkü ne zaman hayır desen insanlar bir açıklama bekler.
Eu aceito sempre. Porque sempre que recuso, as pessoas querem uma explicação.
Nokta " derim.
E eu digo : "Não leu Truman Capote. Pare."
Bir çözüm bulana kadar burada kalalım derim ya da ikimiz azıp burada duramayacak noktaya gelinceye kadar.
Proponho que fiquemos aqui até descobrirmos uma solução, ou até ficarmos com tanto tesão que não dê para aguentar.
Yakalayalım derim.
- Eu digo para o caçarmos. É como um labirinto aqui.
Kazayla oldu beni bağışla kızım derim.
Desculpa, querida. Magoei-me imenso.
Şimdi, gerçekten dünyayı daha iyi bir yer yapmak istiyorsanız yolunu söyleyeceğim şimdi, kulağınızı dört açın derim.
Por isso, se quer mesmo que o mundo melhore, sugiro que me ouça bem, pois estou prestes a contar-lhe o que descobri.
İyi bir evlilik diye buna derim.
Um bom casamento é assim.
O zaman onlara derim ki...
Então, vou dizer-lhes...
Aile mahkemesinde dükkanı kapatmaya hazır ol derim.
Num tribunal de família, agora pode-se encerrar uma loja.
Bu fırsatı kullanın derim.
- Sugiro que a aproveite.
Onu tanımıyorsun bile. Belki de bu olanı bilmek onun hakkıdır. "Psikopat değilim ve çocuğu aldıracağım" derim.
- Talvez mereça saber que isto aconteceu e que não sou maluca e que vou abortar.
- Evet. Her zaman insanlara, içinizi ferah tutun, bizi gözetenler var derim.
Digo sempre às pessoas que se devem regozijar com o pensamento de que estão sempre a observarmo-nos.
Kontrollü biri diye buna derim.
É alguém sob controlo.
Lima'ya gidip, büyüğüyle takas edelim ve direkt Antartika'ya yol alalım derim.
Vamos pra Lima, trocamos por um barco maior, e depois navegamos diretamente para Antártica.
Onu şimdi alalım derim.
Vamos tirá-lo do jogo agora.
Anlaşıldı? Kes derim ve sonrasında filme devam ederiz.
Eu digo corta e até lá continuas a filmar.
Şimdi biraz minnet göster ve siktiğimin arabasına bin yoksa seni duvara yapıştırıp ayağım debriyajdan kaydı derim.
Mostra um pouco de gratidão e entra no caralho do carro, ou atropelo-te e digo que o pé escorregou da embraiagem.
Onu görürsem şöyle derim. Batman'a bayıldım. - Bazıları söylediklerini anlayamadıklarını söylüyor ama yanılıyorlar.
"Adoro o Batman, há quem diga que não te percebeu, mas enganam-se!"
Bilsem, "Evet ya, doğru. Biliyorum" derim.
teria dito " sim, certo.
Soruşturma açarlarsa, mutfağı fareler bastığı için mutfakta fare zehri kullanmıştım derim. Ki bu da doğru zaten.
Se investigarem, digo que usei veneno na cozinha esta manhã porque estava cheia de ratos, o que é verdade...
- Polise gidelim derim.
Eu digo para irmos à Polícia.
Ne derim ya da ne yaparım ya da ne düşünürüm?
O que eu diria ou faria ou pensaria...
Yetkilileri salla gitsin derim ben.
As autoridades que se lixem, é o que costumo dizer.
Ben geçmişe bir bakalım derim.
- E que tal seguires a tua história?
Ben derim ki onu son bir kez kullanıp sonra sonsuza dek huzura erdirelim.
Sugiro que a deixemos descansar, de uma vez por todas.
bende buna amin derim.
Então, eu digo, amém.
Ben karşılık verelim derim, sertçe.
Temos que revidar com força.
- Derim.
- Vou dizer "não".
Hem ona hem babama Hanna'da kalıyorum falan derim.
Digo ao meu pai que vou ficar em casa da Hanna.
İşte destek diye ben buna derim.
Isso é que é ajuda.
Ben buna pire için yorgan yakmak derim.
Digamos que parto muitos ovos para fazer uma omeleta.
- Arayıp hastayım derim.
- Ligo a dizer que estou doente.
Kendini övmüş programcıdan biraz daha fazlasın derim buna.
Eu diria que isso é mais de secretária.
- Teşekkür derim.
- Obrigado.
Ben hep ne derim?
O que estou sempre a dizer?
Ben, genetiği değiştirilmiş organizmaları... tam olarak yasaklamayalım, derim.
Eu digo para não banirmos categoricamente os organismos geneticamente modificados.
Ben, bu GDO'ları çocuklarımıza yedirelim, derim. Hemen!
Eu digo para colocarmos estes OGMs dentro das nossas crianças já!
Ben değiştirilmiş domtis derim
Eu digo tomato modificado
Ben işlenmiş patates derim, sen işlenmiş pattis dersin.
Eu digo batata de laboratório, Tu dizes batato de laboratório
Ben tüm müziklere Mozart derim!
Eu chamo a toda a música Mozart!
Biraz temizlik gerektirecek, bu işi uzatmaya çalışanlar olacaktır ama asıl tehlikeyi atlattık derim.
Ainda nos vamos organizar um pouco, alguns podem querer estender-se com a história, mas eu diria que a parte mais difícil já passou.
Bu dediğim gerçekleşene kadar onları yakınımızda tutalım derim.
Até lá, devemos mantê-las sob controlo.
Bence kahverengi olsun derim. Diğer konuya gelince ise o özel bir...
Eu acho...
Aslına bakarsanız kendime Jim derim... ama, Mathias'ı da severim.
Gosto de Mathias... Como sabe o meu nome?
Gittikçe daha iyi oluyor. - Ben, onu izleyelim derim.
- Digo para o seguirmos.
Ben buna "Iska" derim.
Falhaste.