Devil translate Portuguese
417 parallel translation
Devil's Rock'ın kuzeyine getirin.
Leva-a para a parte norte de Devil's Rock.
Devil-dam'a ne dersin?
Que dizes do "Devil-dam"?
- Devil's Creek'de birkaç sürünün başında gidiyordum.
Estou passando com o meu gado por Devil's Creek.
Sağındaki ise Devil.
A pequena é a ilha do Diabo.
Devil ( Şeytan ) Adası'nda kaçmanın tek yolu bu.k
Só assim é que uma pessoa sai da "Ilha do Diabo".
Wyoming, Devil's Tower'da tehlikeli kimyevi gaz yüklü bir tren raydan çıktı ve demiryolu tarihindeki en geniş tahliyeye yol açtı.
Em Devil's Tower, Wyoming, descarrilou um comboio cheio de gases químicos perigosos, obrigando à maior evacuação na história destes controversos transportes por comboio.
Devil's Tower, bu ülkenin 1915'te Roosevelt tarafından ilan edilen ilk milli anıtı.
Devil's Tower, no Wyoming, foi o primeiro monumento nacional a ser erigido neste país por Theodore Roosevelt, em 1915.
Epoxy, Red Devil...
Epoxy, Red Devil...
Beni şehre bıraktı sonra da Reggie'yle karşılaştım ve arabasıyla Devil's Playground'u baştan sona dolaştık.
Ele deixou-me na cidade, encontrei-me com o Reggie e andamos no carro dele até o Devil's Playground.
"Dördüncü yarış için, Merlin Hex..."
Devil's Moon e Mother's Curse. Para a 4a, Merlin's Hex...
Şeytan Mermerleri, Olgas ve Ayers Kayası.
Devil's Marbles, The Olgas e Ayers Rock.
Devil takımının renklerini ben sunuyorum.
Sou comentadora dos Devils. Sou fabulosa!
Burası KPPD Chinquapin Parish'in bir numaralı radyo istasyonu Devils takımının soyunma odasından canlı olarak sunuyoruz.
Esta é a KPPD, a rádio preferida de Chinquapin Parish, a emitir em directo do vestuário dos Devil.
Şu nefis yeni Devil üniformalarını görmek için siz dinleyicilerimizin burada olmaması çok yazık.
É uma pena os nossos ouvintes não poderem estar aqui para ver o novo e belo equipamento dos Devil.
Bir Go-Devil yeraltı kamerası, hangi yönde sondaj yaptığını gösteriyor.
Uma câmara subterrânea Go-Devil indica a direcção em que se perfura.
Evet, Şeytanın baraj yolu.
Sim, Devil's Gate Barragem.
- Şeytanın baraj yolu.
- Devil's Gate Barragem. -
- Kara Kartal, Şeytan 505, karadayız.
- Black Eagle, Devil 505, sobre terra.
Kara Kartal, burası Şeytan 505.
Black Eagle, aqui Devil 505.
Düğme 3, Şeytan 505, tekerlekler hazır.
Button 3, aqui Devil 505, trem em baixo.
- Şeytan 520, karadayız.
- Devil 520, sobre terra.
Kara Kartal, Şeytan 505, karadayız.
Black Eagle, Devil 505 sobre terra
- Şeytan 511 söyleyince hareket et.
- Devil 511, mexa-se ao meu sinal.
511, Lider Şeytana.
511 a Devil Leader.
Lider Şeytan ekran dışı.
O Devil Leader saiu do ecrã.
Lider Şeytan yer yüzünde.
O Devil Leader está na estrada.
- Kara Kartal burası Şeytan 503.
- Black Eagle, aqui Devil 503.
Lider Şeytan, burası 511.
Devil Leader, aqui 511.
- Lider Şeytan, seni koruyoruz.
- Devil Leader, estamos a cobri-lo.
Şeytan 505'in sonu bu.
É o fim do Devil 505.
Burası Şeytan 505.
Aqui Devil 505.
Şeytan 505, orada mısın?
Devil 505, ouve-me?
Şeytan 505, beni duyuyorsan işaret ver.
Devil 505, se me ouve, lance fumo.
# I'm gonna beat the deviI outta you!
* Eu sou vou bater o devil outta você!
Lütfen Hz. Elijah Muhammed'e hayatımı, beyaz şeytanın yüzüne gerçekleri vurmaya, adadığımı söyle.
( MaIcoIm ) please tell O HonourabIe EIijah Muhammad..... que eu dediquei meu life para telling o branco devil a verdade para seu rosto.
Hayır, beni dinleyin! Bu şeytan bizlerden ölü ruhlar yarattı!
Não, eu sou telling você aquele devil fez morto souls fora ofyou e eu!
- # I work like the devil formy pay...
- * ( gospel coro ) Oh... - * Eu trabalho like o devil formy pagar...
- "Kara Şeytan" pazar günü kazanacak.
- "Black Devil" vencerá Domingo.
What the devil's that?
Que diabo é aquilo?
Devil-may-care'de ki gibi kabarık olmak, bilirsin.
Para andar todo esfarrapado e com cabelo demoníaco.
Şeytanın Başparmağı dediğiniz, dağın bir bölümü kırılmış.
A nossa mãe, a terra abriu-se, e parte da montanha que chamamos Devil's Thumb elevou-se.
Her yıl Şeytanın Başparmağından çıkıp bize gelirler.
Todos os anos ele vem a nós pela montanha Devil's Thumb.
Şeytanın Başparmağı.
Devil's Thumb.
Beyaz Kurt, Şeytanın Başparmağına bir av seferine önderlik edecek.
Amanhã lobo branco empenhar-se-á numa caçada em Devil's Thumb.
Judite'e yeni adaylar bulmasını, Devil'e de en arkayı almasını söyle.
A Judite que dê uma vista de olhos pela aparência das novas candidatas, e seja o que Deus quiser.
Coney Adası'na. Ryker Adası'na. Devil Adası'na.
Para a Coney Island, Ryker's Island, Devil's Island.
Devils taraftarına bulaşma dostum!
Não se meta com o Devil!
Arizona State'de okudum! Bir Sun Devil'ım!
Andei na Universidade do Arizona!
Frank Gifford, Al Michaels ve Dan Dierdorf, Sun Devil Stadyumu.
Eu sou Frank Gifford, em Tempe, no estádio Sun Devil do Arizona.
Sun Devil Stadyumundaki bütün gözler Rod Tidwell'e kitlendi. İşin hakkında söylediğim herşey için çok özür dilerim.
No estádio Sun Devil todos os olhos estão voltados para Rod Tidwell.
Bunu biliyor muydun? Buraya Devil's Den... diyorlar.
Como está, Pete?