Diplomatlar translate Portuguese
155 parallel translation
Surasi da diplomatlar için.
Lá atrás é a secçäo diplomática.
Arka saflarda başlayan devrim diplomatları barışa zorlarken,.. ... ordu cephede savaşmaktadır. Düşmanı ezeceğinden emindir.
Em plena revolução, o país suplicava pela paz enquanto na frente o exército combatia, com a certeza de esmagar o inimigo.
Aynı gece 4 Mart 1944'te bir Türk Bakan, diplomatlar topluluğu onuruna bir resepsiyon düzenlemişti.
Nessa mesma noite de 4 de Março de 1944 um Ministro turco oferecia uma recepção ao Corpo Diplomático,
Tanıdığım tüm diplomatlar arasında, en iyisi yine sensin.
De todos os diplomatas que conheci, você ainda é o melhor.
İlk olarak, Müttefik, Mihver ve Tarafsız devletler diplomatlarının eşleri bu haftayı kıskançlıktan çatlayarak geçirdi..
Bem, para começar, as esposas de todo o Corpo Diplomático do Eixo, Aliados e Neutrais estiveram muito mal durante esta última semana.
Dışişleri Bakanlığı'nı, Lola'nın kaldığı küçük oteli ziyaret eden harika diplomatlar kadar diplomat ziyaret etmiyordu.
O Ministério das Relações Exteriores... não recebia tantas visitas de brilhantes diplomatas... quanto o hotel onde Lola estava hospedada.
Bu nedenle size tavsiyemiz diplomatlar da dâhil olmak üzere bütün yabancıların yirmi dört saat içinde Pekin'i terk etmeleridir.
Portanto, aconselhamos seriamente, Sir Arthur, que todos os residentes estrangeiros, inclusive o pessoal diplomático, devem deixar Pequim dentro de 24 horas.
Buna bence en iyisi diplomatlar karar versin.
Isto é melhor ser decidido por diplomatas.
Diplomatlar kızgınlıklarını ifade eden notalar gönderecek birkaç general tatbikata çıkacak ve sonra herkes yine mantığını konuşturacaktır.
Os diplomatas protestarão. Alguns generais farão manobras e todos se sensibilizarão de novo.
Çeşitli rütbelerden askerler ve diplomatların tamamı.
Os chefes de todas as Forças Armadas do Pais e a totalidade do Corpo Diplomático.
Diplomatlar henüz Washington'dayken kurmaylar hazırlanan plana son şeklini veriyordu.
Enquanto os diplomatas conversavam em Washington, em Tóquio, os militares davam o toque final no plano de conquista.
Keza batılı diplomatların uyarılarına da kulak asmıyordu.
Os diplomatas do Ocidente também o avisaram e ele não ligou.
Rus diplomatlar Kızıl Ordu hazırlıklarını tamamlayıncaya dek Hitler'i yatıştırmaya ve saldırıyı geciktirmeye çabalıyordu.
A diplomacia russa tentava ainda apaziguar Hitler, esperando com isso adiar qualquer ataque, até que as reformas do Exército Vermelho estivessem completas.
Bu nedenle Rus generalleri hazırlıklarını sürdürürken diplomatlar, Almanya'nın ihtiyacı olan tahıl ve diğer hammadeleri temin ediyor Alman casus uçaklarının Rusya üzerindeki faaliyetlerine göz yumuyor ilk hatlardaki savunma mevzilerinin yapımını ağırdan alıyordu.
E enquanto os generais conferenciavam, os diplomatas racionavam cereais e outras matérias-primas imprescindíveis à Alemanha, fechando os olhos aos aviões de reconhecimento alemães, sobre o território soviético, até mesmo abrandando a defesa na fronteira, para não ofender Berlim.
Batılı diplomatların Dışişleri Bakanı Molotov'a Kızıl Ordu'nun kahramanlıklarını takdir etmelerine rağmen ikinci bir cephenin henüz işe yaramayacağını söyledi.
Molotov, o Ministro dos Negócios Estrangeiros, ouviu dos diplomatas ocidentais o quanto admiravam o heroísmo do Exército Vermelho, mas uma segunda frente ainda não era praticável.
Biz sadece asker değiliz, ülkemizin diplomatları sayılırız.
Olha, nós não somos meros soldados, somos embaixadores do nosso país.
Başkanlar, diplomatlar, araştırmacılar...
Presidentes, diplomatas, cientistas.
" Diplomatlar Dungarees'de.
" Diplomatas em Fato-Macaco.
Baban, Attila Circle denilen bir grubun üyesiymiş. Bir grup yaşlı adamın oluşturduğu, ve aptal Komünist diplomatların buraya gelmekle yanlış yaptığını söyleyip duran bir grubun üyesiymiş.
Este grupo pertence ao Circle Attila... são apenas alguns velhores que tiram cartazes das paredes... sempre que algum idiota de diplomata Comunista... comete o erro de cá vir.
Ben, babamın çalışma odasında kilitli kaldım. O dünyanın elit diplomatları arasındaydı.
Eu fiquei trancado na sala de leitura do meu venerado e temido pai, onde ele recebia o corpo diplomático de Londres, a elite do mundo.
O zaman, Bay Chekov, iş diplomatlarımızın maharetine kalacak.
Nesse caso, Sr. Chekov, dependeremos dos diplomatas.
Mültecilerin, kaçakçıkların işadamlarının, diplomatların ve yüzlerce dünyanın gezginlerinin bir uğrak yeriydi.
É dito que o futuro nasce sempre em dor. A história de guerra é a história de dor.
Diplomatlar, kanunsuzlar, müteşebbisler ve gezginler için bir uğrak yeri, evlerinden uzakta bir yuvaydı. İnsanlar ve yabancılar, 2.500.000 ton ağırlığında dönen bir çeliğin içine tıkılmış, hiç bitmeyen bir gecenin içindeydiler.
Era um porto no espaço, uma casa longe de casa para diplomatas, ladrões, empresários e viajantes, humanos e aliens, dentro de 2,500,000 toneladas de metal giratório, todos sozinhos na noite.
Diplomatlar, kanunsuzlar, müteşebbisler ve gezginler için bir uğrak yeri, evlerinden uzakta bir yuvaydı.
Era um porto no espaço, uma casa longe de casa para diplomatas, ladrões, empresários e viajantes.
Diplomatlar, kanunsuzlar, müteşebbisler ve gezginler için bir uğrak yeri, evlerinden uzakta bir yuvaydı.
Era um porto no espaço, uma casa longe de casa para diplomatas, ladrões, empresários e viajantes,
Diplomatlar veya başkanlar için telekinetik bir kalkan.
Um escudo telecinético a defender contra armas, para os diplomatas e presidentes...
Diplomatlar Kulübü'nde buluşalım.
Encontramo-nos no Clube dos Diplomatas.
Buraya döneceğim. Sonra havaalanında Diplomatlar Kulübü'nde Bridgette ile buluşacağım.
Volto logo a seguir, e encontro-me com a Bridgette no Clube dos Diplomatas,
Diplomatlar Kulübü'ne gidip Bridgette ile buluşmanı istiyorum.
Preciso que vás ao Clube dos Diplomatas e te encontres com a Bridgette.
Bilim insanları, diplomatlar, casuslar.
- Cientistas, diplomatas, espiões.
Diplomatlar için işe yarar bir özellik.
Dá jeito quando se é diplomata.
Sizi, diplomatlarımızdan birisi olarak görevlendirmeyi arzu ederdim.
Gostaria de poder nomea-la diplomata nossa.
Bir doğumgünü yemeği verip önemli İngiliz asillerini ve diplomatları çağıracağım.
Decidi dar uma festa de aniversário e convidar importantes diplomatas e nobres ingleses.
Diplomatların yaptığı gibi, tasmalı köpek gibi davranmak zorunda değiliz.
Não como os diplomatas que têm de ser comportar como cães com trela.
Ordu saldırmak istiyor. Diplomatlar kuşatma istiyor.
Os diplomatas querem um bloqueio.
Marco, sekretere söyle, diplomatlar beklesin.
Marco, diz à secretária que jà atenderei os diplomatas.
Almanya Polonya'yı ve özgür eyaletleri işgal ederek huzur ve barış dolu bir hayat için diplomatların girişimleri ve umutlarını bitirdi.
A Alemanha invade a Polónia e o Estado livre de Danzig pondo fim aos esforços e esperanças dos diplomatas por uma determinação pacífica.
Bizi karşılaması gereken Çin diplomatları nerde?
Onde estão os oficiais Ming para nos cumprimentar?
Politikacıları, diplomatları eğlendirir.
Entretém dignitários, diplomatas.
Diplomatların öğrenecekleri ilk şey parmaklarını ait olmadıkları yerlere sokmamayı öğrenmektir.
Uma das primeiras coisas que um diplomata aprende é não enfiar os dedos onde não deve.
Nicholas, İran temsilcilerinden Rus diplomatların öldürülmesine ilişkin bir özür mektubu aldım.
Nicolau I a aceitar as desculpas dos emissários persas pela morte dos vossos diplomatas...
Diplomatlar arı gibi koşuşturuyor.
A comunidade diplomática está toda num frenesim!
Zero-One'ın diplomatları dinlenmek için ricada bulundu.
os embaixadores do Zero-um intercederam para serem ouvidos.
Baracas'taki diplomatlarımızı tutuklatmaya başlar.
Começam a levantar falsas acusações sobre os nossos diplomatas nas Berakas.
Çok tatlısın ama şunu da tam olarak biliyorum ki... sadece diplomatları, avukatları ve politikacıları oynayabiliyorum.
És amorosa mas só sei fazer de diplomata, advogado ou político ;
- Diplomatlar.
- Diplomatas.
- Elçilikler ve diplomatlar ha?
- Embaixadas e diplomatas.
Biz diplomatların o zekice müdahalelerinden sonra ülkeniz yine karmaşa içinde...
Que nós diplomatas na altura usámos, agora a vossa nação está num caos...
Diplomasi diplomatların işidir.
Deixam a diplomacia para os diplomatas.
Şimdi değil! Sonra! Uluslararası diplomatlar var.
Tenho crianças perdidas, cães perdidos... agora não... diplomatas internacionais, uma rena que vai para o zoológico.
Cehennem diplomatlarından olmalısın.
Deve ser uma grande diplomata.