Dita translate Portuguese
805 parallel translation
Senin şu sözde kuvvetin.
A tua dita força.
George alt zümre dedikleri yerden geliyor, Dexter, üst zümreden.
O George vem da dita classe baixa, e o Dexter da classe alta. E daí?
Hayır, ama bana dün gece söylemiş olabileceğim her şeyin baskı altında söylendiğini ve bana karşı kullanılamayacağını söyledi.
Não, mas disse-me que qualquer coisa que eu possa ter dito a noite passada... foi dita sob pressão e não poderá ser usada contra mim.
Söylenen sözler tekrarlanamaz.
Não se pode lembrar a... palavra dita.
Pekala sen şimdi şöyle yazacaksın.
Está bem, então dita que eu escrevo.
Bu odada konuşulan şeylerin gerçekliğini anlamadıkça gitmeye niyetim yok.
Não arredarei o pé até que a verdade seja dita entre nós.
İnsan bir şey söylerken, akıcı konuşur öksürmez.
Enquanto alguém dita... o outro deve falar fluentemente em vez de tossir.
Gerçek, halka açıklanmalı!
A verdade deve ser dita ao público!
Sen yapman gereken şeylerden vazgeçme. Tanrı, seni bunları yapman için yarattı.
Que faz as coisas que lhe dita o coração que Deus criou para si.
Olacak olanlar olur.
As coisas acontecem como dita a providência.
Ancak Henry Tudor, Richmond Kontu, muazzam bir orduyla Milford'a çıkmış. Maalesef bu haber de pek hoş olmayanı.
Que o Conde de Richmond, com poderosa força, desembarcou em Milford e mais fria notícia, contudo deverá ser dita.
Yolumu hangi gücün çizdiğini bilmiyorum... fakat ayaklarım, izlemem gereken bir yola değdi.
Não sei que poder é este que me dita o caminho... mas os meus pés pisam já a estrada que devo percorrer.
Doğru, yüz dokusunun olmaması iddianı destekliyor.
Verdade seja dita, o tecido facial perdido confirma a sua teoria.
Onun cezalandıran ateşiyim. Benim olduğum yerde tüm yanlışlar doğru olur.
O fogo e a vingança, pelos quais o mal será reparado e a verdade será dita.
" Mezkur varlıklarınızı boşaltmayı reddettiniz bu nedenle, derhal ve ivedilikle boşaltmakla yetkilendirildik.
"Você recusou-se a desocupar a dita propriedade é portanto, " desta maneira obrigada a imediatamente e sem demora...
- Siz karar verin.
Dita você.
Albay Lawson, bu mahkemede kuralları hakimler koyar, savcılık değil.
O tribunal é que dita as regras neste caso, não a acusação.
Bahsi geçen bölgeye askeri eskort eşliğinde gitmeye müsaade edeceksiniz, ve çatışma çıkarmadan barış içinde yaşamaya hemen söz vereceksiniz.
Vão permitir ser escoltados sob supervisão militar para a dita Reserva, onde jurarão viver em paz e sem conflitos.
İnsanı, düzgün bir şekilde konuşmaktan alıkoyan şey, yaşamdaki bu ikilemin farkında olmayışından kaynaklanmaktadır.
Há uma certa ascese que dita que só falamos bem quando olhamos a vida com desapego.
Portreyi görenler aslına olan benzerliğinden adeta bir mucizeden bahseder gibi bahsediyor ve bu benzerliğin sadece sanatçının kudretinin değil, resmini yaptığı güzele karşı beslediği aşkın da bir kanıtı olduğunu konuşuyorlardı.
"E, verdade seja dita, " aqueles que contemplaram o retrato " falaram desta semelhança como de uma poderosa maravilha
Burada kuralları o koymuyor ki.
Não é ele quem dita as regras por aqui.
Bak, ne zamandır sözde ölü madende çalışıyorsun.
Trabalhas numa mina dita desactivada.
" Teksas Arp'te Landry Petrol Rafineri'sini...
" ao Mesquite Bank na dita White City...
Devrim benzemez eğlenceli bir ziyafete
O imperialismo dita a sua lei Por toda a parte
Ve Birinci Charles'ın 1648'teki idamından beri ona söylenmiş olan her şeyi hatırlar.
Ela pode lembrar-se de cada palavra que lhe foi dita... desde a execução de Charles I em 1648.
# Ve aşk da yegâne hüküm #
E o amor dita a sua lei.
# Ve aşk da yegâne hüküm #
E o amor é que dita a sua lei.
Kurtar onu, kalbinin sana söylediğini dinle, daha önce ölmemiş olan milyonlar ölecek.
Salve-a, faça o que lhe dita o coração, e morrerão milhões que não tinham morrido antes.
Ben kanunları yerine getiriyorum.
Faço o que dita a lei.
Aynen kanunda söylendiği gibi.
Como dita a lei.
Hani şu yatakların, duvar halılarının olduğu ve bir sürü şeyin söylendiği o odada yaşananları.
Houve uma cena com camas e tapeçarias e muita coisa foi dita.
O söylüyor ve Zoe yazıyor.
Ele dita e a Zoe escreve.
- İşte Mr. Spock'un söylemediği gerçek.
- Há a verdade não dita do Sr. Spock.
Kararım raporlara dayanıyor.
Apenas o relatório dos serviços competentes dita a minha decisão.
Kaptan, mantık başka bir yol izlememizi gerektirir.
Capitão, a lógica dita que consideremos outro rumo.
Beni çekici bulan bir korumaya inandırıcı bir yalan söyleyerek.
Uma mentira convincente, dita a um guarda que me acha desejável.
Ne yapacağımıza, Washington karar verecek.
É Washington que dita a política.
İşin doğrusu, sana imreniyorlar.
Verdade seja dita, eles invejam-te.
Ona bir zamanlar insanlar tarafından söylenen kelimeyi söyledi.
Disse uma palavra que lhe fora dita vezes sem conta por humanos.
Biggles Mektup Yazdırıyor.
Biggles dita uma carta.
Sana doğruyu söyleyeceğim Red. Biraz var.
Bem, verdade seja dita, Red, sim.
Hayatın kendisi bu çılgıncayken, deliliğin ne olduğunu kim bilir ki?
Se a vida parecer uma loucura em si, quem dita o que é loucura?
Meuse nehrinin batı yakasında etkili Fransız topçu bataryaları vardı. Ama, cephane tükenebilir endişesiyle bataryalar etkili kullanılmıyordu. Alman panzerleri Fransız istihkamlarını bir bir imha ettiler.
Apesar dos franceses terem peças de artilharia pesada, não permitiam disparar com medo de ficarem sem munições antes do começo da batalha propriamente dita, portanto os panzers tomaram as casamatas francesas uma por uma.
İlk maymunun konuştuğu o tarihi günde insanların sürekli kendisine söyledikleri sözcüğü kullandı.
Num dia histórico, houve um macaco que disse uma palavra... que lhe tinha sido dita por humanos vezes sem conta.
Benim görüşüme göre, böyle boktan bi dünya yaratan bu kadar zeki insanlara karşı duramam.
Na minha opinião, não aguento... essa gente dita tão sábia, mas são os responsáveis por essa merda.
Ancak bilgisayarın dikkate almayı unuttuğu bir konu var. Ben buna Pinokyo faktörü diyorum. Probozun karekökü, sinüslerin toplamına eşittir.
O que o computador não está a considerar... é o que eu chamo o factor Pinóquio... que dita que a raiz quadrada do nariz é igual à soma dos senos sobre sete.
Kabile büyücülerinin sözlerini devam ettirmek için hiç okulumuz yok..
Não temos escolas e o feiticeiro dita as regras.
Ve unutma, son replik okunmadan...
E lembra-te, até que a última fala não tenha sido dita...
- Bana yazdirmak ister misin?
- Quer ditá-las?
Dr Otto Hasslein'in gözetim ve yönetiminde CIA tarafından sorgulanacaklardır.
Havendo, no entanto, causa justa para suspeitar que sonegaram informação importante, os simio-nautas serão conduzidos pelo Dr. Lewis Dixon à instalação dita Campo 11, e ali mantidos para interrogatório pela cia sob a direcção do Dr. Otto Hasslein.
Sen söyle ben yazarım.
Dita lá.