English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / Diyebiliriz

Diyebiliriz translate Portuguese

1,689 parallel translation
Buna Deniz Suçları Yasası diyebiliriz.
Acho que lhe podemos chamar a Lei das Ofensas Marítimas.
Şarkıları "Ağaçların Arasında" birliğimizin ve iyileşme sürecimizin simgesi oldu diyebiliriz.
Como sabem, a música deles, "Por entre as Árvores"... tornou-se o nosso hino não-oficial... de unidade e recuperação.
Söyledi diyebiliriz.
Ele meio que fez.
Şifreleme ve sistem farkındalık kodları Pentagon'dakilerle eşdeğer diyebiliriz.
A encriptação e os códigos de segurança são superiores a tudo o que tínhamos no Pentágono.
- Öyle diyebiliriz.
- Mais ou menos.
Buna günün yıldızı da diyebiliriz.
Chamamos-lhe a espectacular série Six Card Plus.
Dünyadaki her kötülük, her şanssızlık, Eskimo'yu ısırıp yemenin o müthiş keyfine varırken hemen etkisini kaybeder ya da dengelenir diyebiliriz.
Cada coisa má e terrível que ocorre no mundo é compensada directamente pela alegria completa e perfeita de trincar um Bolo Esquimó.
Daha çok buna yolun sonu diyebiliriz.
Uma forma de destruir isto.
"Paranoya sendromu" diyebiliriz.
Podemos escrever "Síndrome paranóica".
Evet, öyle de diyebiliriz.
Pode-se dizer isso.
Dünya yansa umrunda olmazdı diyebiliriz.
Vamos apenas dizer que ele não era exactamente de pôr fogo no mundo.
Öyle diyebiliriz.
Pode-se dizer que sim.
Durumların karışımı diyebiliriz isterseniz.
Combinação de circunstância.
Daha çok ruhlar diyebiliriz.
Espíritos, mais precisamente.
Bizim meslekte buna "kesin sonuç" da diyebiliriz. Sahi mi?
Na nossa profissão é o que chamamos de presa fácil.
İlk raund için oldukça zavallıca hareketler sergilendi diyebiliriz.
Este primeiro round foi lamentavel.
Ya da şu anda tıpatıp onlar gibi gözüken iki adi hırsızı diyebiliriz.
Ou devo dizer, dois ladrõezinhos que no momento se parecem muito com eles.
Bir nevi meşhur diyebiliriz.
Ele é tipo... famoso.
Öyle de diyebiliriz.
Basicamente.
Buna teselli ödülü diyebiliriz.
Chama-lhe um prémio de consolação.
Büyük beyaz bulut Giants maçı kendi elleriyle verdi diyebiliriz.
Foram os Giants que, basicamente, entregaram o jogo.
Oldu mu? Ot gibi yaşıyorsun da diyebiliriz.
- És basicamente um vegetal!
İçim dışıma çıktı diyebiliriz.
Parece que me vou desfazer em merda.
Veya akünün bir parçası diyebiliriz.
Ou melhor, uma célula de bateria.
Öyle de diyebiliriz tabii.
É uma maneira de ver.
Sonuç olarak, ilk başta bile fark edemediğimiz zaaflardan zamanında faydalandık da diyebiliriz bir nevi.
Pode dizer-se que a parede tinha mais gretas do que as que imaginámos a princípio e conseguimos aproveitá-las a tempo.
Buna kimya partisi diyebiliriz.
Podíamos chamar-lhe a festa de química.
Günü sonunda, iniş çıkışlar oldu diyebiliriz.
Este dia, definitivamente teve os seus altos e baixos.
Hata yaptığımızdaysa sempatisi limitli olan bir adam diyebiliriz.
E quando fazíamos asneira digamos que era um homem de compreensão limitada.
Daha ziyade kontrol manyağı diyebiliriz.
- Mais como um maníaco por controlo.
Onlara her zaman hayır diyebiliriz.
Podemos sempre dizer-lhe que não.
Ona Lucy Hala diyebiliriz.
Vamos chamar-lhe tia Lucy.
Küçük bir gezegen boyutlarında diyebiliriz.
É bastante grande para ser considerado um planeta pequeno.
Geri kalanıda ofisler va ofisler diyebiliriz.
O resto são só escritórios e mais escritórios.
Nasıl hayır diyebiliriz ki?
Como poderíamos dizer que não?
Sana, beyninin sol tarafının aktivitesini artırmaya yönelik bir dizi soru soracağım. Mantık, muhakeme, problem çözme. Eski akıl hocam Ben'in deyimiyle karanlık taraf da diyebiliriz.
Vou fazer-lhe perguntas para estimular o lado esquerdo do cérebro, lógica, raciocínio, resolução de problemas, ou como dizia o meu mentor Ben, o lado negro.
Direksiyon milinin altına sıkışmış bir ceset. Birileri onun bulunmasını istememiş diyebiliriz.
Há um corpo enfiado debaixo do volante, por isso, acho que é seguro dizer que alguém não queria que fosse encontrado.
O zaman susuzluktan ölmemiş diyebiliriz.
Então acho que ele não morreu de desidratação.
Doğal seçilim diyebiliriz aslında.
Na verdade, foi uma transição natural.
Evet, öyle diyebiliriz.
- Pode-se dizer que sim. - Humm.
Evet öyle de diyebiliriz
Sim, pode dizer-se que sim.
Serbest dalış, en basit ifadeyle dip şnorkellemesi diyebiliriz.
O mergulho livre, em termos simples, é como o "snorkelling" profundo.
Bu, Ona, "Kemik Öğütücü" diyebiliriz.
- Isto, chama-se "Quebra ossos"
Öyleyse cinayet için bir sebebiniz vardı diyebiliriz.
Então, podemos dizer que tinha um motivo. Mas quem é ele?
Tam anlamıyla taşaksız diyebiliriz.
Não tem tomates, literalmente.
- Öyle de diyebiliriz, evet.
- A famosa índole eslava, não é? - Qualquer coisa assim.
Evet öyle de diyebiliriz
Sim, podes dizer isso.
Yani, şöyle diyebiliriz ki o giydiğiniz 1.500 dolarlık botlar bir bağımlılık.
Então acho que podemos dizer, que essas botas de 1.500 dólares, que está a usar...
Buna sincap geni diyebiliriz.
Chamamos a este o gene esquilo.
Şey, o zaman bu olay tanıma uyuyor diyebiliriz.
Bem, então esta adequa-se.
- Öyle diyebiliriz
Pode dizer-se que sim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]