Dougie translate Portuguese
534 parallel translation
Bana uyar, Dougie.
Por mim tudo bem, Dougie.
Dougie gazetenin sahibi.
O Dougie é o dono do jornal local.
Dougie yakında evleniyor.
O Dougie está noivo.
Dougi, Dwayne'ye karşı çıkan bir makale yazmıştı.
O Dougie escreveu um editorial contra o Dwayne.
Dougie'nin nikahları mevsimlik bir olaydır. Alabalığın dönüşü gibi.
O casamento do Dougie é sazonal, como o regresso do salmão.
Dougie yine evleniyor.
O Dougie vai voltar a casar.
Dougie zaten hep enayinin tekiydi.
O Dougie sempre foi um idiota.
Şimdiden Dwayne ve Dougie'yi iki kez ayırmak zorunda kaldık.
Já tivemos que separar o Dwayne e o Dougie duas vezes.
Dougie Best, Music Weekly.
Dougie Best, Music Weekly.
Ve onu benden almak için nişanlı Dougie'yi mi kiraladı?
E contratou o Dougie, o noivo, para tentar ir buscá-la?
Dougie'ye öyle benziyor ki, sanki kocam hayata geri dönmüş gibi.
É tão parecido com o Dougie... parece que o meu marido voltou para mim.
Dwayne, Dougie doğal nedenlerle, kalp krizinden ölmüş.
Dwayne, o Dougie morreu de causas naturais, ataque cardíaco.
Dougie'nin parasına elini dahi süremeyecek.
Não ficará com o dinheiro do Dougie enquanto eu viver.
Onu Dougie diye tanıyorum
Chamam-lhe Dougie...
- Dougie.Ve onun tam adı?
E o nome completo?
Teşekkür ederim, Dougie.
Aqui tens, Dougie.
Dougie, gelirken o şeylerden de getirir misin? .
Dougie, é contigo que falo sobre aquelas coisas?
Dougie? .
Dougie?
Lanetli, Dougie.
Ele está condenado, Dougie.
Dougie, ben sadece barmenim.
Dougie, eu sou um simples barman.
- Evliliğinide sen kurtar. - Dougie!
- Acabaste de lhe salvar o casamento.
beni boşanmaktan sen kurtarmadın mı!
- Dougie! Acaba com esse divórcio à vista!
- Dougie, Ben Jeanette Vigusian.
- Dougie, é a Jeanette Vigusian.
- Bir aile olmaya ne dersin, Dougie?
- Que tal assentares?
Dougie'ye altı Grand Hotels gerekiyor.
- Quase lá. Dougie quer 6 "Grand Hotels".
Ücretini hotel faturasına eklerim... - ama bahşiş vermek zorundasınız ve bunu nakit olarak yapmak zorundasınız. - Dougie.
A massagem pode ficar na despesa do hotel mas nós pedimos para que a gorjeta seja dada a ele em dinheiro.
Aferin sana Ajan Dougie.
Ainda bem para si, agente Dougie.
Hey, kahretsin Dougie.
Vai para o inferno, Dougie.
Avukatımla konuş Ajan Dougie.
Fala com o meu advogado, agente Dougie.
Dougie.
Dougie.
Benim adım Doug, büyümüş birisine asla "Dougie" denilmez.
O meu nome é Doug. Nunca se chama Dougie a um adulto.
Dougie, onlar bir saat içinde etkisini gösterir.
Ei, Dougie, vão atordoar-te daqui a uma hora.
- Dougie.
- Dougie.
- Onu bıraktım Dougie.
- Eu deixei-o, Dougie.
Buraya gel Dougie.
Dougie, vá lá.
Selam Dougie, ben de başka birini bekliyordum.
Olá, Dougie, Estava a espera de outra pessoa.
"İyi polis, eşcinsel polis : Dougie Witter'ın Hikayesi."
A História de Doug Witter ".
Dougie, önce o alsın.
Dougie, atende-o primeiro.
Dougie, Florida da bir tekneye mi yazıldın?
Tens trabalho na Florida, Dougie?
Buralarda hava setleşir. Dougie oradaki güneşi sever.
Quando faz mau tempo aqui, preferes o sol de lá.
- Kuzenim Dougie ile konustun mu?
- Fala ao meu primo Dougie.
Birisi, Dougie turtasından bir dilim istiyor galiba.
Alguém quer uma fatia da tarte do Doug.
Dougie'yi tanımıyor!
Ele não conhecer o Dougie.
Bak, Doogie. Kıçımı kaşıyacak vaktim yok, o yüzden senin raporunu ertelemek zorunda kalacağım.
Olha, "Dougie", eu estou cheio de trabalho, por isso acho que vou adiar a tua avaliação...
Ben Duggy'im!
Sou o Dougie!
Duggy'im!
Sou o Dougie!
Dougie Colantonio.
Dougie Colantonio.
- Görünüşe göre, Dougie görev başında gitmiş.
Parece que o Dougie morreu calçado.
- Takma adı Dougie
é a sua alcunha. Doug.
Sıra sende, Doggy.
É a tua vez, Dougie.
Amcan Dougie geçirmişti değil mi?
O teu tio Dougie, sofreu do coração, não foi?