English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / Doğal olarak

Doğal olarak translate Portuguese

1,764 parallel translation
Annem, yani koruyucu annem doğal olarak kendini suçladı.
E a minha mãe, a minha mãe de acolhimento, culpou-se a si mesma, claro está.
Doğal olarak sanmıştım ki, benim, yer çekimi dalgalarının dağılımı üzerine olan teorimi modellemeye çalışacağız.
Naturalmente, imaginei que testaríamos um modelo da minha teoria da distribuição de ondas de gravidade.
Sabit kanatlı bir uçak aradığımız için doğal olarak, kalkışın yapıldığı pisti arıyoruz.
Já que procuramos um avião de asas fixas também procuramos uma pista de onde ele descolou.
Ve doğal olarak, siz de, kendinizi, bu bilgiyi yabancı yatırımcılarınızla paylaşmak zorunda hissettiniz.
E naturalmente sentiu-se obrigado a passar a informação aos seus investidores estrangeiros.
Ve doğal olarak da Nobel, ödülünü rakibi ile paylaşmak istememiş.
Por isso, o Nobel não quereria partilhar o seu prémio com o rival.
Kızlara düşkünler, doğal olarak.
Gostam de miúdas.
Uyduruk kiralık arabası ile burada durup elle cilalanmış Porsche'mi görünce doğal olarak öne geçeceğim.
Quando ele chegar aqui no seu pobre carro alugado e olhar para o meu fantástico Porche, - naturalmente, vou estar à frente.
Doğal olarak, One-Niner kafası koparmak bir güç boşluğu yarattı.
Apanhar o cabecilha dos 1-Niners deixou um vazio na liderança.
Doğal olarak.
Naturalmente.
Bu kayalar doğal olarak hareket etmemiş.
Aquelas rochas não se moveram naturalmente.
Sanırım bu, onun junkie ruhlu olmasından kaynaklanıyor. Doğal olarak paranoyaklaşıyor.
Acho que é o ambiente e o vício que o deixam paranóico.
Takımının kesimine bakılırsa, Oxford ya da benzeri bir yerlere gitmişsin, Ve doğal olarak tüm insanların böyle giyindiğini düşünüyorsun.
Pela forma que se veste, eu diria que você estudou em Oxford ou algo assim e realmente acha que pessoas normais vestem esse tipo de roupa.
Doğal olarak ayini çağrıştıran herhangi bir şey?
Algo de natureza ritual?
Doğal olarak Don Luis.
Naturalmente, dom Luis.
Doğal olarak, bu kokunun en pis olduğu şehir Paris'ti. Çünkü o sıralarda Paris, Avrupa'nın en büyük şehriydi.
Naturalmente o pivete era maior em Paris pois Paris era a maior cidade da Europa.
Kendini tedaviye teslim etme fikri bile doğal olarak kaygı duymana neden oluyor.
Só a ideia de te entregares para desintoxicação é natural que te deixe um pouco apreensivo.
Verdiğiniz bilgi işe yarar ve bir mahkumiyete neden olursa doğal olarak...
E, se resultar e as suas informações nos garantirem uma condenação,
Doğal olarak nefsi müdafaada bulunurum.
A minha reacção natural é a autodefesa.
- Doğal olarak.
Naturalmente.
Doğal olarak, hayır demiştim.
Disse que não, claro.
Doğal olarak pişirilirler
Feitos em forma natural
Çünkü önceden bana, sana James Bond'u anımsattığımı söylemiştin ve ben de bunun şimdiye kadar birinin bana dediği en güzel şey olduğunu söylemiştim. Doğal olarak var sayalım...
Há bocado, quando disseste que te lembrava o James Bond, e eu disse que era a coisa mais simpática que já me tinham dito, supus naturalmente...
o'nun... Doğal olarak!
Dela... obvio!
Doğal olarak, o işte benim için para yoktu.
Mas nada de dinheiro para mim. Naturalmente.
Doğal olarak bir Fransız gemisi, Amerikan bayrağı çekmek için kaydını değiştirip Havana'dan şeker alacak.
Tipicamente, um navio Francês mudará o seu registo para erguer a bandeira Americana e recolher uma carga de açúcar em Havana.
Doğal olarak senin adına ben aldım.
Obviamente que eu aceitei em teu nome.
Doğal olarak.
Eventualmente.
Doğal olarak öyle, zira dört yıldır onun hakkında bir tez yazıyorum.
Devo ser. Estou a escrever uma dissertação sobre ela há quatro anos.
Biz doğal olarak İngilizler olacağız. Siz, cimri mikroplar... Fransızlar olacaksınız.
Nós, naturalmente, seremos os ingleses, enquanto vocês gentalha imunda serão os franceses.
Peki, doğal olarak sorunu gidermek için bize 3 hafta tanıyacaksınız.
Bem, naturalmente vocês vão nos dar as 3 semanas que precisamos... para resolver o problema.
Bunu öğrendiğim zaman, doğal olarak onu öldürmek istedim.
Quando descobri, obviamente, fiquei irritado.
Sen Demi'sin, doğal olarak, ve Taylor da deri suratlı atlara fısıldayan adam.
És a Demi, claro, e a Taylor é o tipo que fala com os cavalos.
İnsanlar artık o kadar çok bilgiyle donatılıyorlar ki her tarzdan o kadar çok şey görüyorlar ki doğal olarak, gerçek yetişkinlik biraz gecikiyor.
Os jovens de hoje são bombardeados com muita informação, tanto input de todos os tipos. Consequentemente, a verdadeira idade adulta é atrasada.
Doğal olarak şu sıralarda burada herkes biraz gergin. Neyse ki böyle bir olayın ciddi bir tehdit oluşturmaması için her önlemi aldık.
Escusado será dizer, aqui estão todos nervosos, mas, felizmente, temos precauções abrangentes para evitar que tal ocorrência se torne uma séria ameaça.
Ancak gemileri doğal olarak organik. Hiperuzay radyasyonunun etkilerinden korunmak için kısa duraklamalar yapmaları gerekiyor.
- Mas as naves são orgânicas, precisarão fazer pausas para se recuperarem dos efeitos da radiação do hiperespaço.
- Doğal olarak.
- Naturalmente.
Kuzey Denizi'nde petrolün bulunması tam bir sürpriz olmuştu, hiç kimse doğal olarak böyle bir şey beklemiyordu.
A descoberta de Petróleo no Mar do Norte foi uma grande surpresa ninguém esperava por isso de qualquer maneira.
- Çok ince bir çizgi vardır. - Çoğu doğal olarak paranoyaktır. Bu köstebek avı da tuz biber ekti.
Olha, muitas destas pessoas tendem a ser naturalmente paranóicas, e este caçador de informadores não ajudou.
Bir aşı geliştirdim Doktor McKay gibi doğal olarak gene sahip olmayanların kullanmasını sağlıyor...
Eu desenvolvi uma inoculação que permite a pessoa que naturalmente não possuam o gene, como o Dr. McKay, poder usar também.
Doğal olarak ters olduğun bir maddeye karşı mücadele veriyorsun ama üstesinden geleceksin.
Estás a trabalhar com o teu oposto natural. Mas vais conseguir. Sei que vais.
Doğal olarak, en uzun süre konuştukları adam şerif Tom Underlay'di.
Sem surpresa, o tipo com quem mais falaram foi o xerife Tom Underlay.
Doğal olarak beraber çok zaman geçirdik.
Era natural que passássemos tanto tempo juntos.
Doğal olarak gerginim.
É natural que esteja ansioso.
Doğal olarak, ben gidince, yetkili sen olacaksın.
Naturalmente, quando estiver fora, tu ficas no comando.
Bilimsel olarak bakarsak, bayan Carr tamamen doğal, taze, hormon bakımından zengin ve kanser yapıcı koruyuculardan etkilenmemiş hücreleri kullanıyor.
Cientificamente, a Sra. Carr está a usar... uma substância natural, rica em hormonas e células jovens, livre de conservantes cancerígenos.
Kızgın olmanız doğal. Belki Tanrı'yı bunun nedeni olarak değil, bu dönemde karanlıktaki bir ışık gibi görmek en iyisidir.
É natural sentir-se revoltada, mas talvez seja melhor ver Deus como uma luz neste momento de trevas, em vez de O ver como a causa disto.
Yüzyıllar önce korsanlar ve balina ve fok avcıları tarafından güvenilir bir besin kaynağı olarak buraya getirildiler ama keçiler, dev kaplumbağa gibi hayvanlarla mücadele ederek doğal bitki örtüsünü tükettiler.
Foram trazidas aqui séculos atrás por piratas, baleeiros e marinheiros como fonte permanente de suprimentos. Mas dizimam as plantas naturais, competindo com os animais nativos como as tartarugas.
Ayrıca hafıza kaybı, cinayete meyil,... -... ve son olarak da doğal şeylere alerji. - Ha ha.
Basicamente caracteriza-se por demência, impulso assassino e um medo irracional de fibras naturais.
Tanrı şahit ki tüm şehir bu acıyı paylaşıyor, fakat Katrina'dan farklı olarak, bu sefer ki bir doğal afet değildi.
Sabe Deus que esta cidade já viu seu o quinhão de sofrimento, mas ao contrario do Katrina, este desastre não foi obra da natureza.
Doğal olarak.
Ala Red Stevens. Só podia.
Bitirirken, bugünün bu ulusun görebileceği en büyük Amerikalar'dan birinin anısına... doğal bir yas günü olarak geçirilmesini rica ediyorum.
Para encerrar, pediria que o país fizesse um dia nacional de luto por um dos maiores americanos que esta nação alguma vez verá.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]