Doğuya translate Portuguese
1,356 parallel translation
Altın rengi bir Land Rover Bridgeview'den ayrıldı, doğuya gidiyor.
Um Land Rover dourado saiu agora de Bridgeview, dirigindo-se para leste.
Muazzam servetini kullanarak... hepsini elde etti ama... dünya açlığının, kıtlığın sonunu getirip... orta doğuya barış da getirdi... Dünya hükümetleri için altyapı hizmetlerinde bulundu...
Usando a sua vasta fortuna, resolveu quase completamente os problemas da fome e da seca, trouxe paz ao Médio-Oriente, e lançou as bases para um governo mundial.
Efendim, bilmeniz gerektiğini düşündüm... Çinliler orta doğuya doğru ilerliyor.
Os chineses estão a avançar para o Médio-Oriente.
K-4 kavşağında kuzeye döneceğiz, sonra otoyolda doğuya gidip esirler ele geçirilinceye dek bekleyeceğiz.
Na circular K-4, viramos para norte, depois para leste na Nacional e esperamos até a extracção dos prisioneiros terminar.
Doğuya ateş etmeyin, tekrar ediyorum, ateş etmeyin.
Não... repito, não disparem para leste.
Doğuya ateş etmeyin.
Não disparem para leste.
Avrupa'yı batıdan doğuya hamiliklerden, Bohemya'dan ve Moravya'dan başlayarak tarayacağız.
Vasculharemos a Europa de oeste a leste, começando pelos protectorados da Boémia e da Morávia.
Tüm Yahudiler tahliye edilecek. Gruplar hâlinde, transit gettolara yollanacaklar. Sonra da doğuya gönderilecekler.
Todos os grupos de judeus evacuados serão enviados para o que chamaremos guetos de trânsito e transportados para Leste.
Batıya doğru giden güney yolu bazen kuzeye bazen de doğuya doğru uzanır.
A estrada do Sul para Oeste... vai para Norte, ás vezes em direcção a Leste.
Bence kuzey doğuya dönmelisiniz.
Posso alvitrar que sigam para nordeste? O percurso é mais fácil.
Adamlarınızı doğuya doğru yönlendirmenizi rica ediyorum. Av bölgesi. - Hazır mısınız?
Senhor Duque, Jean-Francois, mande os seus homens para este.
Doğuya gitti.
Foi de volta para Este.
Şafak vakti, doğuya bakın.
Ao alvorecer, olha para Leste.
Şafak vakti doğuya bakın.
Ao amanhecer olha para leste.
- Ne? - Bizi doğuya sürecekler.
Vão realojar-nos a Leste.
Doğuya yönel ve bana ne gördüğünü söyle!
Cobre a crista leste e diz-me o que vês!
Ceketini çıkar. Doğuya dön.
Tire o casaco e vire-se para leste.
Enstitü beni suyu arıtmam için doğuya yolluyor... Buna katılamam.
O Instituto enviou-me para Leste para purificar água, não posso fazer parte disto.
Doğuya daha fazla tren yollamalısın,
Estás a enviar cada vez mais comboios para Leste.
- Doğuya git.
- Vai para Este,
Yani doğuya gidiyorduk. Peki, hangisi?
Estávamos indo para leste, o que é um "Gerry" total, pois...
Çünkü bu kahrolası... - Ve doğuya gidiyorduk.
-... são milhares de km até à estrada.
Sonra kayanın üzerindeyken sana bakıyordum, güneş de... Sonra aşağı indik ve yolumuza devam ettik. Bu demek oluyor ki doğuya gidiyorduk.
Por isso, quando eu estava no rochedo e olhando para você, o sol estava e descemos, fomos naquela direção, o que quer dizer que íamos para o leste e fomos nessa direção durante muito tempo.
Uzun süre de doğuya yürüdük. Takip ettiğimiz dağ doğudaydı. Sonuçta dağı takip ederek ilerledik.
E a montanha era para o leste, por isso "Gerryzamos" totalmente e fomos para a merda da montanha errada.
Doğuya gideriz.
Nós vamos para leste.
Şimdi müttefiklerimizin himayesinde doğuya gideceksin.
Agora devemos procurar amparo de nossos aliados. A decisão foi tomada...
Yucca çıkışına sapıp 1,5 km doğuya gidin.
Vire na saída para Yucca e siga 1,5 km para este.
Oliver'dan doğuya ilerliyor.
Parece que vai para leste pela Oliver.
Preston üzerinde doğuya ilerliyorlar.
Segue para Este pela Preston.
Bir tren sabah 3'te Newyork'tan batıya doğru ayrılırken Bir başkası 4 : 30'da Şikago'dan doğuya doğru ayrılır.
Um comboio parte de Nova Iorque às 3h30, rumo a oeste... o outro parte de Chicago às 4h30, rumo a leste...
Doğuya.
Para o leste.
Doğuya doğru gittiler.
Eles foram para o leste.
Onlar, onlar, onlar doğuya doğru- - Gittiler.
eles foram para o--NPara o leste.
Doğuya doğru.
Direto ao Leste.
Zenci erk ek, yeşil gömlek, kahve pantolon. Yaya olarak doğuya kaçtılar.
Homem negro, camisa verde, calças castanhas.
Bu yolun ana yolla birleştiği yere kadar bizimle gelecek sonra doğuya dönüp sağ kanatlarına saldıracağız.
Ele vai marchar connosco até ao sítio em que esta estrada se volta a juntar à barreira depois viramo-nos para este e atacamos o flanco direito deles.
Doğuya geri dön Eddie.
Volte para Leste, Eddie.
- Şuanda doğuya kaçıyor.
- Ela fugiu, Omnipotente.
Doğuya.
Ao Leste.
" Doğuya doğru gidiyorum.
" Estou a caminho do leste.
Şerif, bu araba doğuya gidiyor.
Xerife, aquela diligência vai para Leste.
Genelde Doğuya gidiyorum.
Passo a maior do tempo no Oriente.
Doğuya çanak anten satmak için daha iyi bir zaman olamazdı.
Uma maravilha. Não há altura melhor para... " " fornecer antenas parabólicas no Leste. "
Doğuya gitmeye devam edin.
Mantenha para o leste.
- Eğer kuzey doğuya gidersek. - Buraya geliriz.
Se conseguirmos ir em direção a nordeste devemos contornar a terra por aqui...
Doğuya gidiyorsun.
Sabe que está a ir para Este.
Sonra... doğuya doğru, bir, iki, üç.
Depois para noroeste, um, dois, três.
Üç tane Mini doğuya, LA nehrine doğru ilerliyor.
Três Mini dirigem-se para leste, em direcção ao rio.
Doğuya mı?
- Para a costa leste?
Biz de doğuya ilerliyoruz.
Vamos para leste.
- Batı Doğuya karşı.
- Zona Oeste contra zona Este.