Duygularını anlıyorum translate Portuguese
66 parallel translation
Duygularını anlıyorum fakat... Asıl nokta onun Halkla İlişkiler'de olması.
Eu posso entender os seus sentimentos, mas... a questão é que ele estava, nos Negócios Públicos.
- Onbaşı, duygularını anlıyorum.
- Cabo, entendo como se sente.
Duygularını anlıyorum.
Sei como te sentes.
Duygularını anlıyorum, M, fakat 00'ları tekrar aktive etmende ısrar ediyorum.
Sei o que sente, M, mas insisto que reactive os 00s.
Çok ciddiyim Flap! 'Duygularını anlıyorum.'Çok zevklisin!
É sério, Flap! "Entende meus sentimentos." Que gosto o seu!
Duygularını anlıyorum, Charley.
Mas sei o que sentes por ela, Charley.
Duygularını anlıyorum, ama artık onu unut.
Compreendo os teus sentimentos, mas gostaria que te afastasses por uns tempos.
Duygularını anlıyorum.
Sei exactamente como se sente.
Duygularını anlıyorum, Binbaşı, ama yardım edebileceğimi düşünmüyorum.
Eu compreendo Major, mas acho que não posso ajudá-la
Simon, ben Müfettiş Cobb. McClane'e karşı olan duygularını anlıyorum, ama inan bana, o pislik bunlara değmez.
Compreendo o que sente por McClane mas o idiota não o merece.
- Duygularını anlıyorum.
Sei como se sente...
Duygularını anlıyorum.
Se servir de consolo, sei o que sentiste, pois também perdi...
Ona zorla sizi aratamam. - Duygularını anlıyorum. - Ona mesajını iletirim.
Mas pronto, fico agradecida pelo sentimento.
Duygularını anlıyorum.
Eu sei como te sentes.
Duygularını anlıyorum. Ama belli etme.
Por isso, entendo como te sentes.
Çocukların duygularını anlıyorum...
Eu entendo os sentimentos das crianças.
Duygularını anlıyorum Allie.
Percebo os teus sentimentos.
- Duygularını anlıyorum.
- Compreendo a situação.
Senin duygularını anlıyorum, tamam mı?
Entendo os teus sentimentos, está bem?
Adamın duygularını anlıyorum ama elimden bir şey gelmez.
Compreendo o tipo, mas não está no meu alcanço.
Duygularını anlıyorum. Ama onun için neyin iyi olduğunu biliyorum.
Compreendo aquilo que sentes... mas eu sei o que é melhor para ela.
Duygularını anlıyorum, baba, ama artık yaşına göre davranman gerek.
Eu entendo como se sente, o pai, mas é tempo de agir na sua idade.
- Tabii, duygularını anlıyorum. - Evet.
Jerry!
Duygularınızı anlıyorum.
Compreendo como se sentem com isto.
Duygularınızı anlıyorum, ve bugün burada, yanı başınızda yürüyorum, bana inanın, bu geceki yemekten sonra artık hizmetime gerek duymayacaksınız.
Compreendo os seus sentimentos, Sr. Vandergelder. E estou aqui a marchar a seu lado para lhe garantir de que não terá necessidade dos meus serviços após o jantar de compromisso hoje à noite. Jantar de compromisso?
Ama.. evet bu şartlarda duygularınızı anlıyorum. Kesinlikle
Posso entender os seus sentimentos acerca destas circunstâncias.Totalmente.
Duygularınızı anlıyorum.
Compreendo o que sente.
Bu arada, sizin duygularınızı anlıyorum. Eğer 24 saat içinde ortadan kaybolursanız, söz veriyorum kimse sizi engellemeyecek.
Entretanto, nutro tal simpatia por si, que, se quiser desaparecer nas próximas 24 horas, prometo que ninguém o impedirá.
- Duygularınızı anlıyorum Mösyö.
- Compreendo o que sente.
Bu konudaki duygularınızı anlıyorum, ama siz de benimkileri anlayın.
Percebo os seus sentimentos. Mas tem de entender os meus.
Bak... Haksızlığa uğrayan kişilerin duygularını paylaşmanı anlıyorum.
Oiça, eu compreendo que está habituada a simpatizar com os mais fracos.
Duygularınızı çok iyi anlıyorum..... ve benimkilerden de utanıyorum.
Compreendo os seus sentimentos. Resta-me sentir vergonha dos que tive.
Duygularınızı anlıyorum.
Compreendo como se sente.
Duygularınızı gayet iyi anlıyorum.
Compreendo muito bem o que sentem.
Duygularınızı anlıyorum Kaptan, ama... bunu Seven of Nine'ın kendisine sormayı düşündünüz mü?
compreendo seus sentimentos, Capitão, mas... pensou em perguntar a Seven of Nine?
Ama tüm duygularımın bu kara deliğin içinde kaldığını anlıyorum. ... ve ne yaparsam yapayım beni içine çekiyor.
Mas, vês, tudo o que eu sinto é este buraco dentro de mim, e faça o que eu fizer, ele vai engolir-me.
Sana bunu milyon kere açıkladım. Ayrıldığınız için onla beraber olmamın sakıncası... olmaz diye düşündüm. Artık insan duygularını... ve kırılganlığını daha iyi anlıyorum.
Eu expliquei-te isto um milhão de vezes... que eu pensei que estava ok para mim estar com ela porque vocês tinham acabado, e que eu agora tenho uma... melhor compreensão sobre a fragilidade das emoções humanas.
Şimdi anlıyorum. İnsan aşkının gücünü duygular değil kurbanın kaderi belirliyormuş.
Vejo agora que o poder do amor humano e controlado pelo objeto de seu afeto, nao por sua vitima.
Sayın Büyükelçi, duygularınızı anlıyorum...
Sr. Embaixador, sei como se sente...
İnanın duygularınızı anlıyorum Sayın Büyükelçi.
Entendo o que sente, Sr. Embaixador, acredite.
Şimdi neden duygularını incittiğimi anlıyorum. Bana aşıkmış gibi davrandın ama aşık değildin.
Ora, eu sei o que te magoei, mas não devias ter fingido que me amavas porque isso não era verdade.
Ve babaanneliğin karmaşık duygular yaratmasını anlıyorum. Ama lütfen bunları bizim problemimiz haline getirme.
E entendo que ser avó... pode criar sentimentos confusos, mas não faça disso um problema nosso.
FBI'ya olan duygularınızı anlıyorum. - Bundan şüpheliyim.
Compreendo o que sente em relação ao FBI.
Hanımefendi, duygularınızı anlıyorum.
Senhora, eu sei como deve estar a sentir-se.
Bakın, duygularınızı anlıyorum ama arabalar özel mülkiyettir.
Sei como se sente, mas carros são propriedade particular.
Blake beni dinle. Duygularını çok iyi anlıyorum.
Sabes, Blake, sei que estás a passar por muito.
Anlıyorum, ama ne yaparsan yap duygularını içine atma.
Compreendo. Mas faças o que fizeres, não reprimas os teus sentimentos.
Anlıyorum. Sorun, Kayla'nın senin, bu karmaşık duygularınla, kızgın bir çocuk haline dönmüş olması.
O problema é que a Kayla apercebeu-se da sua ambivalência e tornou-se uma rapariga muito zangada.
Duygularınızı anlıyorum Bay Lim ama düşmanlarla savaşmak için bize top yapmamızda yardım ederseniz boşuna ölmüş olmayacaklar.
Você tem a minha simpatia, mestre Lim. A morte deles não será em vão se concordar em ajudar-nos a construir um canhão.
Ve duygularınızı anlıyorum.
Eu entendo os seus sentimentos.
Mia, şu anda duygularının altında ezilmiş olmanı anlıyorum...
Eu compreendo que possa estar a sentir-se avassalada de momento.