Düke translate Portuguese
40 parallel translation
Düke yazarak, annemin son arzusunu ilettim.
Escrevi ao Duque, Informando-o do último desejo da mãe.
Sırrımızı düke açmanın ustaca yapılmış bir manevra olup olmadığı sorusu Edith'le kalede bir kaç gün geçirmemiz için bir davet alınca cevaplanmış oldu.
Foi uma atitude Inteligente confiarmos o nosso segredo ao Duque, pois permitiu que a Edith e eu passássemos uns dias no castelo.
Düke, bunu krallıktaki bütün kızlar üzerinde denemesi için emir verilmiş.
O duque tem instruções para o calçar a cada rapariga deste reino.
Yüce Düke kim en yakın?
Quem está mais próximo do nobre Duque?
Şehvetinin nasıl doymak bilmez olduğunu, şehirdeki kadınları nasıl kirlettiğini, en ufak bir hatada bile ne kadar acımasız olduğunu, kendi gayri meşruluğunu, babanız Fransa'dayken annenizin ona gebe kaldığını, zaten görünüşte de Düke hiç benzemediğini, hepsini söyledim.
a voracidade insaciável de seu desejo, e suas violências sobre as mulheres da cidade. sua tirania por coisas sem valia, ele próprio ser bastardo, pois concebido foi estando vosso pai na França, e ainda seu semblante não se parecer com o Duque.
- Catesby, koş hemen Düke git.
Traga o Duque.
Niye gitmiyorsun Düke?
Por que não vai em busca do Duque?
Var. Ben düke acıyorum.
Pelo duque.
Yürümeyi, konuşmayı, bir düke, lorda, piskoposa... sefire hitap etmeyi öğreteceksin.
Tem de a ensinar a andar, falar, dirigir-se a um duque... um bispo, um embaixador.
Ellerimi ellerinin arasında tuttu... Biri ölü, biri diri... Düke bağIı kalacağıma yemin ettim.
Fez-me colocar as minhas mãos entre a sua mão morta e a viva e jurar manter a sua palavra para com o Duque.
Düke sorabilirsin.
Pode perguntar ao Duque.
Düke ihanet ettin, karısını çaldın... şatosunu aldın, artık kimse sana güvenmiyor.
Traíste o Duque, roubaste-lhe a mulher e o castelo. Agora, ninguém confia em ti.
Biz de öyle sanırdık ; ama şimdi krallığı paylaştırırken hangi düke daha çok değer verdiği anlaşılmıyor.
Sempre nos pareceu assim, mas na divisäo do Reino näo parece estar entre os Duques de que ele gosta mais.
Ancak Düke olan aşkından dolayı bu emre uymadı ve ona bir erkek çocuk doğurdu.
Por amor ao Duque desobedeceu e teve um filho...
Öyle mi? Sen de düke benzemiyorsun.
Bem, você não se parece com um duque.
Düke, yakında kendisine cevap vereceğimi söyleyin.
Podeis dizer ao Duque que terá em breve uma resposta.
Bu yüzüğü Düke vermeyi arzu ediyoruz. Sevgimizin göstergesi olarak.
Queremos ofertar este anel ao Duque, como prova do nosso amor.
Beni kullandığın yetmedi mi? Seni kullanmak mı? Desteğini göstermek için beni düke gönderdin... selamını iletmemi istedin.
Mandou - me para o duque como prova do seu apoio, estima e respeito enquanto tramava apunhalá-lo!
Desteğini göstermek için beni düke gönderdin... selamını iletmemi istedin.
Enviou-me ao Duque como prova do seu apoio, fazendo de mim uma mensageira do seu estimado respeito,
Genç, yakışıklı yetenekli bir düke aşığım.
Estou apaixonada por um jovem... ... lindo e talentoso duque.
Zavallı düke çok kötü davranılıyor.
O coitado do Duque está a ser muito mal tratado.
Sabah düke baş vurmuş. Eğer yasal hakkını elinden alırlarsa adaletsizlik yapmakla suçlayacağını söylemiş.
Queixa-se ao doge noite e dia, e seria contra a liberdade da lei... negar-lhe justiça...
Düke bir mesaj yolla.
Envie uma mensagem para o Duque.
Zarfı Kont Düke vereceğim.
Entregarei a carte ao grão-duque.
Zaman zaman düke ya da onun eşine dostuna kiralıyorum.
De tempos em tempos alugo-o ao Duque ou a alguns dos seus conhecidos.
Yoğun iş hayatınızda zengin bir Düke ayıracak zaman bulabileceğinizi sanmıyorum.
Menina Westminster, não creio que tenha tempo na sua vida para um duque rico.
- Düke adil davrandık mı?
- Fomos justos para com o Duque?
Kiminle buluşacağını Düke söyledin mi?
Você disse ao Duque com quem se iria encontrar?
Papa Cenapları yalnızca kendi çıkarlarını düke hatırlatıyor.
Sua Santidade, quer simplesmente, relembrar ao duque quais os seus melhores interesses.
Düke söyledim.
E disse isso ao Duque.
Gecikmek tam da bir Düke göre.
É mesmo típico do Duque atrasar-se.
Düke bu bilgiyi verenin ismini vereceğim.
Eu dir-te-ei quem deu essa informação ao Duque.
Ve Düke sert bir misilleme geleceğine ısrar ettin.
E incitaste o Duque a uma retaliação violenta.
- Pozisyonunuzu Düke bildirmem söylendi.
Disseram-me para dar a vossa posição ao Duque.
anlaşmaya varılmış sözcükleri, benden duymadıkça mektuplarımı iki düke 785 00 : 38 : 47,472 - - 00 : 38 : 49,874 ve Vatican'a ulaştıracaklar.
A menos que tenham notícias minhas com a senha combinada, entregarão as minhas cartas a dois duques e ao Vaticano.
Hayır, yapılacak en akıllıca şey görevimin devam etmesini sağlamak ve düke kralın adına yaptığı çabaları engellemeye ne kadar yakın olduğunuza dair hiçbir kanıt vermemek olacaktır.
Não, o melhor plano é permitir que continue a minha missão e não deixar o duque saber do quão perto chegou de estragar o seu trabalho a favor do Rei.
Peki ya düke bir akşam yemeğinde ev sahipliği yaparsak?
E se dermos um jantar para o duque?
Düke yanlış isim verilmiş.
Foi comunicado o nome errado ao Duque.
Orman düke aittir.
O bosque pertence ao Duque.
Düke gideceğim.
Vou ter com o Duque.