Dün translate Portuguese
43,124 parallel translation
Dün gece 20 civarı koşu yaptık.
A noite passada corremos uns 20 campos.
Dün Dr. Huebner'la konuştum.
Ontem falei com o Dr. Huebner.
Evet, yani, ben - ben dün gece geç geldim.
Bem, ontem cheguei tarde.
Winn, dün akşam Mon-El'i şehirde gezintiye çıkarmış.
O Winn levou o Mon-El num "tour" pela cidade, ontem à noite.
Dün gece M'gann ile konuştum.
Falei com a M'gann ontem à noite.
Hayır, dün gece biraz kumar oynadım da kafayı bulmuşum biraz.
Não, estava apenas... a fazer uns lançamentos ontem à noite e...
Dün sana söylediğim yerle aynı yer.
Na prática... o mesmo local de que te falei ontem.
Dün akşam çok iyiydin.
Estiveste muito bem ontem à noite.
Zırhlı kamyon soygunlarının sonuncusu dün gece National City'nin yeni kahramanının müdahalesiyle bozuldu.
A última tentativa na série de roubos a carros blindados fracassou ontem à noite quando o novo defensor de National City apareceu.
Affedersin de, dün gece gözümü bile kırpmadım.
Desculpem, mas... não dormi nada ontem à noite. - Não.
Dün gece uzay-zaman sürekliliği dairende parçalandı.
Então... ontem à noite, o portal espaço-tempo abriu-se no teu apartamento.
Dün gece...
Ontem à noite...
Dün gece eve gittiğini söyle lütfen.
Por favor, diz-me que foste para casa ontem.
Dün gece tuhaftı.
Ontem à noite foi estranho.
Onunla dün konuşmamış mıydın?
Não falaste com ele ontem?
Dün burada yaşıyordu.
Ele vivia aqui ontem.
Ta ki dün geceye kadar.
Até ontem à noite.
Dün gördüğüm adam gibi mi?
O homem que vi ontem?
Dün kızdan bahsetmemiştin. Neden?
Não mencionaste a rapariga ontem.
Jetonum dün gece düştü.
Porquê? Deparei-me com ela ontem à noite.
Dün akşam eve geldiğinde ne dedi biliyor musun?
Sabes o que ela disse quando chegaste ontem à noite?
Dün kaçtın, şimdi de bu.
A maneira como saíste de casa ontem e agora isto?
Dün sana söylemekten çok korktuğum birşey vardı, ve-ve şimdi... Sana bahsetmek deliler gibi ödümü koparıyor, fakat... işin gerçeği...
Estava com medo de te contar uma coisa ontem e agora estou completamente aterrorizada para contar, mas...
Bak, sen okulda çok iyiydin ve dün gece de okulda eğlenme konusunda çok iyiydin.
Foste ótima na universidade e ontem divertiste-te na universidade. Tens sorte.
Şanslısın. Ben dün geceyi yaşadım ama diğerini hiç yaşayamayacağım.
Tive ontem mas eu nunca vou ter os dois.
Oğlum Steve ile öğle yemeği yiyecektik. Dün gece bir partiye gitmeden önce küçük bir kavga ettik.
Ia almoçar com o meu filho Steve, mas nós brigamos ontem antes de ele ir para uma festa.
Kadını hatırlıyor ama daha dün Denny's'de bütün bir gün çalışmış adam.
Ele lembra-se dela, mas ontem trabalhou um turno inteiro no Denny's, por acidente Não acredito que estou aqui.
Dün, bana makasları verdiğin zaman.
Ontem, quando me deste a tesoura.
Max, dün gece hakkında konuşmamız gerek.
Max, precisamos falar sobre ontem à noite.
Dün gece çıkmadan önce Clint birkaç gram verdi.
O Clint deu-mo ontem antes de ir embora.
Dün gece çok iyiydik, değil mi?
Bombamos na noite passada, não foi?
Dün gece Tyler'ı öpünce midemde bir şeyler kıpırdandı.
Beijar o Tyler ontem despertou algo no meu lombo.
Dün bir saat boyunca suratına "Yardım!" diyerek bağırdım.
Eu gritei "socorro" na tua cara durante uma hora ontem.
Dün geceden sonra gelişmiş mizah anlayışım için çok üzülüyorum.
Depois de ontem, estou muito triste para humor sofisticado.
Dün akşam konuşamadık, kusura bakma. - Ama beraber öğle yemeği yiyip konuşmak- -
Então... acerca da noite passada...
Dün gece görüşemedik, bugün de görüşemeyeceğiz. O yüzden kahvaltıyı birlikte yapalım dedik.
Não vos vimos ontem à noite, não vamos ver-vos hoje, então pensamos em tomar o pequeno almoço juntos.
Dün gece görüşememiştik.
Não consegui ver-te ontem à noite.
Dün gece yatağa gelmedin.
Ontem não foste dormir.
Dün gece geç vakitte babası ile görüşebildim.
Fiz o relatório com o pai dela ontem à noite.
Bana dün gece haberlerde ne olduğunu söylemek ister misin?
Queres contar porque estavas no jornal de ontem à noite?
- Dün parkta onun için mi buluştunuz?
- foi por isso?
Dün gece şanslı olmadığını farz ediyorum.
Acho que não tiveste sorte ontem à noite.
Dün gece öfkemi dile getirdim ve şimdi önüme bakıyorum.
Expressei a minha raiva ontem, e agora segui em frente.
Steve'in dün gece mesaj attığını söyledi. bir şey olmuş ve şehir dışına çıkması gerekiyormuş.
- Porque falei com o Danny e... ele disse-me que o Steve lhe deixou uma mensagem ontem à noite, dizendo que algo estava a acontecer e que precisava de sair da cidade.
Dediğine göre McGarrett dün gece şehir dışına çıkmış.
De acordo com ela, o McGarrett saiu da cidade ontem à noite.
Dün onlara bu işi emanet ettin.
Confiaste-lhes esta missão ontem.
Dün Aaron bana Jeffrey Myers'ı tanıdığımı sordu.
Ontem, o Aaron perguntou-me se conhecia um tal de Jeffrey Myers.
Dün gece Freddy ile nasıl gitti?
Como correu com o Freddy ontem?
Sanki dün birbirimizi bulduk yeniden.
Parece que foi ontem que nos encontramos novamente.
Freddy konusu dün gece ne oldu?
O que aconteceu ontem com o Freddy?
- Dün, genç Amerikalı bir kadın... bana $ 500 vererek buraya gelmemi ve bugün, bu elimdekini... - Sen kimsin?
- Quem é você?
dünya 1278
duncan 123
dunbar 17
dünyanın 28
dunkirk 23
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
duncan 123
dunbar 17
dünyanın 28
dunkirk 23
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17