English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ E ] / Eastman

Eastman translate Portuguese

182 parallel translation
- Merhaba Eastman, ben de tam...
Olá Eastman. Max.
BİR EASTMAN
" É um Eastman'
- Bay Eastman ile görüşmek istiyorum.
- Queria falar com Mr. Charles Eastman, por favor.
BU NOTU KAPIDAKİ ADAMA VER CHARLES EASTMAN
" George : Entrega isto ao homem à ntrada! Charles Eastman
- Bay Eastman?
- Mr Eastman?
Bizim bay Eastman evinde.
O nosso Mr. Eastman está hoje em casa.
Bu gece George Eastman uğrayacak.
George Eastman vem cá esta noite.
George Eastman...?
George Eastman...?
- Eastman adında bir delikanlı geldi.
- Um jovem chamado Eastman.
George Eastman.
O meu filho Earl. George Eastman.
Sağ olsun, Bay Eastman buraya gelecek olursam, bana bir iş ayarlayabileceğini söyledi.
Mr. Eastman foi muito amável ao dizer-me que se eu viesse para cá, talvez me pudesse arranjar algum lugar na fiação.
İyi akşamlar bay Eastman, bayan Eastman.
Boa noite. Mr. Eastman, Mrs. Eastman.
Biz kadınları kötü göstermek için yapıyorlar.
Fazem isso para desvalorizar as mulheres, não acha Mr. Eastman?
- İyi geceler Eastman.
- Boa noite, Eastman.
Charles Eastman!
Charles Eastman!
Eastman olduğunu hiçbir zaman unutma.
Tem de ficar ciente a cada minuto que você é um Eastman.
Bu, George Eastman.
Mrs. Marsha, este é George Eastman.
Bayan Kovak, bu George Eastman.
Mrs. Kovak, este é George Eastman.
Eastman'lar kimseyle aynı gemide olamaz.
Se você é um Eastman nunca está no mesmo barco com ninguém.
Bu da bay George Eastman'ı son görüşümüz olacak.
É última vez que sabemos do Mr. George Eastman.
Senin için de böylesi daha iyi. Eastman'larla ve o avare zengin kızlarla birlikte olmandan iyi.
É melhor para ti que andares a andar às voltas com aqueles Eastmans, e todas aquelas raparigs ricas que não têm nada que fazer.
George, "Eastman'lar kimseyle aynı gemide olamaz" dediğimi hatırlıyor musun?
George, lembras-te quando eu disse... que se és um Eastman, não estás no mesmo barco com os outros?
Bayan Eastman önümüzdeki ayın 15'inde evde bir parti veriyor.
Eu digo uma coisa, George, Mrs. Eastman dá uma festa lá em casa, dia 15 do mês que vem.
Eastman'lara benziyorsun.
Você parece um Eastman.
İyi akşamlar bay Eastman.
Boa noite, Mr. Eastman.
Bay Eastman'ı uygun bulduğumdan emin değilim.
Não tenho a certeza de aprovar o jovem Mr. Eastman.
... Üzerimde Eastman denen bir ağırlık var.
Tenho carregado uma mó de moínho chamada Eastman pendurada ao pescoço.
- Hangi bay Eastman?
- Qual Mr. Eastman?
- Bay George Eastman.
- Mr. George Eastman.
Bay Eastman?
Mr. Eastman?
Eastman Endüstrileri'nin bir kartı.
Das Industrias Eastman.
Onunla hiç karşılaşmadım ama kızlar Eastman'lardan biri olduğunu söylediler.
Nunca o conheci, acredita? Mas as raparigas diziam que era um Eastman.
Eastman'lardan biri olamaz!
Nunca um dos Eastmans!
- George Eastman.
- George Eastman.
Adın George Eastman mı?
Chama-se George Eastman?
Sen George Eastman mısın?
Você é George Eastman?
Bay Eastman bizi seni savunmamız için tuttuğunda bayan Vickers'ı duruşmaya gereksiz yere karıştırmamak için anlaştık.
Quando Mr. Eastman nos contratou para o defendermos, fizemos um acordo com o Procurador Distrital de não arrastar Miss Vickers para o caso.
SAVCI, "EASTMAN SANDALYEYE OTURACAK" DİYE ANT İÇTİ
EASTMAN TERÁ CADEIRA... AFIRMA O DELEGADO DISTRITAL.
İddia makamına göre sanık sandalyesinde oturan mahkum George Eastman kasıtlı bir cinayet işlemiştir.
O Povo deste Estado culpa do crime de assassinio em primeiro grau... foi cometido pelo prisioneiro presente no tribunal, George Eastman.
İddiaya göre George Eastman taammüden, kötü niyetle, acımasızca ve hileyle cinayeti işleyip, sonra Alice Tripp'in cesedini adaletten gizlemeye kalkışmıştır.
Alega que o mesmo George Eastman... voluntáriamente e com maldade e crueldade e falsidade, assassinou, depois procurou esconder da Justiça do mundo, o corpo de Alice Tripp.
George Eastman, lütfen kürsüye çıkın.
George Eastman, por favor venha à barra.
O gece, Brides Gölü'ndeki evde düzenlenen partiden Alice Tripp ile garda buluşmak için ayrıldığında geride bir şey bıraktığını hatırlıyor musun?
Eastman, naquela noite quando você deixou o jantar, na casa no Lago Bride... para se encontrar com Alice Tripp na estação dos autocarros... lembra-se de ter deixado alguma coisa atrás de si?
Kalbinden söz ediyordum!
Estou a referir-me ao seu coração, Eastman!
Bıraktın mı Eastman?
Deixou, Eastman?
Öyle değil mi Eastman?
Não foi, Eastman?
Ama geride bıraktıklarına dönmeyi planladın, öyle değil mi?
Mas você tencionava lá voltar, não era Eastman?
O gece onlara anneni ziyarete gideceğini söylediğinde...
Eastman, quando lhes disse a todos, naquela noite que ia visitar a sua mãe,
Kayığın içine gir, ve kayık alabora olduğunda neler olduğunu jüriye göster.
Agora, Eastman, quero que entre no barco... e mostre ao júri exactamente, se puder, o que aconteceu quando o barco se voltou.
Kız sana gelmek için ayağa kalktığında tahminen orada mı sendeledi?
Agora Eastman, quando a rapariga se levantou no barco, para se aproximar de si, tropeçou mais ou menos ali?
Sanık, George Eastman'ı birinci derece cinayetten suçlu bulduk.
Nós, o jurí, consideramos o arguido, George Eastman, culpado de assassinio em primeiro grau.
HANNAH EASTMAN BETHEL BAĞIMSIZ MİSYONLUĞU
"Hanna Eastman Missão Independente Bethel, Kansas, Missouri"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]