Elimden gelen her şeyi yaptım translate Portuguese
162 parallel translation
Elimden gelen her şeyi yaptım.
Fiz sempre o que pude.
Elimden gelen her şeyi yaptım.
Fiz tudo o que podia.
Onu takip ettim ve yakalamak için elimden gelen her şeyi yaptım, fakat onu yakalamayı başaramadım.
Persegui-o e fiz tudo por tudo para o apanhar, mas nunca o consegui.
- Lazere elimden gelen her şeyi yaptım.
- Fiz tudo o que pude com o laser!
Onlara karşı hiçbir şey hissetmememe rağmen elimden gelen her şeyi yaptım.
Fiz tudo ao meu alcance, apesar de nunca ter sentido nada por eles.
# Senin için elimden gelen her şeyi yaptım.
Fiz por você tudo o que podia fazer.
Elimden gelen her şeyi yaptım. İkisini de kurtarabileceğimi sanmıştım ama başaramadım.
Fiz o que pude,... não conseguirei salvar os dois.
" Elimden gelen her şeyi yaptım ama olmadı.
" Fizemos o melhor que podíamos.
Buraya düşmemen için, elimden gelen her şeyi yaptım.
Fiz o que pude para que não viesses parar aqui.
Elimden gelen her şeyi yaptım, fakat boşuna çabaladığımı hissediyorum.
Fiz os possíveis, mas vejo que foi em vão.
Salvatore, senin için elimden gelen her şeyi yaptım. Yemin ederim!
Salvatore, fiz tudo o que pude por ti, juro que fiz.
Bu evliliğin yıkılmasını önlemek için elimden gelen her şeyi yaptım.
Fiz todos os possíveis para manter este casamento.
Elimden gelen her şeyi yaptım.
Fiz tudo o que pude, Jimmy.
Onu korumak için elimden gelen her şeyi yaptım.
Fiz tudo o que podia para o proteger.
Elimden gelen her şeyi yaptım.
- Tentei tudo.
Elimden gelen her şeyi yaptım.
Escuta : Fiz tudo o que podia para me livrar disto.
Elimden gelen her şeyi yaptım fakat emir emirdir.
Fiz tudo o que pude, mas ordens são ordens.
Emri değiştirmek için elimden gelen her şeyi yaptım.
Fiz tudo o que pude para combater isto.
Benim yerime Elim'in suçlanması için elimden gelen her şeyi yaptım.
Fiz tudo em meu poder para acusarem o Elim em vez de mim.
Hayatta tutmak için bir saatten fazla süreyle elimden gelen her şeyi yaptım. - Fakat vücudun pes etti.
Fiz tudo para o manter vivo, durante mais de uma hora, mas o seu corpo desistiu.
Sana çekici görünmek için elimden gelen her şeyi yaptım.
Fiz tudo o que podia para ser atraente para ti.
Sana güveniyorum. Elimden gelen her şeyi yaptım.
Entreguei-me a isto de alma e coração.
Ben öğrenmemen için elimden gelen her şeyi yaptım.
Fiz tudo o que podia para que não soubesse.
Elimden gelen her şeyi yaptım.
Tentei tudo o que podia.
Elimden gelen her şeyi yaptım!
- Fiz tudo que podia.
Yemin ederim size. Elimden gelen her şeyi yaptım.
Fiz tudo o que podia.
Onlar için elimden gelen her şeyi yaptım.
E viu nisso um convite para fazer sexo?
Beni sevmesi için elimden gelen her şeyi yaptım.
Fiz tudo o que podia para ela gostar de mim.
Sakin olun, elimden gelen her şeyi yaptım.
Acalme-se, já fiz o que podia!
Suçlu hissettirmeye çalışma. Elimden gelen her şeyi yaptım.
Não me tente fazer sentir culpada, cavalheiro.
Elimden gelen her şeyi yaptım, Memo.
E fiz tudo o que pude. Memo...
- Elimden gelen her şeyi yaptım ama.
Eu fiz tudo o que eu podia para ajudá-la, pai, eu...
Onu bulmak için elimden gelen her şeyi yaptım.
Tenho tentado tudo o que posso para o encontrar.
15 yıl... Elimden gelen her şeyi yaptım.
Em 15 anos, fiz tudo o que podia, para que...
Jor-El'e karşı gelmek için elimden gelen her şeyi yaptım.
Tudo nos meus poderes definem o Jor-El...
Elimden gelen her şeyi yaptım, ama alamadım işte.
Fiz tudo o que podia mas não consegui.
Ağzınla kuş tutsan bu kadına yaranamazsın. Elimden gelen her şeyi yaptım.
Não há nada que ela não faça, para cima e para baixo.
Senin için elimden gelen her şeyi yaptım Guy.
Tenho feito tudo o que posso por si... Tem?
Elimden gelen her şeyi yaptım, ama omurgan, ben onu düzeltemedim.
Fiz tudo o que podia, mas a sua coluna... Não consegui recuperá-la.
Ben elimden gelen her şeyi yaptım, Jackie.
Eu fiz tudo aquilo que eu posso fazer, Jackie.
Onu kıstırmak için elimden gelen her şeyi yaptım.
Fiz tudo ao meu alcance para o controlar.
Senin için elimden gelen her şeyi yaptım.
Fiz o que podia por você.
Mesele şu, Nagus, gouge maden alanında elimden gelen her şeyi yaptığımı hissediyorum.
O que se passa, Nagus, é que acho que fiz tudo o que posso no campo da mineração gouge.
Onun düzgün bir DJ olabilmesi için elimden gelen bütün lanet olası şeyleri yaptım, her şeyi denedim ama o Tanrı'nın cezası o.. çocuğu
Tentei todas as merdas em que consegui pensar para o moldar num tipo correto de DJ, mas aquele filho da puta brochista...
Dominion ve Bajoran halkı arasındaki bağı güçlendirmek için elimden gelen her şeyi yaptığımın farkında mı?
Ele sabe que estou a fazer tudo o que posso para reforçar os laços entre o Dominion e o povo bajoriano?
Onu kurtarmak için elimden gelen her şeyi yaptığıma inanmak zorundayım. Onu korumak, yarı yolda bırakmamış olmak için.
Tenho de acreditar que fiz tudo o que podia para o salvar, para o trazer de volta salvo, para não o desiludir.
Bunu yapan kadını bulmak için elimden gelen her şeyi yaptığımı bilmeni isterim.
Estou a fazer tudo o que posso para encontrar a mulher que fez isto.
Görüyorsun, ben her şeyi yaptım... bizi bir arada tutmak için elimden gelen her şeyi.
Veja, eu fiz tudo... tudo que podia para ficarmos juntos.
Oğlumu kurtarmak için elimden gelen her şeyi yapacağım ve yaptığının cezasını çekeceksin.
Eu farei tudo o que puder para salvar o meu filho. E fazer com que pagues pelo que fizeste.
Ama ben yaptım, l bunu durdurmak için elimden gelen her şeyi yapardı.
Mas, se tivesse sabido, faria tudo o que estivesse em meu poder para as impedir.
Bu kadar sene boyunca, onlar için elimden gelen, her şeyi yaptım.
Atrevo-me a dizer que, em todos este anos, tirando o dar de mamar, eu fiz tudo por eles.