Elk translate Portuguese
90 parallel translation
Lone Elk'i ( Yalnız Geyik ) vurdum. O Red Cloud'un en sevdiği oğluydu.
Matei Alce Solitário, filho favorito de Nuvem Vermelha.
Elk nerede?
Onde està o Elk?
Orada bir ailem var. - Tanrım, çok sıcak. - Elk nerede?
- Pegamos no meu Volkswagen e vamos ao Rainha Vermelha tomar um copo.
Bir kadınla sevişmek.
- O Elk?
Uzanırsan daha rahat edersin.
O Elk? O De Vaca?
Bu akşam konuğum Anne Geyik.
Tenho esta noite comigo, Anne Elk.
Madam Anne Geyik.
Mrs. Anne Elk.
Teorim, A. Geyik.
A Minha Teoria, por A. Elk.
Annem durduruncaya kadar babam bir zamanlar bir Elk'ti.
O meu pai era da Ordem de Elk, até a minha mãe o proibir.
Biz dolap nedir bilmeyiz, banyo da yoktur tamam mı?
Cá em Elk Snout, a gente não sabe nada disso dos armários.
Elk Snout'taki bir marangozun senin için ne düşündüğü kimin umrunda?
Que te importa o que pensa de ti um carpinteiro de Elk Snout?
Elk Cove okulu müdiresi.
Directora da escola de Elk Cove.
Gelen haberlere göre çöp teknesi yakınında gizemli bir kadın bulunmuş.
É uma notícia da repórter em directo. Parece que recolheram uma mulher misteriosa ao pé da chata do lixo de Elk Cove pouco depois da meia-noite.
Elk Gruve'daki hafızasını kaybeden kadınla ilgili haberimize devam ediyoruz.
Temos mais notícias da tal senhora da amnésia em Elk Grove.
Biliyorum, az önce Elk Gruve dedim. Elk Cove olacaktı.
Já da outra vez disse Elk Grove, mas é Elk Cove.
Bu kadını tanıyorsanız hemen Elk Cove hastanesine bildirin.
Se souberem a identidade dela, contactem o Hospital de Elk Cove.
Evet, dünyanın harikalarını Elk Cove'a getiriyoruz.
- Trazê-las às pessoas de Elk Cove.
Elk Cove'a dünyanın bu harikalarını getirmeye çalışacağız.
O que pretendemos fazer é trazer o mundo exterior para Elk Cove.
Andrew, tekneyi Elk Snout'a yönlendir.
Andrew. Voltamos a Elk Snout.
Elk Cove'u araştırıyorum.
Já telefonei para todo o lado em Elk Cove.
59'daki Elk's Club yangınından beri bir gecede bu kadar fazla olay görmedik.
Não tivemos uma noite como esta desde o incêndio do clube Elk's em 59.
Bu yani olan bugün burda yıkanmış EIk nehri, batı Virginia.
Este de hoje foi lançado aqui. No Rio Elk, Virgínia Ocidental.
EIk nehri.
Rio Elk.
Elk nehrindeki bir cinayet kurbanının damağında bulundu.
Foi encontrado por detrás do palato mole de uma vítima assassinada no Rio Elk.
- Ne bir Mason, ne de bir benzeri.
- Não como um Mason, nem como um Alce. - Not as a Mason, nor as an Elk. - Tell us what you here for!
Elk halkının eskiden yaşadığı topraklara git.
Vai à terra onde os Elk viviam.
Bay Kim?
Elk
Buralarda hiç Elk yok ki.
Aqui não há alces.
Bilmiyorum. Sadece Elk boynuzu diyorlar işte.
Não sei.
Önünde zavallı Elk'in boynuzu asılı olduğu için mi?
Há algum desgraçado de um corno de alce pendurado no bar?
Elk boynuzunda bir parti veriyoruz. - Bunu söylemiştim, değil mi?
Já tinha dito isto, não?
Biliyorsun... Bu eski çim biçme makinesini atmalısın. Şu yeni "Elk Rotaries" den bir tane alsana.
Devíamos deitar fora essa máquina... e comprar uma das novas Elk Rotaries.
Elk var olan en yüksek miktarda proteinle beslenmek için kışın yemek sitilini değiştirmeyi öğrenmiştir.
O alce aprendeu a mudar sua dieta no inverno para se alimentar apenas das folhagens mais altas ricas em proteína.
Neredeyim? - Elk River'dasın.
Em Elk River.
Elk River'da ne halt ediyorum?
Que diabo faço eu em Elk River?
Kara Geyik gibi isimleri vardır.
Running Bear, Black Elk.
Askerden önce Tae-hwa Elk.'de çalışıyordu.
Ele trabalhava para a Tae-hwa Elec, antes de se juntar ao exército.
Her an arayabilir. Mükemmel değil mi? hij kan elk moment bellen.
Bestial, não?
Lewis ve Clark'ın geyik derisi günlüğü 500 bin dolara satıldı.
O "Elk Skin Journal" de Lewis e Clark foi vendido por 500 mil.
Hala locayı kiralamak için şansımız olduğunu fakat Elk onaylamadıkça, elinden bir şey gelmeyeceğini söyledi.
Ainda há uma hipótese de conseguir-mos o pavilhão de caça para a recepção, mas não o podemos ter até que os Elks cancelem oficialmente.
Resepsiyon Elk Lodge'da yapılacak.
A recepção é no Albergue Elks.
Chui ile ailesi sizi Elk Lodge'a götürecek.
Agora, veste o casaco. O Young Chui e os pais dele vão levar-te ao Albergue Elks.
Flagstaff Elk burdaki toplantı rezervasyonunu iptal etti.
A equipe do piloto acaba de cancelar a sua reserva
And an elk.
E era Elk.
- Elk.
- Elk.
Hemen şimdi hazırlanın... Sırada, Cody Latshaw var, Elk şehri, Oklahoma'dan. Wintwister'a biniyor,
A seguir prepara-se para entrar na arena, Cody Latshaw, de Oklahoma montando o Windtwister,
Sahibi Cody Latshaw, Elk şehri, Oklahoma.
O dono é Cody Latshaw de Elk City no Oklahoma.
Ekmek mi? Elk ve ben, savaşı bitirmek için bir plan yaptık.
Que estäo a fazer, meus senhores?
Unut bunu.
O Elk e eu temos um plano para ganhar a guerra.
Bu bir elk.
Olha ali.
Buzağıyken bir elk sürüsü üzerinden geçmişti.
Ele foi espezinhado por uma manada de alces quando era criança.