Elmaslar translate Portuguese
1,599 parallel translation
Elmaslar bulunamadığı için bunu kanıtlayamamışlar. Ama soygunun gizli video kayıtlarında bir adam ve bir kadın varmış.
Não o conseguiram condenar porque nunca encontraram os diamantes, mas no video da vigilância do assalto há um homem e uma mulher.
Elmasları buluyor. Uğruna ablasının öldüğü.
Descobrir os diamantes pelos quais a irmã morreu.
Hepsi de elmaslar için.
Tudo por aqueles diamantes.
Elmasları satar satmaz her şeyimiz olacak, istediğimiz her şey.
Vamos ter qualquer coisa e tudo o que quisermos.
Elmasları yutmuş.
Ela engoliu os diamantes.
Nerelisin bilmiyorum bayan ama Tijuana da biz sahte elmasları kakalamaya çalışanları pek iyi karşılamayız.
Não sei de onde é menina, mas aqui em Tijuana não olhamos com bons olhos alguém tentar passar diamantes falsos.
Sana zamanını değil, elmasları soruyorum.
Não quero saber da hora,
Öyleyse, 4 milyon dolar değerindeki elmasların nasıl kaybolmuş olabileceğine karşı bir teorin var sanırım.
Sabe como diamantes de 4 milhões de dólares desapareceram?
Tek bildiğim, elmasları CIA'nın teslim aldığı. Şimdi de suçu ekibimden birine atmaya çalışıyorsun.
É possível que a CIA tenha levado os diamantes e querem culpar alguém da minha equipa.
Elmasların bizde olduğunu kanıtlayacak hiçbir deliliniz yok.
Se tivesse provas conclusivas, teria avançado com a acusação.
Adamlarınız elmasları ekibinizin emeklilik ikramiyesi planınız doğrultusunda sakladılar.
Ficaram com os diamantes, que foram parar à conta da sua equipa.
Takım liderini ne kadar tanıyorsun? Geçmişinde Pilfered elmaslarından daha fazlası var.
Fez mais do que roubar diamantes.
Honduras görevinde kaybettiğimiz elmaslar mı?
Irão? Diamantes desaparecidos, a nossa missão nas Honduras?
Belki de elmaslar vardır.
Talvez sejam diamantes.
Elmaslar gerçek görünüyor.
Os diamantes parecem reais.
- Elmaslar mı?
- Diamantes! ?
Elmaslar.
Diamantes.
Tüm o uzun geceler boyunca göz kamaştırıcı elmaslar yapıyoruz.
Estamos a fazer milagres a noite toda... durante o nosso Espectáculo do Diamante.
Ya da geleceğin lideleri olduğumuzdan. - Çöplükteki elmaslar.
Ou que somos os líderes do amanhã.
Sadece söylemek istediğim... Hepimiz... çöplükteki elmaslar gibiyiz.
Só queria dizer que... já sabem, nós somos estes... estes...
- Peki elmasları nasıl çalacaksınız?
- Como sacamos os diamantes?
Elmasları çalmanızı istiyorum.
quero que roubem os diamantes.
Elmasların için bunu göze alamayız.
Não arriscamos só para lhe entregar os diamantes!
Elmaslar sizin olsun.
Façam-lhes o que quiserem.
Ama ya elmasları çalarsınız ya da tünel makinenize para yatıracak başka birini bulursunuz.
Mas ou roubam os diamantes, ou encontram outra pessoa para vos financiar a broca.
Şu elmaslar nedir?
Qual é a cena com os diamantes?
- Benedict, elmaslar sizin olsun mu dedi?
- E podemos ficar com eles? - Foi o que ele disse.
O halde bizim gündemimizde neden bu elmasları çalmak yoktu?
Então porque é que os diamantes não fazem parte do nosso plano?
Mart 2005 planlarına göre elmasların bulunduğu odaya erişimi sağlayan bacalar buradaki, buradaki ve buradaki.
Segundo a planta de Março de 2005, há poços interiores com acesso à câmara dos diamantes aqui, aqui e aqui.
Pekâlâ. Buna göre elmasların saklandığı oda buranın tam üstü.
Segundo esta planta... a sala onde estão os diamantes fica precisamente aqui por cima.
Bu elmaslar camdan bir kutunun içinde değil.
Os diamantes não estão numa vitrina normal.
Elmasları almamamızın neticesi ne kadar kötü olur?
O que acontece se não sacarmos os diamantes?
Pekâlâ. Yapmamız gereken o cam kasanın içine girip elmasları sahteleriyle değiştirmek.
Está bem, então resta-nos entrar na vitrina e trocá-los por réplicas.
Ben mi, elmaslar mı?
- O quê? Eu ou os diamantes?
Seni ilaçla bayıltıp gerçek elmasları bunlarla değiştirecekti.
Ia drogá-la e substituir os verdadeiros diamantes por estes.
Linus, böldüğüm için üzgünüm ama elmasları değiştirdin mi?
Linus, desculpa lá perguntar, mas fizeste a troca?
Elmasları ver.
Dá-me os diamantes.
- Elmasları ona ver.
- Dá-lhe os diamantes.
Elmaslarım.
Os meus diamantes!
Elmasları alacağımı nasıl anladın?
- Como sabia que eu ia atrás deles?
Elmasların çok yüksek fiyattan toptan satışına devam ederler.
E todos eles, continuam a vender diamantes a um magnífico preço.
Elmasları binadan nasıl çıkaracaksınız?
Como conseguiria sair do edifício com os diamantes.
Elmaslarınızı bulacağız.
- Nós encontraremos os vossos diamantes.
Ama elmaslar asansörle çıkarılmamış.
Mas os diamantes não foram removidos através do elevador.
Ama elmasları çıkarmak için bir yerden girmiş olmalılar.
Para conseguir passar os diamantes para fora... devem tê-lo furado nalgum sítio.
Ama fidyeyi ödediğimizde de elmasları geri alacağımızın garantisi yok. Sorumluları yakalamamız da daha zor olur.
Pagar o resgate, não garante os diamantes de volta... e fica mais difícil de encontrar os responsáveis.
Elmaslar tam zamanında teslim edildi.
Entregámos os diamantes a horas.
Elmasların da bir numarası olur umarım. Bir numara mı?
O Às?
Elmaslar orada bulunuyor.
- É onde estão os diamantes.
Elmasları tabii ki.
- Diamantes, é claro.
İlk elmaslar ortaya çıktıktan birkaç saat sonra, gerisini de alırsın.
Assim que o primeiro diamante apareça, dentro de horas recuperam o resto.