Emme translate Portuguese
364 parallel translation
Yüzey buharlaşması emme pompası gibi etki yapmış olmalı.
A evaporação à superfície aspira a humidade subterrânea.
Bir emme subabını hissedebiliyorum.
Consigo sentir a corrente de um cano que leva água para dentro.
Ve mantarı çektiğimiz de umarım anlık bir emme olur.
Quando tirar a rolha, espero que se dê uma sucção momentânea.
Emme pompaları çalışıyor.
Bombas de vácuo em funcionamento.
Senin görevin emme supabı.
És responsável pelo tubo de entrada.
Annenin fıçıdan bira emme tacını koruma zamanı mı geldi?
- Podes rir-te... - E eu rio-me.
Bildiğin gibi emme pompası bir asır öncesine dayanıyor.
Como sabes, o conceito de bomba de sucção já tem séculos.
Çoğu zaman bastırma ve emme eşliğinde dudakların birleşmesi eylemi.
Toque ou carícia dos lábios acompanhado de pressão ou sucção.
Yarış esnasında, bunu arabanın emme manifolduna ateşleyip sağlam bir 10 saniyelik güç patlamayı elde edeceksin.
Durante a corrida, você joga dentro do carburador, e ganha uma força bruta por 10 segundos.
Kim aldı benim emme şeyimi?
Quem me levou a coisa de chuchar?
Emme şeyimi istiyorum!
Quero a coisa de chuchar!
Toksik atık kazalarında kullanılan emme katalizörü.
Catalisador de absorção, para os residuos tóxicos.
Sipariş verdiğin D38 İsveç emme makinesini aldık.
Já temos aquela bomba de sucção que mandaste vir da Suécia.
Güle güle, iri sıçan, sik, emme baş.
Adeus, cocô de rato chupador de nozes!
Eğer Mary'nin ekleyecek birşeyi yoksa, Dr Chapel'i davet etmek istiyorum. Bize nasogastric tüp ve emme makinasından bahsedecek.
Se a Mary não quer dizer mais nada, gostaria de apresentar o Dr. Chapel para falar do tubo nasogástrico e a máquina de aspiração.
Emme istemediğinizde parmağınızı çekin.
Quando quiser parar a aspiração, levanta o polegar.
Emme makinasına ne oldu?
O que aconteceu à máquina de aspiração?
Güç emme oranlarını dengelemeye başlıyorlar.
Não, senhor. Fizemos o possível. Agora depende deles.
Yarım saatte bir sinir kontrolü ve özenli bir emme yaptıklarından emin ol.
Tenha certeza que façam as checagens neurológicas a cada meia hora. E as sucções de precaução.
Yağ emme makinesi.
Uma máquina de sugar gordura.
Emme tüpü.
Aspiração.
Emme pompası çalışsın! Hadi!
Iniciar a bomba de drenagem!
Emme tüpü.
- As Metz.
Emme tüpü.
Não, aqui.
Emme tüpü.
Sucção.
Emme kateteri lazım.
A sonda de aspiração.
Emme tüpü gerek.
Aspiração!
Emme tüpü açık, bana kamerayı verin.
Aspiração, dá-me o endoscópio.
Emme tüpünü hazırlayın.
Prepara a aspiração.
Emme tüpü, hemen.
- Sucção, imediatamente.
Emme tüpü ver, 3 proline travmatik bir iğneyle.
Dêem-me sucção, prolina 3.0... e uma agulha atraumática.
Emme setini açın.
- Abre um kit de aspiração!
Bu beyin emme paranoyasına gerçekten inandın mı?
Acreditas nesta paranóia de sugar o cérebro?
Emme festivali gibi bir şey.
Envolve muito chupar.
Nötron emme kontrollerinde, sorun yaşadığımı, itiraf etmeliyim.
Estou tendo problemas para controlar a absorção de nêutrons.
- Edelbrock emme subabı? - Ne sandın.
- Válvulas de admissão Edelbrock?
Emme kateteri.
Cateter de sucção.
- Emme tüpü verir misiniz lütfen?
- Sucção, por favor.
Emme tüpünü ver.
Aspiração.
Yeniden emme istedim.
Pedi mais aspiração.
- Emme.
- Aspiração.
- Emme tüpü.
Preciso de sucção.
Hava almak için çırpınırken bir emme gücü yaratılır.
Quando se luta por ar, cria-se um vácuo.
- Emme lazım.
- Preciso de sucção.
Onu emme veya başka birşey yapma, sadece arkadaşını elde et.
Não estou a pedir que o chupes, faz-lhe só companhia.
Vay be. Şeker emme akrobatı gibisin.
És o Evil Knievel no que toca a chupar rebuçados.
Sanırım bugün birkaç değerli ders aldın. Öncelikle, eğer sıcaklık eksi 15 derece ise, asla limon emme!
Não fizeste o barulho, Bundy.
Emme tüpü hazır.
Sucção em espera.
Emme tüpünü getir.
Liguem a sucção.
Emme tüpü.
- Estou a abrir o peritôneo.
- Emme.
- Sucção.