Esquire translate Portuguese
86 parallel translation
- Esquire dergisinden fırlamış gibisin.
- Pareces uma página da Esquire.
George Banks Esquire'ın evi.
Residencia de George Banks.
Life, Colliers, Esquire, Stage?
Life, Colliers, Esquire, Stage?
William Williams, Esquire.
William Williams, Escudeiro.
Esquire mı? O zaman, Onu ondan uzak tutun.
traga-o.
Esquire dergisinin en iyi giyinen gangster ödülünü kazandı.
Ganhou o prêmio da Esquire de "gângster mais elegante".
Ben, Bill S. Preston, Esquire!
Sou o Bill S. Preston!
Oğlum Ted "Theodore" Logan ve arkadaşı Bill S. Preston, Esquire.. ... gelecekten gelen kötü robotlar tarafından öldürüldü ve.. ... bu robotlar onların yerine geçti.
O meu filho Ted "Theodore" Logan e o seu amigo Bill S. Preston foram assassinados e substituidos por uns robôs maléficos do futuro.
S. Preston, Esquire Nine!
Avózinha?
Kötü Bill S. Preston, Esquire konuşuyor.
Residência dos Logan. É o maléfico Bill S. Preston, a falar.
- Arthur Holmwood, Esquire.
- Arthur Holmwood, Esquire.
- Bu yeni Esquire dergisi mi?
- Isso é a nova Esquire?
Elimdeki Esquire dergisinde sen ve diğer ajanlarla ilgili bir yazı var.
Tenho um artigo da Esquire sobre ti e os outros agentes.
Bunları nereden öğrendiğini bilmiyorum. Sanırım Esquire'de... okuduğu grup psikolojisi makalesinden olmalı.
Acho que aprendeu isso num artigo sobre psicologia de massas.
Londradan geliyorum, adım Thomas Renfield, avukatım..
Sou Thomas Renfield, esquire, advogado de Londres.
Esquire için bir iki tane.
Uns quantos para o Esquire.
Müstehcen materyale yer verebilirler ama aynı şeyi "Fair", "Esquire" ve "Vogue" dergileri de yapıyor.
Pode conter material vulgar. Como a Vanity Fair, Esquire, Vogue. Mais sexo.
Bu nedenlerden dolayı, söz konusu raporlar davalı için davaya hazırlanmada gerekli ve avukatının hürmetle talebidir. Bay Robert G. Donnell.
Em conclusão, portanto, estes relatórios são essenciais ao arguido, na preparação do caso respeitosamente submetido pelo seu advogado Robert G. Donnell, Esquire.
Babam ise Esquire'ın eski sayılarını alıp kendini tuvalete kilitledi.
E o meu pai trancou-se na casa-de-banho com umas revistas velhas.
Bayan Miranda Hobbes Esquire, kısaca "sadece ben" kendine ait ilk dairesini aldı ve kutlamak için kendine bir içki ısmarladı.
E, assim, a menina Miranda Hobbs, também conhecida por "só eu", comprou o primeiro apartamento e foi tomar um copo sozinha.
Esquire Lounge'a.
Esquire Lounge.
Pazar günü Şikago'da bir randevun var, Esquire Lounge'da.
Tem um encontro em Chicago no domingo no Esquire Lounge.
Donna, Micheal Kelso'nun eşi olduğumda, daima akşam partileri düzenleyeceğim.
Donna, vou fazer sempre festas... quando for Senhora Michael Kelso, Esquire.
Lawrence Bombeck, Esquire'dan. Claire Manning'i temsil ediyorum.
Sou Lawrence Bombeck, advogado de claire Manning.
Hımm, Rolling Stone, Esquire, New York Times ve şey... bir çok yer için yazıyorum.
'Rolling Stone','Esquire','New York Times'... - Escrevo para muitos sítios.
Bu arada, Andrea Ford, Esquire için çekimleri izleyecek.
Andrea Ford vem cobrir a realização do filme para a revista Esquire.
Andrea Ford. Esquire'a filmin çekimi üstüne bir yazı hazırlayacağım.
Vou fazer a história... sobre a realização do filme para a revista Esquire.
Onu istemiyordum ama basın departmanı Hal'e Esquire'a kapak oluruz dedi.
Não achei boa ideia ela andar sempre por aqui. Mas o departamento de imprensa disse ao Hal que conseguiam a cobertura por parte da revista Esquire e por isso... - Uma assassina?
Esquire Objeleri.'Erkekler ve Stil.
Tudo o que um homem deve saber sobre estilo.
Silahtar John Osborne'un oğlu ve büyükbabanız neydi?
O Capitão George Osborne, filho de John Osborne, Esquire, filho de... o que era o seu avô? Deixe estar.
Ve Esquire'a göre, süveter yelekler revaçta.
E de acordo com a "Esquire", coletes-camisola são IN!
- Seni Maxim ve Esquire'da... - Maxim mi?
- Vi-te na Maxim, na Esquire...
Ne, siz Esquire için mi çalışıyorsunuz? "
Trabalha para a revista "Esquire"?
Sağ ol. Geçenlerde Esquire'a abone oldum.
Comecei a receber o Esquire.
Sam Bloom Esquire Benjamin adlı bir oğlu var Onun kaybolduğu kulüpteymiş.
Sam Bloom tem um filho chamado Benjamin que estava no clube na noite que ela desapareceu.
Eli Navarro Esquire'ın bu sene oyunu falan beklemesin sakın.
Ele que não esteja à espera do voto do Eli Navarro Esquire este ano.
Kankam Esquire.
O meu companheiro, Esquire.
ESQUIRE En iyi dostum. Köklü bir üniversiteye kabul edildi.
É o meu melhor amigo, e ingressou numa escola de une-a Ivy.
Mürekkep yalamış kankam. Belki bu çocuklara göre aşırı zeki. Ama bizim için, hep aynı Esquire.
Meu amigo inteligente talvez não fosse tão brilhante para estes rapazes mas era o nosso Escudeiro.
Esquire'ın çalıştığı yer.
Esquire trabalhava ali.
- N'aber Esquire? - Abi...
Olá, que dizes, Esquire?
Esquire, abi, kül gibisin.
Ouve, Esquire, estás muito pálido.
Kankan Esquire beceriksiz.
Teu amigo Esquire apesta.
Bilmem. Esquire'ı Sandy Springs'e götürmeliyim.
Devo levar a Esquire a Sandy Springs.
Esquire gizemli bir tavsiye mektubu aldı Falcon Bursu için.
Esquire obteve uma misteriosa carta de recomendação para a bolsa de Falcon.
Deneyiminiz nedir Bay Wallis?
E que credenciais tem o senhor, Mr. Wallis Esquire?
" ve Dr. Kincaid, Esquire
" a força criativa de séries de sucesso,
Yatakta oturuyor, Esquire okuyor.
Lendo uma revista.
Ben, Bill S. Preston, Esquire.
Sou o Bill S. Preston!
Esquire nerede?
Onde está Esquire?
Esquire'la konuştun mu?
Falaste com Esquire?