English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ E ] / Eugene

Eugene translate Portuguese

1,188 parallel translation
Eugene'e söyle, burada bekleyebilir. Mahkemede beklemesine gerek yok.
- Diz ao Eugene que pode esperar aqui.
Eugene'le ilgisi bile yok ki.
- Isto nem diz respeito ao Eugene.
- Eugene'le ilgisi var.
- Diz, sim.
Eugene şirketin bir üyesi.
O Eugene é membro dela.
Ayrı yaşıyorsun Eugene.
Estás separado... Eugene.
Eugene?
Eugene?
Eugene, şahsi bilgilerini paylaşıyor.
Eugene, ela põe anúncios nos classificados.
Eugene!
Eugene?
Sen avukatsın, Eugene.
És advogado, Eugene.
Selam Eugene.
- Viva, Eugene.
Olacağı belliydi, Eugene.
Já era de esperar, Eugene.
Eugene doktoru alıyor.
O Eugene fica com o médico.
Eugene, jüri çoktan karar aşamasında.
- O júri já está a deliberar.
Eugene haklı.
O Eugene tem razão.
Davayı sen görmek mi istiyorsun Eugene?
Queres tomar conta do caso, Eugene?
Merak ediyorum Eugene.
Estou curiosa, Eugene.
Davalıyı temsilen Eugene Young.
Eugene Young pelo arguido.
Ben de bilemiyorum Eugene.
Não sei, Eugene.
Eugene'e, yerine bakarım dedim.
Disse ao Eugene que o substituiria.
Eugene nerede?
Onde está o Eugene?
Ben, Eugene Young.
Eugene Young.
Eugene Young için John Powers'ı rica ediyorum.
Tenho aqui o Eugene Young para falar com o John Powers, por favor?
Seni hiç ilgilendirmez Eugene.
Não é da tua conta, Eugene.
Eugene, beni tanıdığın onca zaman boyunca bir müvekkille ilişkim olduğunu gördün mü hiç?
Em todo o tempo em que me conheces, alguma vez me viste... -... envolvido com uma cliente?
Sence Eugene'e devretmeli miyim?
Achas que devia deixar o Eugene tomar conta do caso?
Ayrıca Eugene, iyi iş çıkardığını söylüyor.
Além disso, o Eugene diz que estás a portar-te bem.
Belki de Eugene'e devretmeliyim.
Talvez fosse melhor o Eugene tomar conta.
Eugene, ne haltlar dönüyor?
Eugene, que diabo é que se passa?
Eugene bu adamı araştır.
Verifiquem este tipo.
Bekleyip göreceğiz Eugene, tamam mı?
Vamos ter de esperar para ver, Eugene, está bem?
Oraya çıkabilir miyim bilmiyorum Eugene.
Não sei se consigo fazer isto, Eugene.
Ama cümlenin sonunu duyamadım çünkü şu Koca Kafa fotokopi makinesiyle oynamaya başladı.
O Eugene é que disse, mas não ouvi bem a frase porque este cabeçudo começou a tirar fotocópias.
" Eugene, davayı jüri üyesi gibi oturup dinledin.
" Eugene, basicamente, estiveste sentado a ouvir como um jurado.
İyi iş çıkardınız Eugene.
- Bom trabalho, Eugene.
Eugene'in daha iyi bakış açısı sunacağını düşündüm ve...
Pensei que o Eugene podia ter uma perspectiva melhor...
Yeni kanun çıkaracak kadar geniş fikirli yargıçlar istiyorsun Eugene.
Queremos juízes suficientemente liberais para criar leis.
Eugene, az önce gördüğüme inanamıyorum!
Eugene, nem acredito no que vi!
- Selam, Eugene.
- Olá, Eugene.
Hemen düşürülsün istiyorum Eugene.
Quero resolver isto já, Eugene.
Eugene, Malzone davasını birlikte yapmaya ne dersin?
Eugene, que tal assistires-me no caso Malzone?
- Bu daha çok Eugene'nin alanında.
- É mais coisa do Eugene.
Yapma Eugene.
Ora, Eugene.
Bu işe yaramadı Eugene.
Não resultou, Eugene.
Sen ne dersin Eugene?
O que acha, Eugene?
Eugene, bir saniye özel konuşabilir miyiz?
Eugene, posso falar contigo a sós?
Eugene altın anahtarı çıkardı.
- O Eugene contou a melhor mentira.
Eugene Young.
Eugene Young.
- Eugene, jüri zaten karar aşamasında.
- O júri já está a deliberar.
Arthur Eugene Spooner.
Arthur Eugene Spooner.
Yok, hayır. "Aşk" diyen Eugene'di.
Não.
Hadi gidelim Eugene.
Anda, Eugene.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]