Evet ya translate Portuguese
6,690 parallel translation
Söyledim ya, sadece evet ya da hayır deyin.
Eu disse-lhe para não dizer nada senão sim ou não.
Söyleyeceğim fiyat değişmeyecek, ya evet ya hayır diyeceksiniz.
Quando eu disser o meu valor, o valor é esse e o senhor ou diz sim ou não.
Fiyatı bilmeden nasıl evet ya da hayır derim?
Como posso dizer sim ou não se não ouço o preço?
Evet ya!
Sim, senhor!
- Evet ya, toprak bu sene size iyi davranmış.
A terra foi boa para ti este ano. Sim.
- Evet ya da hayır, Coop.
- Sim ou não, Coop?
Evet ya.
Sim. É isso. Agora, dá-me licença.
Sikmedin mi? Evet ya da hayır de.
- Sim ou não?
- Cevabın evet ya da hayır olmalı.
- A resposta é sim ou não.
Melissa'yla babamın garip davrandığını söylemiştin ya? - Evet.
Sabes quando me disseste que o pai e a Melissa estavam estranhos?
Evet, ya da bir erkek arkadaş.
Sim, pode ser ou um namorado.
Dedim ya, evet!
Já te disse que sim.
- Evet, Michaela'ya katılıyorum.
- Estou com a Michaela.
- Evet ama yerel ya da Narkotikten değil.
Sim, mas não é local nem da DEA. Será da CIA?
- Evet. İyi geçti. Melissa Etheridge konserine gittik, A aldım, her şey tatlıya bağlandı.
Fomos ao concerto da Melissa Etheridge, consegui um vinte, deu tudo certo.
- Aşağıya indik. - Evet, onu görebiliyorum.
- Sim, já percebi isso!
Evet, Andrea'ya yardım ediyorum.
Sim, só estou a ajudar a Andrea.
Evet. Sınıfıma geliyor ya da gelirdi.
Ele faz a minha aula, ou fazia.
Evet ya, pipo.
Sim.
Peki Harvey, ne istersen onu yap ama Louis Sheila'ya evlenme teklif ettiğinde sağdıcı olarak seni seçtiğini ve ona evet dediğini unutma.
- Tudo bem, Harvey. Faz o que tiveres de fazer. Mas lembra-te que quando o Louis pediu à Sheila para se casar com ele, foi a ti que ele escolheu para padrinho.
Evet ama ya yabani hayvanlar çıkıp onu yerse?
Pois, mas e se os animais selvagens saem cá para fora e a comem?
Yani diyorsun ki, Ali bu adamı suçlayabilir? A, itirafı kullanıp Tanner'ı peşimize düşürünce adamın A'ya gideceğini düşünüyor. Evet.
Estas a dizer que a Alison pode vir a dizer que este homem é culpado?
- Ezra'ya mı pişirdin onu? - Evet.
- Fizeste isso para o Ezra?
- Şu konuşmak istediğin şey vardı ya? - Evet.
Aquilo sobre o que querias falar...
Evet tamam ya da bir şey değil.
Sim, está bem... Ou então "de nada".
Evet, tanrıya şükürler olsun ki.
- Não, graças a Deus.
- Ya, evet...
Bem...
Evet dışarıya çıkabileceğimizi farz ediyorsun.
Sim, se conseguirmos sair daqui.
Doğru ya... Evet, biz şu işi yapıyorduk.
Certo... sim, temos aquela coisa combinada...
Evet, Nevada'ya olanları bilmek istemezsin.
Não vais querer saber sobre a Nevada.
- Evet? - Evinde saldırıya uğradığını bildirdi.
- Denunciou um ataque em casa.
Cinayetten aranıyor, Michael. Tabii, evet, tabii ya!
- Ele é procurado por homicídio, Michael.
- Ya, evet.
- Sim, exato.
Evet, Briscoe ya da ikizi değil, ama bilinmeyen bir erkek, gerçek katil olabilir.
Sim, o que não nos leva ao Briscoe ou ao irmão gémeo, mas um homem desconhecido, que provavelmente é o verdadeiro assassino.
- Evet, Gemma'ya bugün ben eşlik ediyorum.
Sim, eu hoje estou com a Gemma.
-... ve gittiklerini görürsün. - Evet ama eğer Chumhum'un diğer şirketlerle maaşları sınırlandırma ya da insan avlama konusunda kısıtlama ile ilgili gizli anlaşması var mı diye soruyorsanız, kesinlikle hayır.
- Sim, mas se está a perguntar se a "Chumhum" tinha um acordo secreto com outras empresas para congelar salários ou impedir a contratação de concorrentes,
- Evet, tabii ya.
Sim, é claro.
Ya, evet. Geçmişte ne kadar iyi gittiğini hepimiz biliyoruz.
Sim, e ambos sabemos como isso funcionou bem no passado.
Ya evet, ben de bilmiyordum.
Eu também não sabia.
Aylar sonra, denizin ortasında bir sandalda bulundunuz ve nerede olduğunuz ya da oraya nasıl geldiğiniz sorularına hiçbir şey hatırlamadığınızı iddia ederek cevap vermediniz. Bu kulağa delice geliyor hatta bana bile öyle geliyor ve biz de hala bu cevapların peşindeyiz. Evet, farkındayım.
Meses depois, foi encontrado num barco em alto mar e alega não se lembrar de nada, de onde esteve ou como foi lá parar.
Evet!
Ya!
Evet, mimari bizi kurtarır ya.
Sim, a arquitectura irá nos salvar.
Evet biliyoruz, S.P.K.'ya girdiniz ama bu konuda konuşmak istemiyoruz.
Sim, nós sabemos, na SEC. Mas não queremos falar disso.
- Evet. Ya da karısı.
- Ou a esposa dele.
Evet, sadakatim Hydra'ya.
Sim, sou fiel à HYDRA.
Evet biraz onarılmaya ihtiyacı var ama birazcık ilgilenir ve eksik parçalarını sağdan soldan bulursak sizi zaman kaybetmeden California'ya götürürüm.
Mas, com alguns cuidados, uma ajudinha para apertar alguns parafusos e partes sobressalentes, e levar-vos-ei até à Califórnia, em pouco tempo. Idiota!
Hydra yapmak istediğim işi yapmama müsaade ettiği sürece evet, o zaman sadakatim Hydra'ya.
Enquanto a HYDRA me permitir fazer o trabalho que quero, sim, sou fiel à HYDRA.
Durango'da kaza hakkında son bilgileri aktaracak olan Melissa'ya bağlanıyoruz. Evet, sağ ol, David.
"Vamos agora em direto para a Melissa, que está em Durango, a seguir os últimos desenvolvimentos nesta queda."
Evet, ve iki kişi dışında hepsi ya ailesi ya arkadaşları. Birisi, Oregon'da yaşayan tanınan bir komplo teorisyeni.
Sim, e são todos amigos e familiares dos passageiros, à exceção de dois.
- Evet, harikayım. Ya bebek?
- Sim, estou ótimo.
Evet, ya da birileri onun için harcıyormuş.
Sim, ou alguém disposto a gastá-lo com ela.