Evimiz translate Portuguese
1,842 parallel translation
Burası bizim evimiz.
Esta é a nossa casa.
- Otto, evimiz kundaklandı.
- Otto, a nossa casa foi atacada, por ninjas com espadas!
Biz bir aileyiz ve bu klinik bizim evimiz.
Somos uma família e esta clínica é a nossa casa.
Evimiz haydutlar tarafından yağmalandı güç bela birkaç şeyi alarak kaçtık.
A nossa terra foi saqueada por salteadores. Mal escapámos com os poucos haveres que pudemos carregar.
Evimiz, işgal edildi.
e a casa estava ocupada.
Burası bizim evimiz, öylece giremezsin.
Essa é a nossa casa, não podem simplesmente entrar aí. Não?
Bir gün bu uzak ve ıssız yer evimiz olabilir.
Um dia talvez chamemos a este lugar distante, lar.
Evimiz, önemsiz bir yıldızın etrafında dönen küçük çaplı bir gezegen.
O nosso lar é um planeta menor de uma estrela insignificante.
Burası bizim evimiz... Güzel anavatanımız...
Isso é a nossa casa, a nossa querida terra natal.
Hala bir evimiz var mı?
Ainda temos casa?
Çünkü evimiz bunu kaldıramaz. Yani hapşırmanı.
Acho que a nossa casa não aguenta mais os teus espirros.
Burası bizim evimiz.
Este é o teu lar.
Burası bizim evimiz!
Este é o nosso lar!
- Güzel bir evimiz var.
Temos uma casa linda...
Ama bizim evimiz olacak.
Mas será nossa.
Gördüğün gibi evimiz hâlâ inşa hâlinde. Bu yüzden ortalık biraz altüst durumda.
Estamos em construção, como vocês podem ver, de modo que estamos um pouco de cabeça para baixo.
Sözleşmemiz iptal edilmek üzere, yani evimiz olmazsa ev annesine de ihtiyacımız olmayacak.
Vamos perder a nossa licença e se não temos uma casa não precisaremos de uma responsável.
Birsürü odası boş olan bir evimiz var.
- Temos uma casa cheia de quartos vagos.
Ponyo, bak bizim kayalıklardaki evimiz.
Ponyo, já chegamos.
Joleen'in evi var. Taşrada evimiz var.
A Joleen também tem uma casa, fica no campo.
Bizimle gel. Orada büyük bir evimiz olacak.
Vamos ter uma casa enorme.
Evimiz orada bir yerlerde.
Lá fora está o nosso lar.
Evimiz, Oto ve şu anda başı dertte.
Lar, Auto.
Yeni evimiz.
A nossa casa nova.
Elbette olacak bak şimdi, suyun üstünde sessiz küçük bir evimiz ve tavuklarımız, ineklerimiz, domuzlarımız olacak.
Claro que teremos, vais ver. Uma casa tranquila ao pé da água. E galinhas, vacas, porcos...
- Celia, bana bir iyilik yapar mısın? - Tabii. Cuma günü yeni evimiz şerefine bir davet vereceğiz.
Eu e o meu marido vamos dar uma festa na sexta, gostaria muito que tu, o Marcus e o vosso pai viessem, para nos conhecermos melhor.
Burası bizim evimiz olsa, onu ne kadar güzel yapardık.
Se fosse nossa, podíamos pô-la bonita.
Bunu arabada hiç yapmadık. Zaten bu çok saçma, bizim evimiz var.
Nunca o fizemos num carro!
Evimiz var.
Sim, fizemos! Temos uma casa!
Evimiz Hollywood'da dizisinden beri bu modeli görmemiştim.
Não via esse estilo, desde que o Luke se casou com a Laura.
Charlie dayı artık bizim evimiz olduğunu söylemişti.
O tio Charlie disse que esta casa agora era nossa.
Haklısın tatlım, artık bizim evimiz.
Tens razão, querida. É a nossa casa, agora.
Bom ve evimiz gitti.
Bum! Para os ares! E agora na rua.
Bak, Sebastian, müzik yoksa burası bizim evimiz olamaz.
Olha, Sebastião, sem a música, este lugar não é um lar.
Müzik yoksa, burası bizim evimiz olamaz!
Sem música, este lugar não é um lar.
Seninkiler gibi büyük değil. Basit hayaller. Evlilik, çocuklar ve kendimize ait bir evimiz.
Nada como as suas, ambições mais simples, de me casar, ter filhos, uma casa nossa...
Evimiz.
Casas.
Hey, Naldo bizim burayı evimiz olarak görmemizi istiyorlarsa nerden Honey Nut alabileceğimizi bulmalılar.
Naldo, primo! Temos que descobrir onde é que está o Honey Nut se querem que chamemos a este sítio "casa".
Yeni evimiz geldiği zaman eski evimize ne olacak?
O que vai acontecer à nossa casa velha, quando chegar a nova?
"'... böylece yolun Georgian tarafına bakan evimiz oldu "... "'Oraya bombalar denk gelmemişti. "'
"que temos uma linda vista sobre o lado georgiano da rua que as bombas não atingiram."
Bir sürü ağacı olan büyük, eski bir evimiz var çimenlerin üzerinde bir fıskiye var.
E temos um velho casarão com muitas árvores e a relva é irrigada automaticamente.
Bir sürü ağacı olan büyük, eski bir evimiz var çimenlerin üzerinde bir fıskiye var.
E temos um velho casarão com muitas árvores e o relvado é irrigado automaticamente.
Büyük eski bir evimiz var.
E nós temos um velho casarão.
Benim dairem kadar karakteri yok ama ev işte. Bizim evimiz olacak.
Não tem o mesmo carisma do meu prédio, mas é uma casa e vai ser a nossa casa.
Evimiz ne kadar şirin, değil mi?
A nossa casa é linda, não é?
Asla evimiz olmayacak oğlum.
Não será o nosso lar, rapaz.
Evimiz dağın orada.
A casa está bem na montanha.
Burası evimiz.
E aqui a nossa casa.
- Evimiz var.
Não sejas parvo. Porque temos uma casa.
Ama bizim evimiz.
- Mas é a nossa casa.
Esasen evimiz bir galeri.
Aliás, a nossa casa é uma galeria.