Ex translate Portuguese
13,807 parallel translation
Tekrar, eski eş.
De novo, ex mulher.
Eski.
Ex.
Eski bir bağımlı bir kez geri döndü mü kaç yıldır temiz olursa olsun geri dönüşü ölümcül olur.
Quando um ex-toxicodependente tem uma recaída, por muitos anos que esteja limpo, a recaída é fatal.
Siz de eski bir askersiniz, asker eskisi çalışanları kovmanıza anlam veremiyorum.
Não entendo como, tendo sido um soldado, despediu todos os ex-combatentes do pessoal.
Dostumun selamını iletmeyi unuttum. Eski Komisyon Üyesi Loeb'un selamı var.
Esqueci-me de lhe passar em nome do meu bom amigo, o ex-comissário Loeb diz olá.
Cinayetten hapse giren eski GCPD dedektifi James Gordon'ın hapisten kaçmasıyla beraber Gotham alarma geçti.
Gotham está em alerta alto depois de o ex-detetive de Gotham e assassino condenado,
Muhtemelen Penguen'le Gordon'un eski nişanlısını salmanızla ilgilidir.
Deve de ser por causa da libertação do Penguin e da ex-noiva do Gordon.
Azrael adıyla bilinen adamın Belediye Başkanı Galavan olduğunu onaylayabilir misiniz?
Pode confirmar que o homem conhecido por Azrael era na verdade o ex-presidente Galavan?
Şükürler olsun ki eski eşim Eleanor daha önceden vazektomi olmamı istemişti.
Felizmente, a minha ex-mulher, a Eleanor, obrigou-me a fazer uma vasectomia antes.
Charles, Charles!
Charles. Está aqui a tua ex-mulher.
Yok be. Şerefsiz eski kocamla takılıyorum şu anda.
Estou a namorar o filho da mãe do meu ex marido.
Benim de ilk ortağım fenaydı ya.
O meu ex-parceiro também era bem fixe.
Sabıkası olan eski bir cambaz.
Ex-acrobata com ficheiro criminal.
Eski karım, o orospu, o...
A minha ex-mulher, aquela puta...
Zaten eski karım, şu anki karım ve iki çocuğum var. Doyuracak bir boğaz daha istemiyorum.
Tenho uma ex-mulher, uma mulher e dois filhos, não preciso de outra boca para alimentar.
Sanırım, sıyırılmış, eski kocamdan daha iyi görünüyorum ama cinsel ve sosyal açıdan yaşlandım ve o yaşlanmadı.
" Acho que despida sou mais atraente do que o meu ex-marido, mas estou sexual e socialmente obsoleta, e ele não está.
- Hayır, eski sevgilim bir ara yaptı.
- Não, o meu ex teve uma fase.
Eski kız arkadaşımın DJ ile nişanlandığını duydum.
Soube que a minha ex-namorada está noiva de um DJ, por isso...
Mezunlar derneğinde işler nasıl?
Como vão as coisas com o grupo de ex-alunos?
Sen emekli polissin.
É um ex-polícia.
Müvekkilim eski şirketini dava ediyordu. O şirket de eski eşinden olan nafakasına karar vermiş.
A minha cliente processou a antiga empresa que ela e o ex tinham dividido.
Bana eski kız arkadaşımı hatırlatıyor.
Lembra-me de uma ex-namorada.
Tuhaf, Phil dayım ; eski patronun enerjik ve sorumluluk sahibi olan adam, bana derdini anlattı.
É como, o meu tio Phil, o teu ex-patrão, tão dinâmico e seguro de si... a confidenciar-se comigo.
Adaşım olan eski sevgilinle beraber olmuştun.
Que tinhas ido para a cama com a tua ex-namorada que tem o meu nome.
Eski işverenlerim ortam dinlemesi ve hackerlıktan geri durmayacak adamlar.
Os meus ex-chefes não descartam grampos e hacking.
Eski karım da öyle derdi.
Como dizia a minha ex-mulher.
İş arkadaşlarımla, dostlarımla, eski sevgililerimle konuşuyorsun, Haberim olmaz mı sandın?
Falou com os meus colegas... com os meus amigos, com a minha ex... e julgou que eu não iria descobrir?
Acaba ben de senin eski karınla mı konuşsam?
Talvez deva falar com a sua ex-mulher.
Eski sevgilim yollamış.
Foi o meu ex-namorado.
Tatlım, o videoyu kıskanç eski sevgilisi çekmiş.
Sabes, querida, aquele vídeo... foi filmado por um ex-namorado ciumento.
Eski hükümlü müsün sen?
Um ex-recluso?
İki emekli deniz subayının şahitliğinde imzalanmış.
Dois ex-oficiais da Marinha serviram como testemunhas.
Eski eşim bana gece hayvanı derdi.
O meu ex-marido costumava chamar-me um animal nocturno.
Hangi eski eş?
Que ex-marido?
Eski eşin olduğunu bilmiyordum.
Não sabia que tinhas um ex-marido.
- Eski iş verenlerim.
Meus ex-patrões.
Eski eşim yüzünden ders almıştım.
A minha ex-mulher obrigou-me a ter aulas.
- Eski bir federal ajan.
Ele é um ex-agente federal.
- Lonnie'nin eski karısı.
- A ex-mulher do Lonnie.
Eski sevgilileri ondan pek hoşlanmazlardı, orası kesin, ama...
As ex-mulheres não gostavam muito dele. Isso é certo, mas...
Diyordum ki, " Nancy Wheeler başkaları gibi davranarak isyan ettiğini sanan o aşama geçince de sonradan satıcı olmuş sıkıcı bir eski atletle evlenip çıkmaz sokaktaki evinde müthiş sıkıcı bir hayat yaşayan o banliyö sakini kızlardan olmayacak.
Pensei : " A Nancy Wheeler, ela não é só mais uma miúda suburbana que se acha rebelde por fazer exatamente o que as outras miúdas suburbanas fazem, até essa fase passar e casarem com um ex-desportista chato que é vendedor, e viverem uma vida perfeita e chata num beco sem saída.
"Eski karım" demeliydim.
Devia ter dito "ex-esposa".
Eski karın için abuk subuk konuşmamı mı istiyorsun?
Queres que eu fale mal da tua "ex"?
Bu durum senin için zor, çünkü Jack ile aran çok iyi ve ben onun... eski kız arkadaşıyım... Aslında.
Tenho a certeza que isto é desconfortável para ti, porque, obviamente, és muito próxima do Jack e eu sou a... ex-namorada dele... basicamente.
Eski sevgiliniz neden videoyu yayınladı?
- Porque é que o seu "ex" a publicou?
Savaştan sonra teslim olmayı reddeden eski konfederasyon askerleri bunlar.
Ex-confederados que recusaram render-se depois da guerra.
Dün Bliss House'a eski sevgilimi görmek için gitmiştim.
Ontem, fui à Casa do Contentamento ver o meu ex.
- Beni eski sevgilinin evine mi getirdin?
- A casa da tua ex? - Vamos.
Grace'in senin köpeğin olmadığını mı, eski sevgilinin hamile olduğunu mu yoksa filmlerden fırlama bir çeşit suçlu olduğunu mu?
Que a Grace não é tua, que tens uma ex-namorada grávida, ou que és um género de super criminoso? !
O hâlde eski karına mesaj atmamalıydın.
Talvez não devesses ter enviado uma SMS à tua ex-mulher.
- Eski sevgilisi.
O "ex" dela.