Fairfax translate Portuguese
255 parallel translation
Ah, az önce bir adam gördüm, garip bir adam, bir evden kaçıyordu, ah, Fairfax araba yolunda.
Vi um homem estranho a correr de uma casa na Fair Fax Drive.
Ah, numara 1278 Fairfax Drive.
O número é 1278, Fair Fax Drive.
Yıllar önce bir akşam Fairfax Sokağı'nı aşağı doğru yürüyordum, 18. ve 19. sokaklar arasında.
Uma noite, há muitos anos atrás, estava a descer a rua Fairfax entre a rua 18a e a rua 19a.
Hayatımı önemsiz şeylerle geçirdim, gerçek mucize 18. ile Fairfax Sokağı arasında sokak lambasına dayanmıştı.
Passei a minha vida com ninharias, enquanto milagres entre a 18a rua e a rua Fairfax estavam encostados ao poste.
Lady Bracknell ve Bayan Fairfax.
Sra. Bracknell e a Sra. Fairfax.
- Oldukça mükemmelsiniz Bayan Fairfax.
Você é bastante perfeita, Sra. Fairfax.
Bugün oldukça güzel bir gündü.
Belo dia que tem sido, Miss Fairfax.
Bayan Fairfax, sizinle tanıştığımzdan beri, sizi her bayandan daha çok beğeniyorum... şeyden beri... sizinle tanıştığımdan beri.
Sra. Fairfax, desde que a conheço... tenho-a admirado mais do que qualquer rapariga... que conheço desde... desde que a conheço.
Benim seni sevdiğimi biliyorsun, ve şimdi de Bayan Fairfax, sizin de bana karşı tamamen kayıtsız olmadığınıza beni inandırdınız.
Bem, com certeza. Eu sei que a amo, e você faz-me acreditar... Sra. Fairfax, que não é absolutamente indiferente a mim.
Bayan Fairfax, Bay Worthing'i görmek istediğini söyledi. Bayan Fairfax'ın belirttiğine göre çok önemli bir konuymuş.
Uma tal de Miss Fairfax telefonou hoje para ver o Sr. Worthing... disse que era um assunto importante.
Bayan Fairfax, size kendimi tanıtayım.
Miss Fairfax, gostaria de me apresentar.
Size çay ikram edebilir miyim Bayan Fairfax?
Aceita um pouco de chá, Miss Fairfax?
Bana öyle geliyor ki Bayan Fairfax, çok kıymetli zamanınızı çalıyorum.
Parece-me, Miss Fairfax... que estou a usar demasiado do seu valioso tempo.
Bir yanlış anlama olduğunu biliyordum Bayan Fairfax.
Eu sabia que havia um mal entendido, Miss Fairfax.
Senin de Bayan Fairfax ile birleşme şansın pek yok Jack!
Bem, não acredito que haja grandes possibilidades... para que tu e a Menina Fairfax fiquem juntos, Jack!
Bundan şüpheniz mi var Bayan Fairfax?
Duvida, Sra. Fairfax?
- Benim adım Emma Fairfax.
- Meu nome é Emma Fairfax.
O zaman isminin Emma Fairfax olması biraz zor olurdu.
Se fosse o sobrinho dele, dificilmente seria chamada de Emma Fairfax.
- Erkek olsaydım... - Fred Fairfax mı?
- Se eu fosse um homem...
Hayatımda insanlara senin kadar kötü davranan birini hiç görmemiştim.
- Fred Fairfax? Nunca na minha experiência inteira havia... conhecido alguém que trate as pessoas de forma tão rude como você.
Bayan Fairfax, ana noktayı kaçırıyor gibi görünüyorsunuz.
Minha querida Senhorita Fairfax, parece não ter entendido o ponto.
Bayan Fairfax, bu ciddi zoolojik bir keşif gezisidir.
Senhorita Fairfax, isto é uma séria expedição de zoogeografia.
En azından kısa sürede Bayan Fairfax'ı da bulunca öyle olacağız.
Pelo menos, estaremos logo que acharmos a Senhorita Fairfax. Pobre Fred!
Fairfax'ta küçük bir fırın.
Uma padaria pequena em Fairfax.
Sırada, Fairfax Atkinson Kupası uygulamalı matematik dalında başarı için verilen.
A seguir, chegamos ao Troféu Fairfax Atkinson por mérito académico no campo das Matemáticas Aplicadas.
Hakim Fairfax'tan mahkeme kararım var. Mark Jorgenson Jr.'ın bırakılması için.
Tenho aqui uma ordem de tribunal do Juiz Fairfax para a libertação do Mark Jorgenson Júnior.
Leydi Caroline Fairfax.
- Lady Caroline Fairfax.
Şimdi bakma David Fairfax Jr.
Não olhes agora. David Fairfax Jr.
David Fairfax Jr.
David Fairfax Jr.
- Carter ile ben varım. Ben varım. Peki ya Fairfax?
Não lhe vou dar dinheiro nenhum, e ninguém lho dará, percebeu?
Bitti o. - Fairfax öldü ama henüz haberi yok.
O Carter e eu.
Gangster filmlerine paralel olarak çok farklı bir tür daha yükselişe geçti.
O Fairfax não lhe dá nada. O Fairfax está morto, mas ainda não sabe.
Bugün Salı. Kuzeni Jane Fairfax'tan mektup aldığı gün. Mektubun her kelimesini bize okumak isteyecektir.
É terça-feira, e ela vai querer ler a carta da sobrinha, Jane Fairfax.
Bayan Fairfax'ı tanımıyorum.
- Não conheço a Srta. Fairfax.
Lütfen Jane Fairfax'tan bir mektup olmasın.
Que não seja a carta daquela chata da Jane Fairfax.
Annem, Jane Fairfax'dan haber var mı diye sordu. Bugün Jane'in mektup günü olmadığını bildiğini de ekledi.
Mamãe perguntava sobre Jane Fairfax... mas ela sabia que não era o dia da carta dela.
Ama bugünden itibaren kasabada çok daha güzeli olacak. - Jane Fairfax'a gönderildi.
Mas há um mais bonito, enviado a Jane Fairfax.
- Bayan Fairfax birazdan gelir.
A Srta. Fairfax chegará logo.
Albay Campbell'ın kızı Bayan Dixon, Bayan Fairfax'ın en yakın arkadaşı.
A Sra. Dixon, filha do coronel, é a melhor amiga dela.
Tatlı ama sıradan bir kız olan Bayan Campbell'la evlendikten sonra Bay Dixon, Bayan Fairfax'a aşık olmuş olabilir.
Creio que, depois de pedir a mão da Srta.
Sonuçta Bayan Fairfax çok...
Campbell... o Sr. Dixon apaixonou-se por Jane, que é...
Buraya gelerek, Bayan Fairfax, Bay Dixon'a onu unutmak istediğini belirtiyor.
Vindo pra cá, Jane mostrou que quer esquecê-lo.
Bu akşam Bayan Bates ve Jane Fairfax'ın buraya nasıl geldiklerini biliyor musun?
Querida, sabe como a Srta. Bates e Jane vieram?
Bay Knightley ve Jane Fairfax birlikteler.
O Sr. Knightley e Jane são um casal.
Jane Fairfax ve Bay Knightley?
Jane e o Sr. Knightley?
Belki de Bayan Fairfax'a sormalıyım.
- Peço à Srta. Fairfax?
- Bayan Fairfax kadar değil.
Pior que a Srta.
Fairfax Sokağı.
Rua Fairfax.
Beni Olympic'le Fairfax'ın köşesine bırakabilir misiniz?
Acha que pode levar-me à Olimpic e Ferfaks?
Fairfax sana bir şey veremez.
Quem manda aqui?
- Parayı birinin vermesi lazım.
O Fairfax pagar-me-ia?