Falafel translate Portuguese
125 parallel translation
Falafel ailesi çölü binlerce asır bir tek şeyle idare etti :
Desde há mil séculos, A família Fhalafali, tem governado o deserto, com uma coisa, velocidade!
Gülle Yarışını kazanıp Falafel adını dünyanın en hızlısı olarak göklere yazdırmak Ve siz... bunu başaramadınız!
Engrandecer o nome dos Fhalafali, como os mais rápidos do mundo, por terem ganho, A corrida Cannonball. E tu...
" Falafel göreyim seni!
Fhalafali, sê um desportista.
Prens Falafel! Ne satın alayım?
É o Fhalafali.
Ben büyük Prens Abdul-Ben Falafel bütün çölün efendisi, Prenslerin Prensi...
Sou o grande príncipe Abdul Ben Fhalafali. Senhor de todos os desertos. Príncipe dos príncipes.
Ama lamba sayesinde önemli bir kişi olacaksın çok zengin olacaksın. Dünyanın en güçlü kişisi olacaksın.
Mas com a lâmpada, tu serás o grande chefão, o falafel quente, a pessoa mais poderosa na Terra.
Film ezberlemek ya da falafel kaç harf demek gibi değil.
Isto não é decorar um filme nem dizer quantas letras tem a palavra bolacha.
Falafel Tepelerindeki nükleer silah santralini vurmamız gerekiyor.
Temos de dar cabo da fábrica de armas nucleares nos Montes FaIafeI.
Merhaba! Ben Falafel. Metr dö zindan'ım.
Olá, sou o Falafel, o maître da masmorra.
İsrail'de, falafel güreşi yapardık. Bütün kızların her yeri kızarırdı.
Em Israel lutámos sobre grão de bico e acabámos cheias de borbulhas.
Falafel, kızartır, tabii.
Com grão de bico talvez...
Niye Falafellerimizi almamıza izin vermiyorlar anlamıyorum.
GRÃO-DE-BICO Não compreendo porque não descarregam os nossos "falafel".
Hadi gel sana döner söyleyim.
Anda. Pago-te um falafel.
Oy pusulaları dağıtıldı. Görünüşe göre Terminal Taylor kendine... kazanması umulmayan bir rakip bulmuş.
Parece que a Taylor vai ter alguma competição... sob a forma da fada falafel em pessoa.
Bana bir falafel borçlusun, gerizekalı.
Deves-me uma falafel, filho da mãe.
Küvette o kadar çok kıl var ki yemin ederim yakında falafel ister miyim diye soracak.
Há tanto cabelo na banheira que não tarda pergunta-me se quero um "falafel". ( Comida árabe )
Bak "Kulübe" dediği şey Falafel Kulübesi.
Vêem o "hut, hut" no Falafel Hut?
Sanırım senin Felafel teorin fos çıktı.
Acho que a teoria do Falafel Hut estava errada.
- Falafel kulübesiydi, değil mi?
- O Falafel Hut, certo?
Emin misin?
- Um falafel. - Obrigada!
Dokuz mağaza ve Lanet Times Meydanının en iyi Falafel yemeği.
Nove lojas e o melhor falafel a norte de Times Square.
Dün senden bir "falafel" mi aldım?
Comprei-te ontem uma falafel?
Neden, "falafel" arabasına bir şey mi oldu?
Porquê? Aconteceu-lhe alguma coisa ao carro de falafel?
Artık sana falafel yok!
Acabou-se a falafel para ti!
Hayır, Falafel Queen'i değil, üstündekini, yukarı bak.
Contratei-o porque você vende.
Hem doktorun, hem Kaptan Falafel'in senin için savaşmaları nasıl?
Como é teres o médico e o Capitão Falafel à luta por tua causa?
Ne o, falafel sevmiyorlar mı?
Porquê? Não gostam de farinha?
Bir vejeteryan köftesi.
Um falafel israelita.
Aslında, ben falafel yeriz diye düşündem ama.
Eu estava mais a pensar em falafel.
- Fellini, entelijans takılıyorsun?
- Falafel e Fellini? - Exactamente.
Ben de Seventh'da harika bir otelde kalacağım. Otelin bulunduğu sokağın karşısındaki falafel restoranı hayatını değiştirebilir.
Vou ficar num pequeno e fantástico hotel na Seventh mesmo frente ao restaurante onde se come o "falafel" que mudará a tua vida.
Karşıdaki tezgahın yanında sarı saçlı, yeşil ceketli, falafel yiyen bir adam var.
Vês aí um louro com casaco verde? Está a comer um falaffel.
Tewfiq, şu adamı görüyor musun?
- Não preferem Falafel? Tewfiq, está a ver este tipo?
Bir dürüm saldırısı.
Foi um ataque de falafel.
Bana sırtını çevirince onun gay olduğunu sandım ve dürümüme eğildim.
Quando ele me virou as costas, assumi que era gay e voltei à falafel.
Dürüm yerken tadını alamıyor olabilirim, ama hâlen hayattayım.
Já não sinto o gosto dos falafel, mas ainda tenho a minha vida.
Yoksa anne Hüseyin'in gizli Falafel... tarifini fdasnmk...
Ou pela receita secreta de Falafel da mamã Hussein.
Soğan.
Falafel ( prato típico árabe ).
- Soğan mı?
- Falafel?
- Soğan.
- Falafel.
Ted'e onu sevdiğini söylemek yerine, "soğan" mı dedin?
Em vez de dizeres ao Ted que o amas, disseste "falafel"?
Falafel isteyen var mı?
Quem quer "Felafel"?
Hız cezası yedim yine.
Consegui levar uma multa por excesso de velocidade em vez de uma sandes de falafel.
- Burnuma nohut köftesi kokuları geliyor.
- Olá, companheiro. - Cheirou-me a "falafel".
Sandviç surat mı? Evet.
A cara de falafel?
Muhtemelen lokantada beni bekliyordur.
Ela ainda deve estar à espera no sítio das falafel.
- Ya falafel? - Çıtırtılı börek.
- E o "falafel"?
Bu topları büyük boy ister misiniz?
Gostaria de aumentar a dose de bolas "falafel"?
Şuradaki binayı görüyor musun? Neyi? Falafel Queen'i mi?
Desculpe?
Seni seviyorum, sandviç.
Amo-te, falafel.
Ve sandviçimi de seviyorum.
E amo o meu falafel.