Fales translate Portuguese
4,744 parallel translation
- Ana deme bu çok cahilce.
Não fales assim. Pareces um ignorante.
Bu konudan bahsederken çocukları buna karıştırma!
Não fales deles enquanto falas disto.
- Sakın diyorum, sakın yapma!
- Nunca, não fales...
Tamam, sadece bundan bahsetmeyelim.
Pronto, vamos... não fales de...
Bizimle çocukmuşuz gibi konuşma.
Não nos fales como se fossemos crianças.
- Zeke, artık konuşma benimle
- Zeke, não fales comigo.
Şimdi olmaz.
Não fales comigo agora.
- Sus!
- Não fales!
Bunawar'la konuşmam lazım.
Preciso que fales com o Bunawar...
Ikincisi, bir daha asla benimle böyle konusma.
Segundo, não me fales assim, nunca.
Kardeşinle o şekilde konuşma.
Não fales assim com o teu irmão.
Claire teyzende canavardan bahsetmek oldu mu Samuel?
Samuel. Não fales de monstros à Claire, está bem?
Claie teyzen ile böyle konuşma.
É real! Não fales assim com a tua tia Claire.
- Bir de bana sor.
Nem me fales.
Hayatında bir kereliğine de olsa konuşma.
Pelo menos uma vez na tua vida, não fales.
Shhhh! Konuşma.
Não fales.
Lütfen Molly konusunu açma.
Por favor não fales na Molly.
Hey babama laf söyleme.
Não fales do meu pai.
Dinle, sakın konuşma. Hiçbir şey söyleme.
Ouve, nao fales, e nao digas nada.
Benimle öyle konuşamazsın.
Não fales assim comigo.
Madem sarhoş değilsin, sarhoş gibi konuşma o zaman.
Se não estás bêbedo, não fales como se estivesses.
Morgan, sen hiç onunla bu şekilde konuşmazdın.
- Morgan, nunca mais fales com ela dessa maneira.
Kardeşinle bu şekilde konuşma.
- Nunca fales com a tua irmã dessa maneira.
Biraz önce bana söylediğin saçmalıklardan bahsedeyim deme.
Não fales dessas tretas que me disseste.
Ian'dan bahsetme.
Não fales sobre o Ian.
Annemiz hakkında kötü bir şey söylersen dişlerini dökerim.
Não fales mal da mãe ou vou partir-te os dentes.
Planı değiştirmek için... plana sermaye koyanlarla konuşmak gerekir... ki son baktığımda, bu ben ve annendi.
- Não. Não podes mudar o plano... a não ser que fales com quem te está a financiar o plano... que é, tanto quanto sei, a tua mãe e eu.
Olan bitenden konuşma artık.
Não fales do passado.
Kesin artık bu muhabbeti?
Não fales assim, está bem?
- Pardon, onunla konuşma.
Não fales com ela.
Onun şiddet damarından avukata bahsetmek istemezsin.
Não fales dessa veia violenta ao seu advogado.
- Konuşmayı kes şimdi.
Não fales.
Hiç komik değil böyle konuşma.
Não tem piada. Não fales assim.
- Annenle öyle konuşma!
- Não fales assim com a tua mãe!
Kendi başına, belaya bulaşmadan vaktini dolduracaksın.
Fica na tua, não fales muito.
Tanıyormuşsun gibi Yarımel hakkında konuşma.
Não fales do Halfhand como se o conhecesses.
Sakın ondan bahsetme.
Não fales sobre isto
Benimle konuşmayacaksın, bana tavsiye vermeyeceksin.
Não fales comigo, não me de concelhos.
Bu konuyu onunla konuşma.
Não lhe fales nisso.
İşe devleti karıştırmadan gidip onunla konuşursan çok iyi olur.
Sugiro que fales com ela antes que ela envolva o estado.
Benimle iki yaşındaki bir çocukla konuşurmuş gibi konuşma.
Não fales comigo como se eu tivesse dois anos, ok?
- Annemle o şekilde konuşma, lan!
- Não fales assim com ela, merda!
Sanki ben arabada yokmuşum gibi hakkımda konuşmayı keser misin?
Não fales de mim como se não estivesse no carro.
Karısı ile konuşma, Sürtüğün tekidir.
Não fales com a mulher, porque ela vai desanimar-te.
Bu konudan sakın kimseye bahsetme ben düzelteceğim.
Não fales nada sobre isso... eu vou dar um jeito.
- Babamın ismini ağzına bile alma!
- Não fales sobre o meu pai!
Tuvaletteyim, sadece... sadece sakın konuşma, OK?
Estou na casa de banho, não fales.
Dosyaya kim bakıyorsa onu öğrenmek istiyorum. O çocuk ilk gördüğünden beri trenlere takıntılı. Kendine yardım edemiyor.
- Que fales com quem trata do caso, que quando ele viu um comboio pela primeira vez, ficou obcecado.
Julia bana her şeyi açıkladı.
Não fales com ela.
Zach, Beth ile konuşman lazım.
Preciso que fales com a Beth.
Bana mı anlatıyorsun?
Nem me fales.