Festa translate Portuguese
35,348 parallel translation
Thule. Belki burayı bastılar ve saati çalıp diğerlerini öldürdüler.
Talvez eles tenham estragado a festa, levado o relógio e queimado o pessoal.
Bu ne yapıyor sanıyorsun, gıdıklıyor mu?
O que achas que é isto? Uma festa de cócegas?
Gösteri sonrası parti için buralarda olun.
Fiquem para o pós-festa.
MASKE TAKMA PARTİSİNE DAVETLİSİN
Estás convidada para uma festa para enfrentares a máscara.
Birileri parti veriyor.
Alguém está a dar uma festa.
Noah, en son ne zaman Kutsal kız kardeşler çocuk yuvasında parti verildiğini gördün?
Noah, quando foi a última vez que ouviste falar de uma festa a ser dada nas Casa para Crianças das Irmãs Abençoadas?
Hey! Bu partiyi kimin düzenlediğini biliyor musun?
Sabes quem está a dar esta festa?
Bu partiyi benim düzenlediğimi mi sanıyorsun?
Achas que eu estou a dar esta festa?
Gizemli bir parti davetini kabul etmek vahşi bir şekilde öldürülmeni sağlar.
Aceitar um convite para uma festa misteriosa dá uma morte horrivel.
Bu partiyi hemen sonlandırmak için bir yol bulmalıyız.
Temos que descobrir um modo de acabar com esta festa agora.
- Müzik ve ışık olmadan bir parti de olmaz.
Não será bem uma festa sem as luzes e a música.
Partiyi o mu düzenlemiştir sence?
Achas que foi ela que deu esta festa?
Bilmen gerek.
Tu devias saber isso. A festa é tua.
Bu partiden haberin var mıydı?
Sabias sobre esta festa?
Işıkları kapatıp partiyi bitirmenin bir yolunu arıyorlardı.
Eles iam pensar numa maneira de desligar as luzes e acabar a festa.
Bu partiyi sizin düzenlemediğinizi biliyorum.
Eu sei que não deram a festa.
Birisinin bu partiyi düzenlemesine yardım ettiğini söylemişti.
Ela disse que ajudou alguém a organizar esta festa.
Dün gece partideymiş, ama ondan sonrası yok.
Dizem que Stavo estava na festa ontem à noite, mas nada após isso.
Anna, gece arkadaşında kalacak.
A Anna vai dar uma festa de pijama.
Bu sefer neydi?
O que foi festa vez?
Bir arkadaş, dinleti partisi yapacakmış.
Um tipo que conheço vai dar uma festa para ouvir discos.
- Birlikte dinleti partisine gideceğiz.
Vai levar-nos à festa. - Jayde...
Bu gece partide görüşürüz.
Vemo-nos na festa, logo à noite.
Çok güzel bir parti, Elçi Bey.
Que festa bonita, embaixador.
Parti devam ediyor.
A festa continua.
Partinin yaşam kaynağı!
A vida desta festa!
Doğum öncesi parti mi yapalım?
Queres organizar-me uma festa para o bebé?
Siz gidip yeniden bir araya gelen Oz ailesini ayırın biz de gidip Soğuk Savaş'ı tekrar başlatalım.
Vocês vão "invadir" a festa de reunião da família Oz, e nós vamos reiniciar a Guerra Fria, está bem?
Bu keki partinden önce yemeye kalkışma, sevgiler Kate.
NÃO TE ATREVAS A COMER ESTE BOLO ANTES DA FESTA. DE : KATE
Parti nasıldı?
Como foi a festa?
Güzel bir partiydi işte.
Foi uma festa porreira.
Düğünde çok mutlu görünüyordunuz.
Espera, é uma festa? Quem mais convidaste?
Hastalarımızın ve arkadaşlarımızın yanında olacağız ve akşam partiye gideceğiz.
- e ir a festas. - Não vou a nenhuma festa.
Ben gitmek zorundaysam, sen de gitmek zorundasın.
Se vou ao tribunal por ti, podes ir a uma festa por mim.
Fakat burada işimiz bitti.
A festa acabou.
- Harika.
- Festa na piscina!
Altıncı yatakta aşırı alkol alımı var.
Cama 6, bêbeda de festa. O nome dela é Emma.
Eğlen biraz.
É festa.
Parti bomba gibiydi ama şimdi milletin bokunu temizlemem lazım.
A festa foi brutal e tudo mais, mas tenho de limpar tudo.
Kuzenine söyle, dün geceki parti manyaktı.
Diz ao teu primo que a festa foi do melhor.
Sonuçta bu partiyi siz düzenlediniz.
Afinal, é você que está a dar a festa.
Tahani ve Jianyu akşam hoşgeldin partisi veriyor ve bütün mahalle davetli.
A Tahani e o Jianyu vão dar uma festa de boas-vindas esta noite e convidaram o bairro todo.
Partide millete mok gibi davrandıktan sonra ortalık karışmaya başladı.
Tudo começou a dar errado depois de ser uma abra com toda a gente na festa.
- Daha ilk geceden çözmüştüm. Parti gecesi zekamı kullanarak çözdüm.
Percebi na primeira noite, na festa, usando os meus poderes de dedução.
Tahani harika bir parti.
Tahani, óptima festa.
Sonra Soph'u partiye götüreceğim.
Depois levo a Soph à festa e...
Soph'u partiye götürmeliyim.
Tenho de levar a Soph à festa.
Beş dakika durup, çıkarız.
Vamos até à festa, só um bocadinho.
Keyfin yok bakıyorum.
Não há festa?
Tamam.
Vou dar uma festa de inauguração, e tu vais.
İlk konserimiz Cumartesi günü.
O nosso primeiro concerto é sábado, é uma festa de aniversário.