Fevkalade translate Portuguese
1,108 parallel translation
- Fevkalade.
- Maravilhosa.
Fevkalade.
Fantástico.
Fevkalade.
- Nesse caso, tem aqui o seu homem.
Biliyorsun, bir vakada müşterilerle yakın ilişkide bulunmak iyi yada kötü tabiatlı olsun, fevkalade bir başlangıç olur.
Ao pegar num caso, é sempre importante saber que um cliente está em contato direto com alguém, que, para o bem OU para o mal, tem uma natureza excepcional.
Evet, fevkalade birşey.
Pois é, é o máximo.
- Fevkalade bir çocuk.
- Que esplêndido rapaz.
Başka bir değişle, bizi taklid etmeyin. Kişiliğiniz fevkalade doğal. her türlü sınırlamayı reddedecek kadar.
A vossa personalidade é assim tão espontânea, que seria absurdo tentarem imitar-nos.
Fevkalade.
Esplêndido.
Ahırlarınız fevkalade.
Os seus estábulos são magníficos.
Burada Giotto tarafından yapılmış fevkalade freskleri görüyorsunuz, bunlar St Francis yaşamını betimliyorlar.
Vêem aqui estes frescos soberbos de Giotto, descrevendo a vida de S. Francisco.
Fevkalade turuncu filler vardı... Leydim, beni görmek istemişsiniz.
Eu trato das visitas reais, evidentemente, dos guardas de honra e do representante do papa, e tu podes tratar dos divertimentos.
- Fevkalade. İlginç bir'son söz'çıktı mı? - Farrow hayli dokunaklıydı Lordum.
McAngus, como recompensa pelos teus feitos de guerra, o meu pai autoriza-me a conceder-te qualquer coisa que desejes de mim.
MacGyver fevkalade bir adam.
O MacGyver é um tipo notável.
Bildiğin gibi, yola çıkarken fevkalade görünürüm.
Como sabe, quando sai estava divino.
Fevkalade bir devlet adamı!
Que político notável!
Devimi yenmen, fevkalade güçlü olduğun anlamına gelir bu yüzden de zehri kendi kadehine koydun ki gücünün seni kurtaracağını düşünüyordun.
Derrotaste o meu gigante, o que significa que és extraordinariamente forte. Portanto, podias colocar o veneno na tua taça confiando na tua força para te absolver.
Gençliğinin verdiği fevkalade sınavlar bunlar sevgili çocuğum.
São gloriosos julgamentos da juventude, querido.
Steve, dünyanın en fevkalade kocasısın.
És o marido mais maravilhoso á face da terra.
O oğlanda fevkalade bir şeyler olduğunu biliyordum.
Sempre soube que havia algo de especial naquele rapaz.
Vay, bu fevkalade.
Não estava à espera dessa...
Her neyse, bu adamı üç yıldır tanıdığımı fevkalade bir dost olduğunu söyleyerek hemen savunmama başlamama müsade edin...
Mas de qualquer forma, inicio já a minha defesa dizendo que conheço este homem há três anos, é um camarada absolutamente fantástico... - George?
Sonra geçitten yürüyüp fevkalade bir hayata adım atabilirsiniz.
Então os dois vão pelo corredor e iniciam uma maravilhosa vida...
Fevkalade yenilikçiler.
Eram excepcionalmente inovadoras.
Fevkalade!
Esplêndido!
Fevkalade.
Fabuloso.
- Fevkalade bir görev, genç adam.
- Bom trabalho, jovem!
- Nasildilar? - Fevkalade.
- Como é que eles se portaram?
Fevkalade.
- Muitíssimo bem.
Ayrıca fevkalade bir dolunay göreceğiz bu gece.
Hoje à noite, teremos uma lua cheia maravilhosa.
Stephen, fevkalade!
Stephen, é maravilhoso!
Fevkalade.
Está uma maravilha.
Fevkalade.
É maravilhoso.
- Fevkalade bir dava.
- Um litígio e pêras.
Yemeğin fevkalade olacak. Söz veriyorum.
O almoço vai correr bem.
Birinci sınıf. Fevkalade. Eşsiz.
Primeiro escalão, fenomenal, superlativo...
- Birinci sınıf, fevkalade.
Primeiro-escalão! fenomenal!
Yine haklısın, fevkalade bencilim.
Tem razão, é claro. Eu sou extraordinariamente egoísta.
Bu fevkalade bir keşif fırsatı, ama tüm bu acele niye?
O achado é extraordinário, mas porquê tanta urgência da Frota?
Fevkalade.
Incrível.
- Fevkalade, tabi yaparsan. - Söz veriyorum.
- Claro, fantástico, se pagares tu.
Her şey her zaman harika ve fevkalade.
Para ti é tudo fantástico.
Fevkalade.
- O quê? Bestial.
Gözetimci psikiyatr olarak Bay Bartel'in... kaydettiği ilerlemeyi fevkalade buluyorum.
Como psiquiatra responsável, diria que... o Sr. Bartel fez progressos notáveis.
Fevkalade.
Isto é fabuloso.
Baban fevkalade bir insan.
O teu pai é um homem extraordinário.
Fevkalade.
É fabuloso!
Fevkalade!
- Espantoso!
İşte o! Kesinlikle, fevkalade ve mükellef, ve aynı zamanda da çok güzel ve hayli ulaşılabilir görünüyor muyum? Tanrım.
É ele.
İkiniz de fevkalade insanlarsınız.
Ambos são muito especiais.
Fevkalade, bir tanesin.
És linda, maravilhosa.
Fevkalade.
Fenomenal.