English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ F ] / Figüre

Figüre translate Portuguese

22 parallel translation
Şu figüre iyice bir bak, sonra bana bahsi kazanıp kazanmadığımı söyle.
Olhe para aquela pessoa atentamente. Depois, diga-me se ganhei a nossa aposta.
Şu güzel figüre bakın, ve de...
Olhem que bela figura. Vejam...
Gördüğün garip figüre geri dönelim, tarif et.
Voletmos à estranha silhueta que viu. Descreva-a.
Aldrich, Mickey Spillane'in dedektifi Mike Hammer'ı bile herkesin pislik gibi davrandığı belirsiz bir figüre dönüştürdü.
E sabe o que significa ressurreição? Significa trazer os mortos à vida. Quem pensa que é, para poder ressuscitar os mortos?
- Figüre bir bak.
Tire uma amostra disso.
O gün bügündür de kült bir figüre dönüştü. Kendisi hiç konuşmamış olsa da bıraktığı miras çok ses getirdi.
Apesar de a sua voz nunca mais se ter ouvido, o seu legado continua vivo.
Jung demiştir ki, "Korkularımızı sindirmeli ve o karanlık figür ile yüzleşmeliyiz." Figüre ne diyordu?
Jung disse que nos devemos opor aos nossos medos e enfrentar a figura que chamou o quê?
Figüre ne kadar çok yaklaşırsam görüntü o kadar bozuluyor.
Quanto mais perto chego da figura, mais distorcida fica a imagem.
Dişlerini gösteren bir figüre benziyor.
Parecem aquelas marcas especiais de dentes.
Ya Efendimizin sağ yanındaki şerefli makama yerleşen figüre ne diyorsun?
E quanto aquela figura, sentada à direita do nosso Senhor no lugar de honra?
Daha önce hiç çizim yapmamıştım figüre odaklandım.
Eu nunca tinha desenhado antes então achei que deveria focar-me nesta parte.
Milhouse gülünç bir figürden trajik bir figüre dönüştü.
Milhouse passou de uma figura cómica para uma trágica.
Kendimizi figüre uydurmaktansa figürü doğal ritmimize uydurmalıyız.
Em vez de ajustarmo-nos ao passos de step, deveríamos ajustar o step ao nosso ritmo natural.
Şefin emri ile baş sallamak hiçbir figüre benzemez.
Nunca imaginei que o Chefe da Nação fosse um metaleiro.
Orion anahtar oyuncu, böylesine eski bir uygarlıkta, nasıl oldu da noktaları neredeyse hatasız olarak eli havada bir adam ve ayakları açık, ve belinde üç yıldız, Orion'un kuşağındaki yıldızlar, olacak şekilde figüre ettiler.
Orion é a figura-chave, e a forma como se unem os pontos, em todas as culturas antigas, quase sem excepção, era um homem de pé com as mãos levantadas e as pernas abertas, ele usa um cinto com três estrelas, as estrelas da cintura de Orion.
Bu araştırmacılar, Mısırlıların Orion'u figüre etme şekillerini tartışmakta, çünkü bu güneşin Galaktik Dizilimi.. ... oluştururken seyahat ettiği 26,000 yılın orta noktası.
Esses pesquisadores argumentam que os egípcios apontam para Orion, porque este é o meio ponto do ciclo de 26.000 anos, que o Sol percorre entre os alinhamentos galácticos.
" Eva kafasını kitabından kaldırır kendisine doğru uzun adımlarla gelen ilginç figüre dikkatle bakar.
Eva ergue a cabeça do livro e fita a curiosa figura que se aproxima.
İki figüre de aynı duyguları vererek peyzaj aşılamaya çalıştım.
Eu tentei imbuir a paisagem com o mesmo sentimento como na figura.
Onlar bu figüre : "Mama" diyorlar.
Chamam-lhe : "Mamã".
Kutsal olduğu belli olan o figüre zarar vermemeniz şartıyla.
Mas não se mexeres no que claramente é um símbolo sagrado.
Genelde kadınlara yönelik vahşi eylemler ve bu eylemlerin ailelerin önünde gerçekleştirilmesi net bir şekilde anneliğe özgü bir figüre işaret etmekte.
Os actos selvagens destinados principalmente às mulheres e realizados na presença de famílias são resquícios de uma figura materna.
Bu figüre Algebra diyorum ben.
- Chamo a este passo "Álgebra".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]