Fikir translate Portuguese
23,365 parallel translation
Bu çocuğu büyüteceksem para kazanmak için büyük bir fikir bulmalıyım.
Se queres ter alguma hipótese de conseguires criar esse bebé, tenho de ter alguma boa ideia para ganhar muito dinheiro.
İyi bir fikir olabilir. Sarhoşlar için rehber.
Talvez isso seja uma ideia, sistema de guia para bêbados.
Fikir alışverişinde bulunuyorum.
Depois comparo apontamentos.
Tüm eşyalarını topladım, böylece son sürat gidebilirsin ki bence bu iyi bir fikir.
Olha o que eu fiz. Já arrumei tudo, assim podes ir super rápido, que eu acho que é uma óptima ideia.
Bu kötü bir fikir.
Isto é uma má ideia. Relaxa.
Ne harika bir fikir.
Que óptima ideia.
Sen şu anda aşırı derece incinebilir durumdasın, ve ben programların içinde şunu öğrenecek kadar kaldım bu hiç iyi bir fikir değil
Estás muito vulnerável agora, e estou no programa há tempo suficiente para saber que não é uma boa ideia.
Iyi, burada bir fikir. Neden beni takip bitmiyor?
- Eis uma ideia, porque não paras de me perseguir?
I gerçekten bundan sonra ne için harika bir fikir kullanabilirsiniz.
Dava-me jeito um bom conselho do que fazer agora.
Senin harika bir fikir? Ah.
Essa é a tua grande ideia?
Sence temizlemek iyi fikir mi?
Tens a certeza que deveríamos estar a limpar isto?
- Hayır, aklıma bir fikir geldi ve daha fazla bekletmeden sana sormak istedim.
Não, não, tive um... Momento de lucidez, e queria conversar antes que perdesse mais tempo.
Bu güzel bir fikir.
É uma excelente ideia.
Evet bu... Bu iyi bir fikir.
Sim, é uma excelente ideia.
O gece kulübündeki kırmızı biber kötü fikir demiştim.
Disse-te que aquele chili no restaurante era uma má ideia.
Çok zekice bir fikir.
É uma ideia genial.
Max onu Tatlı Barına çevirmek gibi çok zekice bir fikir buldu.
A Max teve a ideia genial de fazer um bar de sobremesas.
O fikir üretici.
Ela dá as ideias.
Sen de harika bir fikir olduğunu söylemiştin.
E tu disseste que era uma excelente ideia.
- İyi fikir.
- Parece-me bem.
Şu anda yolculuk yapmanın iyi bir fikir olduğundan emin değilim.
E não sei se será sensato viajar agora.
İyi bir fikir.
Boa ideia.
Herhangi bir fikir?
Ideias?
İnsanoğlundan uzun yaşamanın iyi fikir olduğunu düşünecek kadar narsist bir grupla sonsuza kadar gömülmek istiyorsan güzel.
Se quiseres passar a eternidade com um grupo de narcisistas, que pensa que sobreviver à humanidade é uma boa ideia.
Güzel fikir.
Sim.
- Kötü bir fikir aslında.
Boa ideia. Péssima ideia.
Lanie'den tıbbi fikir istedim.
Queria a opinião da Lanie.
Bak, aklıma bir fikir geldi.
Tenho uma ideia.
Açıkçası bu parayı senin ellerine vermekten iyi bir fikir gelmiyor aklıma.
E, sinceramente, não consigo pensar num melhor uso para ele do que pô-lo lá fora no mundo, pelas tuas mãos.
- Buraya gelmen iyi bir fikir olmayabilir.
Talvez não seja uma boa ideia apareceres por aqui.
Aklıma güzel bir fikir geldi.
Tive uma ideia engraçada.
Meraktan soruyorum anne, bu fikir senden mi çıktı kocandan mı?
Só estou a questionar-me, mãe, esta ideia é tua ou do teu marido?
Harika fikir.
Ótima ideia.
Bu gece buraya benimle gelmen iyi bir fikir değildi.
Foi uma má ideia ter vindo comigo.
Bu zekice fikir üzerine düşünmek için bunlardan bir tane daha lâzım.
Vamos precisar de mais algumas destas para cogitar essa ideia brilhante.
Güzel fikir ama biz hiç arazi sınırından çıkmadık.
Boa ideia. O Bobo não atravessou a cerca.
Şimdi fikir şu : Lousie her bir bölgeye dokunurken sen de gözlerini kapatıyorsun James.
Agora, a ideia é que você feche os olhos, James, enquanto a Louise estimula sensualmente cada área.
Evet, ben de hep düşes olmak istemişimdir ancak İngiliz soylusu gibi davranmak pek iyi bir fikir değil gibi.
Pois, eu sempre quis sempre duquesa, mas acho má ideia fingirmos ser da nobreza inglesa.
- Bu iyi bir fikir miydi?
Isso foi boa ideia?
Ben zaten bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum.
Acho que isto não foi boa ideia.
Evet. Tabii, onları şaşırtman kötü bir fikir olur.
Sim, não seria boa ideia surpreendê-los.
İyi fikir Edwards.
Boa ideia, Edwards.
İyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
Provavelmente não... não é uma boa ideia.
- İyi bir fikir değil.
- Não é uma boa ideia.
Aklımda her zaman düğünümün nasıl olacağıyla ilgili bir fikir vardı.
Eu sempre uma ideia clara de como seria o meu casamento.
Güzel fikir, yanlış renk.
Ideia certa, cor errada.
Evet, dikkate alman, iyi fikir.
Sim, foi uma boa ideia.
Bu iyi fikir.
Boa ideia. CJ.
Bunu düşündüğüm için ben de herkes kadar şaşkınım ama Megan'ın bile bizi yönlendirdiği oldu. Şimdi gerçek bir doktor bize bir fikir sunuyor.
Estou tão surpresa como qualquer outro por pensar nisto, mas até a Megan foi demovida, agora que um profissional médico a sério interveio.
Yanlış zaman, doğru fikir.
A quantidade de tempo errada. A ideia certa.
- Bu iyi bir fikir mi?
- Será boa ideia?