Fila translate Portuguese
5,147 parallel translation
İşte böyle, tek sıra halinde.
É isso mesmo, fila única.
Tek sıra halinde, bırakın silahınızı.
Fila única. Pousem a arma.
Kafası kesilip organları düzgünce çıkarıldı.
Tiram-lhe a cabeça e dispõem os órgãos em fila.
Evet, biliyorum. Bana bunu söylemeniz için mi iki saat boyunca sırada bekledim?
Sim, já sei, estive numa fila duas horas para me dizer isso?
Pekâlâ, ben sıradaki herkese yardımcı olana kadar kenara çekilip beklerseniz...
Pode afastar-se até atender todos na fila...
- Dağılın!
Sair da fila!
Neler olduğunu size kanıtlayacağım arkadaşlar beş satır yukarı
Eu vou provar-vos o que se passa. Na quinta fila.
Oradaki sıraya gir.
Ponham-se na fila.
- Neydi sözleri?
- Então, para que é a fila?
Wendy's'in arabaya servis kısmında beklerken mercimeği fırına veren Fiona ha?
A miúda que comeste na fila do drive-through do Wendy's?
Evet, bütün gün sırada bekledim.
- Consegui. Estive na fila o dia todo.
Sırada daha Webb var.
Webb é o próximo na fila. Ou o Buchwalter.
- Müşteriler bekliyor.
- Os hóspedes já fazem fila.
Dışarı.
Em fila.
Alışverişten döndüğümde upuzun sıra vardı.
Voltei das compras e vi aquela fila toda.
Sıraya gir.
Pões-te na fila.
Sıraya girin, tek sıra, omuz hizası.
Alinhem-se, fila única...
Burada sıraya girin.
Quero uma fila aqui.
Tekli sıraya geçin.
Formem uma fila.
Başbakanın, içeride kalın tavsiyesine rağmen eşi benzeri görülmemiş miktarda insan Londra dışına çıkan trenler için kuyruk bekliyor.
Apesar de o Primeiro-Ministro aconselhar a ficarem em casa, um número sem precedentes de pessoas faz fila para os comboios de Londres. REDE FERROVIÁRIA CONGESTIONADA
Ben daha ziyade ön sıraya takılıyorum.
Eu sou muito mais um tipo da fila da frente.
Ön sıradaki kişiler arasında bir tür psikodrama cereyan ediyor ve bu, şarkının öyküsünü aktarırken çok önemli bir hale geliyor.
Para mim, há uma espécie de psicodrama que se passa entre pessoas singulares na primeira fila. Que se torna muito importante na... na hora de contar as... as narrativas das canções.
Sıra ilerliyor.
A fila está a andar.
- Sanırım yerimiz 9. sırada. Affedersiniz.
Penso que estamos na fila 9.
Öleceği güne kadar kızlar ve oğlanlar onun kapısında sıra olur.
Raparigas e rapazes farão fila para o foder até ao dia em que ele morrer.
Hepsi senin arkana geçmek zorunda.
Terão todos de fazer fila atrás de ti.
Durduk, sıra baya vardı.
Parámos, e a fila estava...
Ben o kadar uzun sıra hiç görmemiştim açıkçası.
Nunca vi uma fila tão grande.
Bu sıra ve bundan yedi sıra ileriye kadar uzanıyor.
É esta fila toda e as próximas sete filas.
Sıraya girin.
Façam fila!
- Kübra'da ikisi için de önden bilet vardı.
O Kubra tinha bilhetes para a primeira fila para as duas.
Tüm çabalarımıza rağmen hava trafiğine maruz kaldık. Şu an üçüncü sıradayız.
Apesar dos nossos esforços, ainda estamos em fila, mas parece que só estão dois à nossa frente.
Sırada mısınız?
Está na fila?
Hepiniz sıra hâlinde durun.
E todos vocês, fiquem em fila.
Her sabah burada dizilmiş çocukları görmeye alıştım. Artık karşımda erkekleri, savaşçıları görüyorum.
Costumava ver miúdos a fazer fila aqui, todas as manhãs... agora apenas vejo à minha frente homens adultos.
Sıradaki Alpha'sın.
O próximo na fila para Alfa após ele.
Ve bunlar sadece John'a kadar sıralanmış olanlar.
E aquilo é só a fila para o quarto de banho.
Bloklar boyunca oluşan sıradan bahsediyorum.
A fila dá a volta ao quarteirão.
Rastgele seçilmiş 20 iskambil kartın hepsi ters biçimde duruyor.
Então, 20 cartas alietórias estão numa fila viradas para baixo.
Bir Trag olarak onların yok oluşlarını en ön sıralardan izleyeceksin.
Como "Trag", verás da primeira fila a aniquilação deles.
Bart normalde Taco gecesinde burada olur ama bugün muy tarde ( geç kaldı ).
O Bart normalmente é sempre o primeiro na fila para a Noite de Tacos, mas agora está "muy tarde".
Alt tarafı yeni çıkacak Radyo-Aktif adamı daha pahalı satıp, sizin gibi şuursuz hayranları gece yarısı kuyruğa sokup daha fazla kazanmak için yapıyorlar.
Eles vão simplesmente refazer o Homem-Radioactivo numa nova edição mais cara e fazer fãs ingénuos como vocês fazer fila à meia-noite para as comprar.
Bloklarca aşağıdan başlıyor sıra.
A fila percorre todo o quarteirão.
Herkes sıraya girsin şimdi.
Formem uma fila!
Erkeklerin evlenmek için kapında sıra olmamasına şaşıyorum.
Não acredito que os rapazes não façam fila para casar contigo.
- Başka bir sıraya girmeliydin.
- Devias ter usado outra fila.
Başka bir sıraya girmeliydin.
Porque não usaste outra fila?
Bir sonraki sefere farklı bir sıra kullan.
Para a próxima, vai por outra fila.
Dostum! Siparişini ver de çık kuyruktan!
Despacha-te a pedir e sai da fila!
Şimdi sıranın sonuna geç!
Volta para a fila!
- Sıraya girin.
Em fila!