Fitzpatrick translate Portuguese
149 parallel translation
Bayan Fitzpatrick, biraz daha öne gelebilir misiniz?
Importa-se de avançar um pouco, Mrs. Fitzpatrick?
Burma Rifles'dan Binbaşı Fitzpatrick diğer bilgileri verecek.
Vou pedir ao Major Fitzpatrick dos'Burma Rifles'para falar disso. - Continue, Major.
Yetmez. Fitzpatrick nerede?
Onde está Fitzpatrick?
Bu da toptan gübre işi yapan adam.
- Este é o grandão dos fertilizantes. - Randall Patrick O'Shannon Fitzpatrick.
"Bayan Fitzpatrick, bu sizin kan grubunuz. Kanınız B-pozitif."
"Menina Fitzpatrick, o sangue é que é do tipo positivo."
Hiç onun olumsuz yönlerine denk gelmedi.
- Erin Fitzpatrick.
- Kız arkadaşın kim? - Erin Fitzpatrick.
Não quero ver o Sr. Titus assim.
- Orada bir sorun mu var, Fitzpatrick?
Há aí algum problema, Fitzpatrick?
Fitzpatrick, bunu onun ağzından da birçok kez duydun.
Fitzpatrick, ela já te disse isso muitas vezes.
- Hey, Fitzpatrick.
- Ei, Fitzpatrick.
- Fitzpatrick, brendi ve limonatasını tutamadı.
O Fitzpatrick não aguentou o brandy.
- Fitzpatrick ile kapıştık.
- Tivemos uma briga com o Fitzpatrick.
- Cinayet girişimi mi? - Ve Fitzpatrick de senin onu vurduğunu söylüyor.
E o Fitzpatrick diz que o atingiste a tiro.
Annem bir hapishane köşesinde çürüyor. Fitzpatrick adındaki bir polisin yalanları yüzünden.
A minha mãe está a apodrecer numa cela de prisão... por causa das mentiras de um polícia chamado Fitzpatrick.
- Shamus Fitzpatrick? ...? .
- Shamus Fitzpatrick.
Shamus Fitzpatrick bir aptal oldu.
O Shamus Fitzpatrick era um tolo.
Peder Fitzpatrick şimdi seni görücek.
O padre Fitzpatrick irá ver-te agora.
- Peder Fitzpatrick bu olayın senin siciline geçeceğini söyledi mi?
O padre Fitzpatrick disse que esse incidente irá para a minha ficha?
Duydum ki Peder Fitzpatrick ile konuşmuşsun.
Ouvi dizer que conversaste com o padre Fitzpatrick.
Peder Fitzpatrick monsenyöre ait üst ruhban sınıfından biridir.
O padre Fitzpatrick é um superior.
Peder Fitzpatrick diyor ki eğer koşarsan seni okuldan kovacakmış.
O padre Fitzpatrick disse que te ia expulsar se tu correres.
- Peder Fitzpatrick.
Padre Fitzpatrick.
- Peder Fitzpatrick'ten ne haber?
E o padre Fitzpatrick?
Thomas Fitzpatrick, oyun kurucu mu?
Thomas Fitzpatrick, o quarterback?
Kızılderililerin sözüne güvenemezsiniz Bay Fitzpatrick.
Não pode confiar na palavra de um índio, Sr. Fitzpatrick.
Fitzpatrick'le yolculuk etmiş, kunduz avlamış ve Kızılderililerle savaşmış.
Andava com Fitzpatrick, apanhava castores e lutava contra os índios.
Bay Fitzpatrick?
Sr. Fitzpatrick?
Kavgacı Fitzpatrick'lerin mekanı. Neptune'ün tamamı suçlulardan oluşan ilk ailesi.
Esconderijo dos Fitzpatricks, a família de criminosos de Neptune.
Felix'in davasında yeni ortaya çıkan tanığın, Fitzpatrick kuklası olmasına ne kadar şaşırdığımı tahmin edersin.
Imagina a minha surpresa ao saber que a testemunha principal do caso do Felix é uma marioneta dos Fitzpatrick.
Dövüşen Fitzpatrick'ler mi?
- Dos lutadores Fitzpatricks?
Sanırım babam Chino'da beş Fitzpatrick'i içeri atmıştı.
- Sim. Acho que o meu pai mandou 5 Fitzpatricks para Chino.
Cervando, Liam Fitzpatrick'in Styx Nehri'nde onları nasıI birkaç binlik için sattığını açıklayacaktı.
O Cervando andava a gabar-se de ter ganho uns 3 mil dólares ao Liam Fitzpatrick em River Stix.
( SPIVEY ) Andrew Fitzpatrick ve ekibi 4,500 yıllık bir iskelet buldular, yanında bir çok eşya vardı, buluntuların özellikleri bunun sıradan bir mezar olmadığını gösteriyor, iskelet de öyle,
Andrew Fitzpatrick e a sua equipa escavaram o esqueleto de um homem datado de há quase 4.500 anos. E junto a ele, dezenas de objectos. Foi a escala do achado que sugeriu que esta não era uma sepultura comum e este não era um homem comum.
( DR FITZPATRICK ) bu döneme ait buluntularda fazla kalıntı olmaması normal, 10 parça bulunsa bile çok önemli sayılabilir, fakat rakamlar arttıkça bu mezarın sıradışı olduğunu anlıyoruz, ve bulunan eşyalar 100'e yaklaştı, ve anladık ki bu mezar sadece Avrupa'nın değil, dünyanın en büyük buluntularından biri.
É normal encontrar apenas um ou dois objectos num enterro desta época, Podíamos considerar que uma sepultura com cerca de 10 objectos era rica, mas como os números continuavam a aumentar, ficou claro que esta sepultura era de uma importância excepcional, e quando esse número chegou perto de cem, percebemos que era o túmulo mais valioso não só na Grã-Bretanha, mas também da Europa continental.
( DR FITZPATRICK ) Bu eşsiz bir yolculuktu,
Trata-se de uma viagem sem comparação nos dias de hoje.
Biz birinci sınıftayken Karen ve Patrick Fitzpatrick hâlâ son sınıftaydılar, hatırladın mı?
Lembras-te quando o Kieran e o pobre Fitzpatrick andavam cá na escola? - Quando éramos caloiros?
Adı Molly Fitzpatrick.
O nome dela é Molly Fitzpatrick.
Liam Fitzpatrick mi?
- Liam Fitzpatrick?
- Fitzpatricklerle tanışıyor musun?
- Conheces a família Fitzpatrick?
Patrick Fitzpatrick rahip olmadan önce boğazına kadar aile işlerinin içindeydi.
Antes de ter feito os votos, estava metido nos negócios da família até ao pescoço.
Rahip de bir Fitzpatrick.
E o padre é um Fitzpatrick.
Rahip Patrick Fitzpatrick pek de ruhani görünmüyor.
O Padre Patrick Fitzpatrick parece pouco eclesiástico.
- Peki Fitzpatrickler ne olacak?
- E os Fitzpatrick?
Ya da Fitzpatricklerin sana, ne görmen gerektiği konusunda söylediklerini.
Não, risque isso. O que os Fitzpatrick lhe disseram que viu.
Baban, Felix'in ölmesini isteyen Fitzpatrick ailesiyle sıkı ilişki içinde.
O teu pai está metido com a família Fitzpatrick, os que realmente queriam ver o Felix morto.
Hepimize Curly'nin Cervando'yu ortadan kaldırıp Liam Fitzpatrick'ten birkaç bin dolar alabilmek için otobüsü yamaçtan aşağı uçurduğunu söyledi.
Dizia o mesmo. Que o Curly fez despenhar o autocarro para se livrar do Cervando por ele ter ficado com uns milhares de dólares do Lee e do Fitzpatrick.
Peder Fitzpatrick bunu yaparak hisse değerleriyle oynadı.
O padre Fitzpatrick deu uma dimensão ridícula a isto.
Başka bir açıdan bakıyorum : Molly Fitzpatrick.
Tenho outro ângulo, Molly Fitzpatrick.
Artık Fitzpatrickler için okulda uyuşturucu satıyor.
Agora vende drogas no campus para os Fitzpatrick.
Bu kasette Liam Fitzpatrick, Felix'in ölümünü planladığını itiraf ediyor.
O Liam Fitzpatrick praticamente confessou ter orquestrado a visita.
Enayi Liam Fitzpatrick'in parasıyla alındı 200 dolarlık bir kot pantolon.
Cortesia de Liam Fitzpatrick no papel de idiota. Calças de ganga de 200 dólares! Olhem só para isto.