Forklift translate Portuguese
60 parallel translation
- Sen forklift kullanamazsın.
- Não sabes guiar uma empilhadora.
- Larry, forklift nerede?
- Larry, onde está a empilhadora?
- Forklift mi?
- Empilhadora?
Koca bir forklift gerekiyor.
Precisamos de uma empilhadora.
Amcam hafta sonları forklift kullanmamı istiyor.
O meu tio dá-me emprego, a conduzir o empilhador. Aos sábados e domingos.
Bir 10-34 vakası, iki adam ve bir forklift arasında.
Temos um 10-34 entre dois homens e uma empilhadora.
Paulie'nin kuzeninin üzerinden forklift geçti.
O primo da Paulie foi atropelado por um porta-paletes.
Queens'deki Big Boy deposunda forklift kullanıyorum.
Conduzo um empilhador... no armazém Big Boy em Queens.
Forklift sürücü sınavını henüz geçmemişsin.
Ou seja, ainda não passou no exame de condução de empilhadoras.
Forklift sürücüsü işi için ilan verdin mi?
Já preencheste a vaga de condutor de empilhadoras? Não?
Yani, bir depo düşünün, Bir cüce forklift kullanıyor olsun.
Imaginem um armazém, onde um anãozinho conduz uma empilhadora...
David, neden 3 forklift sürücüsü varken, Anton'u değil de beni kovmaya karar verdin?
Havendo mais três operadores de empilhadoras, porque decidiu despedir-me a mim e não ao Anton?
Forklift.
Empilhador.
Forklift, benim tarafımda.
Empilhador do meu lado.
Forklift!
Empilhador!
Buyur araba ehliyetin, motorsiklet ehliyetin... tekne ehliyetin, Forklift kullanım ehliyetin... bir serbest giriş kartı ve bedava D.M.V. * kalemi.
Aqui está a tua carta de condução, carta de mota, carta de barco, carta para operar uma empilhadora, um passe para passares à frente e uma caneta grátis da D.M.V..
- Büyük forklift.
- Guindaste com pneus de borracha.
Bize forklift lazım.
Precisamos de uma empilhadora.
Forklift kullanmaları gerekirdir.
Leva uma empilhadora para mover isso.
Bu akşam forklift kullanmayı düşünmüyorsun, değil mi?
Não estás a pensar em usar uma grua hoje, pois não?
Costco'da forklift mi kullanayım?
Guiar uma empilhadora na Costco?
Bir forklift bizi kaldırıyor.
Estamos a ser carregados por uma empilhadora.
O zaman forklift olmalı.
Então usaram uma empilhadora.
- Gibbs, bugün Kuzey Alanı'nda çalışan iki forklift varmış.
Hoje temos duas empilhadoras a trabalhar na área.
Beni, buraya birisinin buraya gelip forklift üzerinde, sanki bir oyuncakmış gibi, hız yapması gerçekten rahatsız eder.
- Certo. Por isso, incomoda-me que alguém entre aqui e comece a acelerar no monta-cargas como se fosse um brinquedo.
bu forklift.
Isto é uma empilhadora. É preciso...
Sen forklift kullanabilir misin?
Mike, deves guiar a empilhadora?
Kullanamazsın sen. Forklift'i sen kullanamazsın.
Não deves, não deves guiar a empilhadora.
Anladın mı? Forklift kullanmaya yetkin değilsin.
Não estás autorizado a guiar a empilhadora.
Forklift'i kullanan tek ben değilim.
Pessoal, não fui o único a guiar a empilhadora.
Bu şeyi kamyona yüklemek için forklift kullanmışlar ve uzaklaşmışlar.
Usaram uma empilhadora para a pôr no camião e arrancaram.
Bu sadece bir kaç forklift değil, Clark.
Clark, não são umas simples empalhadoras.
ryanchapelle adeta... bir forklift kazası sonucu oluşan ızdırabına karşılık milyonlar talep eden depo sorumlusunu ifşa etmek çabuk, acısız ve çok kolay olacaktı.
E o maneira mais fácil da investigadora particular Calista Cod apanhar um funcionário de um depósito que pedia milhões de indemnização pelas dores e sofrimento resultantes de um acidente com um empilhador.
Buraya bir forklift getirmemiz lazım.
Precisamos de um empilhador.
Forklift de kullanabiliyorum dostum.
Até sei conduzir um empilhador, meu.
"Forklift" aklımın ucundan bile geçmedi.
Eu não estava mesmo a pensar "empilhador".
Bilmiyorum. Üç günlük alem uykusundan uyanmıştım sonrasında bir forklift kullanıyordum ve bu da ordaydı.
Tens aí uma tatuagem louca.
Sivil gemiler onları otomatik forklift olarak kullanabilir.
Bem as naves civis podem usá-los como monta-cargas.
Sana gereken, forklift ve bir kamyon...
Precisaria de empilhadoras e camiões.
- Forklift'e dikkat et, Fozzie.
- Cuidado com a empilhadora, Fozzie.
Yetkililer tekrar canlanan bir mumyanın bir forklift operatörünü öldürdükten sonra Metropolitan Müzesi'nden kaçtığını doğruladı.
Confirmou-se que uma múmia reanimada fugiu do Museu Metropolitano. Após ter morto um operador de empilhadeiras.
Forklift, kepçeli vinç palet loader ve her çeşit kamyonu kullandım. Minibüsten tıra kadar.
Trabalhei com empilhadores, ascensores, carregadores de paletes e todo o tipo de viaturas, desde monovolumes a semi-reboques.
Ayrıca, benim kaç tonluk bu duygusal enkazımı taşıyabilmesi için ona bir forklift gerekirdi.
E precisaria de uma empilhadora para manobrar os escombros da minha tonelada de emoções.
Biliyor musun, benim forklift kullanma yetkim var.
Por acaso, estou habilitado a manobrá-los.
Belki de forklift kullanıyordur.
Talvez operasse uma máquina de cargas.
Tabii bir forklift kullanıyor olsaydın.
Se estivesse a conduzir uma empilhadora.
Forklift'ten ayağına kasa düşmüş.
Uma empilhadora deixou cair um cofre sobre o pé.
Forklift bacağını delince ağır kas hasarına, bu da sistemine miyoglobin boşalmasına neden oldu.
E se for um falso positivo? O empilhador atingiu a perna, e causou danos musculares, e despejou mioglobina no sistema.
Belki bir vinç ya da forklift.
Talvez uma grua, talvez um empilhador.
Bu arada forklift kullanayım deme.
Acaba logo com isso.
Forklift üzerine gelip bacaklarını delmiş ve herifi doğruca testereye sürüklemiş.
Grave lesão na coxa direita.