Frat translate Portuguese
40 parallel translation
Eğer frat parti ile aynı şey ise evet, çok kez gittim.
Se te referes às das repúblicas universitárias, sim, montes delas.
Frat partisi, huh?
Festa de república universitária?
Delikanlılar onları partide kızlara verirler.
É um sonífero que os putos de Frat dão às raparigas nas festas.
"Frat Party Massacre." İzlediniz mi?
"Massacre Na Formatura" Viram?
l feel like we're in a Confederate frat party.
Sabes, parece que estamos numa festa de fraternidade confederada.
- Peki F.R.A.T.'ın bununla ne alakası var?
E por que a FRAT cuidou disto?
- Memur Deed, F.R.A.T. neden orada devriye geziyor?
- Agente Deed, pode dizer-me... - porque a FRAT nas ruas?
- F.R.A.T benimle konuşmak istemedi.
- O pessoal da FRAT não fala comigo.
Mahkemedeydim ve notlar aldım. F.R.A.T ile konuşmaya çalıştım.
Fui ao tribunal, tomei nota e tentei falar com a FRAT.
F.R.A.T raporları yayınlanmaz.
Os arquivos da FRAT não são de acesso público. - Porquê?
Peki neden? Biz F.R.A.T hakkında konuşamayız.
- Não podemos falar pela FRAT.
Bizim "Erken Müdahale, Saldırı ve Taktik" yöneticimiz,
Tilman... chefe da Unidade de Reacção e Ataque Táctico... ou FRAT.
Bu tamamlanınca birimimizin dağılmasına sebebiyet verebilir.
Quando isto estiver concluído, Pode destruir o departamento da FRAT.
Ama Times yapacaktır, F.R.A.T ın versiyonunu da içine alırsanız... — F.R.A.T'ın mı?
Mas o "Times" publicará, se conseguires a versão da FRAT. A FRAT?
F.R.A.T. torbacıları kaldırıyor.
Traficantes de colarinho branco da FRAT.
Mahkemeden bir karar çıkıyor ve F.R.A.T.'ın el koydukları F.R.A.T'a kalıyor.
Quando há uma condenação... o que a FRAT tiver confiscado, fica para a FRAT.
Tüfek ve tabanca kullanımında uzman. F.R.A.T'a başlamadan önce her biri... üçer kez dosyalara geçen şiddet uyguladı.
Cada um deles, antes de entrar para a FRAT... teve três agressões físicas justificadas nas suas fichas.
- Hiç bir F.R.A.T üyesi şimdiye kadar evlenmedi.
Nenhum membro da FRAT jamais se casou.
Ve benim şimdi de, ilk ciddi haberini kovalayan, haber dünyasına ilk adımlarını atan. Ve bu şimdi benim tüm dikkatimi alıyor.
E, agora... em vez de um rapaz assustado... na sua primeira investida no mundo jornalístico... tenho um investigador experiente em meu pé... e a verificar os negócios da FRAT!
O başından beri F.R.A.T'ın ideallerini takmadı.
Ele foi contra a ideia da FRAT desde o começo!
Bütün F.R.A.T kanıtlarına el koyuyoruz.
Vamos retirar todos os arquivos de provas da FRAT.
Ashford bunu kapak yapacak Pollack'ın F.R.A.T hikâyesinde
Ashford está a publicando isso para aguçar a curiosidade... pelo artigo de Pollack sobre a FRAT.
Az önce F.R.A.T a karşı kullanabileceğimiz kanıtları ele geçirdim.
Acabei de conseguir as provas para acabar com a FRAT.
F.R.A.T ın işi bitti.
A FRAT já era.
F.R.A.T içindeki fikir ayrılıkları hakkında...
Também são testemunhas da porrada interna da FRAT.
O dedi ki ; bir anlaşma varmış savcılıkla ve... ve hakimlerle F.R.A.T sunduğu davalar hakkında, buna göre... el konulan nakit para "Daha iyi Edison" vakfına aktarılıyormuş, sizin için, bir nevi seçim fonu olarak.
Bem, ele disse que havia acordos entre o M.P.... e os juízes em relação a processos envolvendo a FRAT. Que provas "em dinheiro" de julgamentos iam parar... á Fundação "por uma Melhor Edison" como parte dos fundos para sua campanha política e que a lavagem desse dinheiro era sistemática.
Destro ile aynı öğrenci grubunda mısın?
Estavas na mesma "frat" que o Destro?
- Harika.. erkek klübü dergisi falan
- Saiu numa revista. Oh, fixe "Frat Boy Mag"?
Ne sikimden frat * evi işletiyorsun böyle?
Que tipo de fraternidade é esta?
Zorla beni erkekler yurduna götürüyorlar.
Vão levar-me ao Frat House.
Erkekler yurdu mu?
O que é o Frat House?
Tamam, FRAT'deki ( Üniversite erkek öğrenci birliği ) tatlı çocuklar kimle çıkar biliyor musun?
Sabes com quem os meninos bonitos saem?
Abe Lincoln ile öpüşmek zorunda kaldım, ve bir gurup FRAT genci önünde Salakça sözler söyledim, Kendilerini gülmekten alamadılar.
Eu tive que beijar o Abe Lincoln, depois interpretar o Jabberwocky para um bando de miúdos de fraternidade que se riam de mim.
Genç bir kızım ve burası Amerika. Ayrıca bunu kendi odamda bir kadeh şarapla yalnız yapmam partinin birinde tecavüzcü bir frat * erkeğiyle Jager shot'ı yapmamdan daha iyi değil mi?
Sou adolescente e isto é a América, e não é bem melhor eu fazer isso aqui, sozinha no meu quarto com um copo de vinho, do que estar em alguma festa, a beber shots, com uma data de rapazes de uma fraternidade de violadores.
Aşırı pahalı otunu Gonzaga'da satarak.
Vendia a erva acima do preço ao "Frat Pack", na "Gonzala Prep".
Çıkıyor, o memphis kolej yakın bir frat evde saklanıyor.
Acontece que, ele está escondido em uma casa de fraternidade perto de Memphis College.
I, frat partiye onu alıyordu Ve bir aksanla bir adam. Araba ateş ve onu uzak sürükledi.
Eu estava levando-a para uma festa da fraternidade, e um cara com um sotaque tiro o carro e arrastou-a para longe.
F.R.A.T.
- A própria FRAT.
Onlar F.R.A.T'ın web sitesini tasarladı.
D.G.-Vector... fez o website da FRAT.
F.R.A.T. üyelerinin temel profili :
O perfil básico da FRAT.