Fred translate Portuguese
4,117 parallel translation
- Fred'le Ginger gibi mi?
- Fred e Ginger? - Quem?
Hayvan Kontrol'e uğramış. Sadece bir tane hayvanın kayıp olduğu rapor edilmiş Fred adında küçük bir av köpeği.
Ele acabou de sair do Controle de Animais e havia só um caso recente de animal solto no parque.
O zaman ya Fred çok vahşi bir av köpeği ya da bu gizem gittikçe derinleşiyor.
Ou o Fred é um beagle perverso ou este mistério acaba de ficar mais profundo.
Fred Eberhart.
Fred Eberhart.
Baban Fred Eberhart'ı arıyorum.
Procuro o teu pai, Fred Eberhart.
Bouchard'in Morgundaki Fred'e ne dersin?
O que dizes, ah, do Fred lá da Funerária Bouchard?
Herman, Lloyd, Arthur ve Fred.
Herman, Lloyd, Arthur e Fred.
- Acelen ne Fred?
- Porquê a pressa, Fred?
Yukarı. Fred'in odasına.
Lá em cima, no quarto do Fred.
Fred, hayır...
Oh não, Fred.
Fred bu koloni kaybolur.
Esta colónia está perdida, Fred.
Dostumsun Fred... 1992'de lokal bir yönetici beni evine çağırdı.
Fred, você é meu amigo! Em 1992, um ministro local chamou-me à sua casa.
Hazır mısın Fred?
Pronto Fred?
Freud amca kalp krizi geçirdi.
O tio Fred teve um ataque de coração.
Gaby bunlar benim dostlarım... Fred ve Jean.
Gabby, estes são os meus amigos Fred e Jean.
Fred Nettinger bizim öncü programcılarımız.
Fred Nettinger é o nosso chefe da programação.
Fred zamanında Mark ve Yvonne'un direkt gözetimcisiydi.
O Fred é... era... O supervisor imediato do Mark e da Yvonne.
Bay Nettinger...
Sr. Nettinger... Fred?
Fred? Belki de bize bahsettiğiniz yeni nesil oyunu gösterebilirsiniz.
Talvez pudesse mostrar-nos esse jogo da próxima geração do qual falou.
- Fred Nettinger.
O Fred Nettinger.
fred savage'i makyajdan çıkarın.
Chama o Fred Savage da Maquilhagem.
- Fred Willard bu gece beni ekti.
O Fred Willard cancelou esta noite.
Buluşmada görüşeceğin kişi Fred Couples.
A pessoa com quem se vai encontrar é o Fred Couples.
Fred!
Fred?
Sıradan bir psikokinetik aklı ile nesneleri hareket ettirebilir ama Fred gibi biri uğraşırsa gerçekliği değiştirebilir.
Um psicocinético comum move coisas com a mente, mas um tipo como o Fred, agitado, consegue distorcer a realidade.
Fred radyoaktif Cass.
- O Fred é radioativo, Cass.
Sam ile gece geri gelip Fred'i temiz bir şekilde alacağız.
Eu o Fred voltamos à noite e tiramos o Fred sem problemas.
Fred gitmiş.
- O Fred sumiu. - O quê?
Fred Jones nerede?
Onde está o Fred Jones?
- Nasıl? Fred hep çizgi film izler ama o büyülü tamam mı?
O Fred só vê desenhos animados, mas é mágico, está bem?
Mahoney çalınacak şeyleri bulurdu sonra Fred'i yürüyüşe çıkarırdı.
O Mahoney descobria onde e dávamos uma volta com o Fred.
Fred'in işinin bittiğini, onu öldüreceğini söyledi.
Disse que ia matar o Fred.
Ben Fred'i sevdiğim için eğer ona zarar verirsen polislere söylerim dedim.
Mas eu gosto do Fred. Disse-lhe que ia à Polícia.
Fred.
Fred?
Fred dostum.
Olá, amigo.
Fred? Beni dinle.
Fred, escute.
Beni duyabiliyor musun?
Está a ouvir? Fred!
Fred, benim.
Fred...
Dinle Fred. Odaklanmanı istiyorum.
Ouça, Fred, tem de se concentrar.
Fred. Sen iyi misin?
- Fred, sente-se bem?
"Fred Broadway'daki video dükkanına gidiyor."
"O Fred vai a um loja de aluguer de filmes na Broadway."
Fred, sen bir geri zekâlısın.
Fred, seu idiota.
Sana açık olacağım, Fred. Nostalji Rüzgârları'yla el sıkışabileceğimi sanmıyorum.
Tenho de ser honesto contigo, Fred, não consigo imaginar-me a assinar pelo "Velhotas de Ouro".
- Asistan Bölge Savcısı Fred Simpson.
- Advogado Fred Simpson. - Conhece-lo?
Fred, hiç mendilin var mı?
Fred, tens um lenço lá atrás?
Fred!
Fred!
Fred Jones diye birini hatırlıyor musun?
Lembras-te de um tal de Fred Jones?
Fred? Sinirlerim!
Fred?
Fred'in gücü var.
- O Fred tem poderes.
Calamity Jane senin için.
Fred?
Fred.
Fred...