English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ F ] / Frekans

Frekans translate Portuguese

1,534 parallel translation
Belki tek bulmamız gereken Mikail'in frekansına parazit yapacak bir şey.
Só temos de descobrir algo que intercepte a frequência do Mikail.
FREKANS KARIŞTIRICI 2300
BLOQUEADOR DE FREQUÊNCIA
Casus uçaklar için frekans karıştırıcı cihaz futbol maçında işe yaradı.
E um bloqueador de frequência de aviões de caça dá jeito num jogo de futebol.
O frekans karıştırıcı sayesinde Mikail artık kontrol edemiyor.
Por causa disso, o Mikail não consegue controlar ninguém.
Frekans bozucuları etkinleştiriyorum.
Activar frequência de interferência.
Her iki taraf da saldırıdan önce frekans bozucu önlemler almış olabilir, bu da komuta sığınağı dışından gelen her sinyali bozuyor olmalı.
Ambas as partes podem ter aplicado medidas de interferência, mesmo antes dos ataques. Ou seja, os sinais emitidos de fora do bunker de comando sao uma confusao.
- Bekle, bekle. Çok düşük frekans menzilinden sinyaller alıyorum.
Captei qualquer coisa na faixa de frequência ultra-baixa.
- Evet, cep telefonu frekans belirleme aleti.
Dispositivo de identificação de frequência celular.
Lazer dürbünlü frekans kilitli, GPS hedef belirleyici.
Localizador GPS de frequência laser.
- Polis frekansından ne haber?
Sim.
- Polis frekansındayım.
Já as apanhei.
Ama onu etkileyecek asıl... ışık frakenası bu lambalardaki frekans.
Mas somente algumas frequências de luz... podem machucá-los. Essas lanternas... estão ajustadas para essa frequência.
- Ben de frekansı değiştirin. Burke cevap ver!
- Aqui só dá estática... mude a frequência, tente de novo, Burke, Miles, respondam!
Metro'ya doğru radyo frekansını 120. 1 olarak değiştir.
Muda a freqüência de rádio para Metro. 120. 1.
Frekansı da bloke etmişlerdir.
Esquece. As frequências estão bloqueadas.
Frekansı mı bloke etmişlerdir?
As frequências estão bloqueadas?
Eğer tümü aynı frekansı kullanan, bazısı Rusça bazısı İngilizce olan, denizaltılardaki iletişimde karışıklık olursa, görünürde kalmak isteriz...
Se falhar a comunicação entre os submarinos, queremos assegurar-nos de que haja contacto visual.
Çatışma frekansına geçiyorum!
Comutar para frequência de combate.
- Radyo frekansı saptama cihazı.
- Identificação por radiofreqüência..
Fakat bir şekilde elimin atomlarının, frekansını değiştirebilirsem, o zaman elimi kapının içinden geçirebilirim, tabi ki teoride.
Mas se pudesse mudar a frequência dos átomos da sua mão, ela poderia teoricamente, passar pela porta.
Frekansımıza mı giriyor?
- Estão a bloquear-nos?
Bölgedeki frekansı bloke ettik.
Interrompemos o sinal da área.
Filo hatırlama frekansını bul, ve ekranıma Anderson'un profilini gönder.
Chama esse esquadrão de volta e envia a biografia do Anderson para o meu ecrã.
Hatırlama frekansını aldın mı?
Conseguiste a frequência para o avião?
Bu izleme cihazı, doğru frekansı buldukları takdirde, tam olarak nerede olduğunun belirlenmesini sağlıyor.
Qualquer pessoa pode localizá-lo se tiver a frequência correcta.
Sence bulmaması gereken birileri frekansı tesbit mi etmişler?
- Acha que alguém a conseguiu?
- Tamam. Bu uydudaki farklı frekans kanallarını denemeni istiyorum.
Eu vou tentar canais com diferentes frequências.
Herbiri telsiz, hepsi de aynı frekansı kullanıyor.
Cada um é um rádio, todos a usar a mesma frequência.
İlgilen. O halde acil durum frekansını dene.
Depois tentem a sua frequência de emergência.
- Sinyali deşifre ettim. İşitme sınırının altında bir frekans. Havan'ın frekansının aynı.
- Descodifiquei o sinal... é uma frequência sub-audível abaixo da gama da audição humana, a mesma frequência que está a ser usada pelo mecanismo Mueller.
Açık bir frekans bulmaya çalışacağım.
Vou procurar uma frequência aberta.
Ama frekansı ayırırsam vincin kontrollerini iptal edebilirim.
Se eu isolar a frequência, poderei controlar a grua.
Açık bir frekans bulup yardım çağırabiliriz.
Se conseguires encontrar uma frequência limpa, pede ajuda.
Telsiz frekansından giriyorsak şebeke terminal olmalı.
Bem, se nós formos transmitir via R.F. então a rede tem de ser um terminal.
Herkeste frekans bozucu aletlerden olacak.
Quero bloqueadores de frequências em todos os membros da equipa.
Elektrikli çitler, her tarafı gören kameralar, silahlı güvenlikler, telsiz frekansı bozan cihazlar var.
Vedações eléctricas, câmaras, guardas armados, congestionadores de sinal...
Cep telefonu frekansına girdim.
- Estou nas frequências telefónicas.
Birini telefon frekansından, cep telefonu şebekesinde bulmak, saman dolu bir köyde iğne aramak gibi bir şey.
Localizar alguém numa rede móvel é encontrar uma agulha num palheiro.
- Ne? Bir frekans girdi.
Há algumas interferências RF.
Her cep telefonunun özel bir izlenebilir radyo frekansı vardır.
Cada telemóvel tem uma frequência de rádio distinta que é localizável.
Füzeye kumanda eden radar çanağı çapını göz önünde bulundurunca 4.5 KG frekansında.
O satélite Dradis que controla os mísseis actua no comprimento de onda 4.5KG, a julgar pelo diâmetro.
Sesin frekansına ve yoğunluğuna göre kayıt iğnesi balmumu üzerine belli derinlikte ve genişlikte iz bırakırdı.
Dependendo da frequência e intensidade do som, o estilete cortava a cera, criando variações distintas de largura e profundidade.
Bu frekansı izole edebilirim.
Consigo isolar esta frequência.
Uyuşabilir sistemlerde dalga frekansını sıralamak yeter.
Sistemas compatíveis, basta acertar a assinatura de voz.
Nöbetin frekansı artıyor.
A frequência de crises aumentou.
Alo, frekansıma girdiniz.
Olá, estás na minha frequência.
Bizim frekansımızı biliyor musun?
- Manténs a nossa frequência?
"İletişim Sistemleri Aktif" "Kanal Frekansı Göstergesi Seçin"
SISTEMA DE COMUNICAÇaO : ACTIVO
Hangi frekansı kullanıyoruz?
Que frequência usamos?
- Frekansı değiştir. - Ben CTU'dan Tony Almeida. Air Force One'ın koordinatlarına...
Mude de frequência.
Babam polis frekansında tutuyor.
O meu pai tem-no na frequência da Polícia, mas o um é uma linha directa para o hospital. Aqui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]