English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Galan

Galan translate Portuguese

97 parallel translation
Galanın canı cehenneme!
Para o diabo com a tua estreia!
" Emilia, ilk galan kutlu olsun.
- FELIZ PRIMEIRA NOITE DE GALA. COM CARINHO, EMMA
Galan'ın yeşil ayı tutulduğunda Kodan donanması saldıracak.
Quando a lua verde de Galan estiver em eclipse... A Armada Kodan irá invadir.
Hadi git buradan evlat, partiye katıl.
Vai-te embora daqui, Galan, Junta-te á festa.
Gerçeğe dönmelisin.Gidemezsin. Cuma günü galan var..
Não podes sair da cidade. O teu filme estreia na sexta-feira.
Selam Galan.
Ei Galan.
Evet. Galanın bitmesi gerekiyordu.
Bem, sabes, a gala tinha de acabar, um dia.
Aslında, galanın canı cehenneme.
Na verdade, Westwood que se lixe.
Galanın, film için değil, onlar için olduğunu hissettirmeliyiz.
Os melhores lançamentos são quando os media pensam que é tudo não pelo filme, mas em sua honra.
Galanın birinde çıkması karşılığında 100 bin dolar aldığını biliyor musunuz?
Sabiam que ela ganhava cem mil dólares só para aparecer numa estreia?
Lynette. Helen'le konuştum ve galanın dekorasyonu için hazırlık yapmadığını duyduğumda çok şaşırdığımı hayal et.
Lynnette, falei com a Helen e fiquei tão surpresa quando ela disse-me que ainda não começaste com a decoração da gala.
Galanın düzenini bozduğu için başı birazcık derde girebilir. Ama açıkçası katılanlar rahatlamış gözüküyorlardı. Biliyorum.
Deverá ter alguns problemas por estragar o evento, mas sinceramente, acho que toda a gente lá dentro ficou aliviada.
Geçen dört ay içinde Eleanor Waldorf ile yüzleştim galanın birini gaspettim tüm koleksiyonum çılgın bir manken tarafından yakıldı ve bir bakıma evsiz kaldım. Yani liseyi kaldırabilirim.
A sério, nos últimos quatro meses, enfrentei Eleanor Waldorf, tomei de assalto um evento de gala, tive a minha colecção queimada por uma modelo maluca e fiquei praticamente sem casa, por isso, consigo lidar com o secundário.
Size söylemeye çalıştıkları şey Emmanuelle, Er Zoller yemekte son bir saati Mösyö Goebbels'i ikna etmeye çalışarak geçirdi. Er Zoller'in filminin galası için yapılan planların iptali ve galanın sizin sinemanızda yapılması için.
Querem lhe dizer que o soldado Zoller convenceu o monsieur Goebbels a mudar o local da première do filme do soldado Zoller para o seu cinema.
Galanın güvenliğinden sorumlu olacak.
Ele cuidará da segurança na estreia.
Bu senin galan, orada onlarla olmalısın.
É a sua estreia, tem que ficar lá.
Olayın kahramanı olan bay Galan'ın Narcan kullanma kararı tamamen kendisine aittir.
Devido à presença de heroína na cena, a decisão do Sr. Galan de usar Narcan foi apropriada.
Ancak birçok şişenin varlığı, açıkça bay Galan'ı bayan Markham'ın uyuşukluğunun, şeker koması değil de zehirlenme olabileceği ihtimalini değerlendirmeye itmiştir.
Entretanto a presença de várias garrafas de bebidas, claramente levaram o Sr. Galan a presumir, que a letargia da Sra. Markhan foi devido à intoxicação, ao invés do choque diabético.
Bir not : hasta Narcan'a yanıt vermeyince, bay Galan tabii olarak durumu anladı, ancak, hayata döndürme çabaları başarılı olamadı.
Como nota, quando a paciente não respondeu ao Narcan, o Sr. Galan correctamente reconheceu a sua condição, mas as suas tentativas de reanimação não tiveram sucesso.
Şimdi hepimiz inanıyoruz ki bay Galan, bu olayda kesinlikle suçlu değildir.
Agora todos nós acreditamos que o Sr. Galan não teve, em última instância, culpa neste incidente.
Bu dönem esnasında, bay Galan'ı açığa almaya karar verdik.
Nesse período, achamos apropriado deixar o Sr. Galan suspenso.
Soruşturma sonuçlandığında, ve bay Galan suçlu değilse, açığa alınma süresindeki her türlü zararı tamamen karşılanacaktır.
Quando o inquérito estiver pronto, e se o Sr. Galan não for culpado, será totalmente recompensado por qualquer perda durante o termo de suspensão.
Bay Galan, bu gün aldığımız kararları anladınız mı?
Sr. Galan, você entendeu as medidas que tomámos hoje?
Bay Galan?
Sr. Galan?
Özür dilerim, bay Galan.
Desculpe-me, Sr. Galan.
Bay Galan, ben John Carruthers.
Sr. Galan, aqui é John Carruthers.
Bay Galan, hayatınız tehlikede.
Sr. Galan, a sua vida está em perigo.
Galanın New York'ta olacağını öğrendim.
Soube que a estreia será em Nova Iorque.
Yarın akşamki galanın sıkıcı göründüğünü biliyorum ama düşündüm de eğer hoşlandığın bir kız varsa belki de onu davet edersin.
Sei que a gala de amanhã soa a aborrecida, mas achei que... se houver uma rapariga de quem gostes, podias convidá-la. Na verdade, sou gay.
- Galanın gösterildiği günün ardından .. bir süre daha Lost'ta çalışacağımı anladım.
Então, só no dia seguinte ao episódio de "Piloto", eu soube que faria Perdidos por um bom tempo.
Çünkü o tüm galaksideki en süperimsi-müthiş Galanımsı Gala!
Porque é a Gala mais galarífica super-estupenda Em toda a galáxia!
Galanın şehirde tutulmasını beceremezsek bu malikâne dağıIır gider.
Se não transformarmos a gala no maior atractivo da cidade esta casa pode desmoronar-se.
Galanın içinde rol alanlara da teşekkür etmek isterim.
Também gostaria de agradecer a todos os que participam na própria gala.
Senin şaşalı bir galanın tekinde olman gerekmiyor muydu?
Não devias estar numa gala?
Galanın yerini alabilmem için benim için bu kadar şey yaptıktan sonra nasıl hayal kırıklığına uğratabilirsin ki?
- Como me desapontarias depois do esforço que fizeste para me colocares no conselho?
Caroline'nın da davet edildiği galanın balosunda onunla buluşup konuşacağız.
Vamos combinar isso com ela no baile da Gala do Met, para o qual a Caroline foi convidada.
Galaya iki gün kaldı ama galanın yapılacağı mekanın sahibi vazgeçti.
Daqui a dois dias será a nossa gala anual, e o nosso anfitrião pediu a demissão.
Ben olmasaydım galanın sergisi de olmazdı.
Sem mim, não haveria exibição de gala nenhuma.
Bravo. Bay Galan seni üst kattaki ofisinde görmek istiyor.
O Sr. Galan quer falar contigo, lá em cima, no gabinete dele.
Alışmak biraz zaman alıyor. Partide aldığın uydu kodlarını kullanarak Galan'ın ağına sızmayı başardım.
Conseguimos penetrar na rede do Galan utilizando os códigos de satélite, que roubaste na festa.
Sağ ol, kalsın. Galan'ın hattından daha yeni kaydettim bunu.
Recentemente gravei o áudio da linha particular do Galan.
Konuşmalara bakılırsa benim tahminim Galan'ın suikast istediği yönünde.
A malta do Galan está a preparar um golpe.
Ne oldu onlara? Duyduğuma göre partide Galan'ın kızıyla takılmışlar.
O que se diz é que passaram um bocado com a filha do Galan, na festa dele.
ARA BENİ AŞKIM!
'Chame-me, Galán!
Doktor Laura Galin :
Dra. Laura Galán...
Laura Galian.
Laura Galán.
Rapor a bagli olarak, komsu, Bayan Ja? ayarlanabilir, bir kaç gün önce banyosunun tavaninin meydana aktigini gördüm, Tam yukaridaki Bayan Galianis'in dairesinden geliyordu.
De acordo com o relatório, foi a vizinha de baixo, a Sra. Jaúregui, que reparou, há dois dias, numa infiltração de água no tecto da casa de banho, proveniente, justamente, do apartamento da Sra. Galán.
Ama farkedilmeden galanın içinden geçemezdi.
Não pode sair com ele pela exibição sem ser vista.
Burada da olası bir gelişme var.
Aqui passa-se alguma coisa. Fui chamado ao escritório do Galan.
Az önce Galan'ın ofisine çağrıldım.
Achas que foste descoberto?
Bunu Galan'ın adamları mı yaptı diyorsun?
- Queres dizer que foi malta do Galan? - Estou a dizer que é uma teoria.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]