Gays translate Portuguese
1,354 parallel translation
- Ama biraz kilolu. Ve homoseksüeller pek kaslı olmazlar.
Os gays, normalmente, não são gordos.
- Balinalar üzerinde yoğunlaştım. Fillerin yüzde elliden fazlasının gay olduğunu biliyor muydun?
- Concentrado nas baleias mas, sabias que mais de 50 % dos elefantes são gays?
- Beni gay barında görmesine müsade edemem.
- Não quero que me veja num bar de gays!
Her yarıştan önce, Jean Girard dünya klasmanında atlarıyla vakit geçiriyor. Onlar da eşcinsel.
Antes de cada corrida, Jean Girard passa o seu tempo com os seus cavalos de classe mundial que também são gays.
Lan yumuşak, onlar ibne değil.
Ei, mariconço, eles não são gays.
Neden "Sıkı Homolar" la takılmıyorsun?
Porque é que não começas a engatar gays?
Mutlu denizciler gibi burada oturuyoruz.
Sentados aqui como um casal de velhotes marinheiros gays.
Gay otu gibi ot olmaz.
Não há erva como a erva dos gays.
Beyler siz gay değilsiniz, değil mi?
Vocês não são gays, pois não?
Küçük eşcinsellerle.
Pequenos gays.
Bu çocuk geyler tarafından iğfal edildi.
Esse garoto sofreu abuso de gays.
- Güven bana. Londra'nın en iyi eşcinsel radarına sahibim. Bu çocuk bir kaz kadar eşcinsel.
Tenho o melhor radar de gays de Londres e aquele garoto... é tão gay quanto um ganso.
Ama hepimiz homoseksüel şakaları yaparız değil mi? Bunu sen de yapıyorsun değil mi? Hayır.
Ele é um homossexual, o meu melhor amigo é um homossexual, e então a andar a dizer piadas sobre gays, sinto-me mal, mas também disseste piadas sobre gays, certo?
Yakışıklı tüm erkekler ya gay ya da evli çıkıyor.
Todos os tipos bonitos, ou são gays ou são casados.
Yoksa bir de eşcinsel olup çıkarlar.
Senão, acabam por ser gays.
Geyler iyi yemek yapar sanırdım.
Pensava que os "gays" sabiam cozinhar.
Ondan sonra, Sean'ın annesi hep gey olduğumuzu düşündü.
Depois disso, a mãe do Sean ficou a pensar que éramos gays.
Duruma bakarsan eşcinseller de kavga edebiliyor.
Aparentemente, os gajos gays também conseguem lutar.
Ayrıca politikada giderek daha çok aktif olmaya başladım ve yakın zamanda ırkçılık, nükleer güç ve silahlanma, eşcinsellere şiddet ve kadınların cinsel istismarını protesto ettim.
Eu também me tornei politicamente activo, ainda tenho protestado contra o apartheid, armas nucleares, energia nuclear a exclusão dos gays e a exploração sexual das mulheres.
Bu adam çok duyarlı biridir. Bir keresinde ona "eşcinsel evliliği hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sordular.
É um homem tão sensível que uma vez perguntaram-lhe a opinião sobre casamentos gays e ele disse :
"Bence eşcinsellerin de bizim gibi sefalet yaşamaya hakları vardır" diye cevap verdi. Jack Menken'a, olağanüstü insana. - Harika menajere.
"Acho que os gays têm o direito de ser tão infelizes como todos nós." Ao Jack Menken, um ser humano incrível.
Gay çiftçilerle ilgili bir gösteri yapıp adını "crop suckers" koyacağım. Çok mu çirkin olur?
- Quero fazer um programa sobre fazendeiros gays e chamar-lhe "Suga colheitas".
Senin görevde bulunduğun dönemde, kurulda hiç gey ya da lezbiyen var mıydı?
Havia lésbicas ou gays na Comissão durante o tempo que lá esteve?
Geylerden de bahset baba.
- E os gays, pai. - O quê?
Geyler tabii.
Os gays...
Eşcinsel haklarını savunan iyi bir insan olduğumu göz önünde bulundurun....... haydi şu işi yapalım.
Então, sabes, eu sou uma boa pessoa... e sempre apoiei os direitos dos gays, então vamos fazer isto.
- Selam, lezbiyenler... arkadaşlar... kızlar.
- Olá, gays... rapazes... raparigas.
Gey bir babanın evlatlık davası.
Os pais gays em Curson vão adoptar um bebé de uma mãe drogada.
Onunla olma sebebim benim için tehlikeli olmadığını düşünmemdi galiba.
Centro de Gays e Lésbicas por não representar perigo para mim.
O zaman eşcinsel arkadaşlarım için şerefe.
Bem, então três vivas para os meus compadres gays.
Senin çevrende eminim her tür homoseksüel trans-her neyseler, her cinsi mevcuttur.
No seu círculo estou certo que apanha todo o tipo de gays e trans... qualquer coisa de todas as cores.
Neptune Lisesi'ndeki eşcinseller için bir sohbet odası.
É um fórum de conversação do Liceu Neptune para gays.
Gey ve Lezbiyen Birliği mi?
A Aliança Gays, Lésbicas.
Tabi şu da var niye bu çatlak aile işlerini savunuyor?
O que levanta a questão : porque é que estes defensores da família, loucos e sinistros, acham que é mau para os gays?
Çünkü her yer geylere yönelik olmalı.
Porque acho que todos os locais deviam ser um destino de viagem para gays.
Lan yumuşak, onlar ibne değil.
Ei, bicha! Eles não são gays!
Süper, bu dama setinin bir çeşidi, ama bu zeki ve parlak zekalı insanlar için.
É um jogo de xadrez, mas para gente esperta e gays.
Lanet olsun! Ona şu ibne nutuklarından birisini attın, değil mi?
Raios partam, fizeste-lhe um dos teus discursos gays, não foi?
Gayler bunu çok yapar işte.
Isso é o que se passa com os gays.
İbneler.
Gays!
Şey, sanki beş gay adam içimde avlanıyorlar.
Bem, parece haver cinco homens gays presos dentro de mim.
Neden gay erkekler herkesin yarağı yalamak için deliriyorlar?
O que há com os gajos gays que querem chupar o pénis de qualquer um?
Gayler bunu yapmazlar, çünkü onlar sadece... bilmiyorum.
Não que os gays não pudessem, porque eles podem, só que... eu não sei.
Anti-gayler?
Os anti-gays?
Eski gayler.
Ex-gays.
Bunlar benim vasat gay favori çeşitlerimdendi!
Aqueles são o tipo de gays que eu gosto menos!
Gayleri ne olduğunu, onlarda hiç duygusallık bir şey olmadığını görüyorsun.
Olha, tu descobres que os gays não estão interessados em conhecer-te.
Kız arkadaşları olmadığı sürece - Ateşli seksi gay'lerden uzak durmak, benim gibi.
Fica longe de gajos gays a não ser que eles tenham namoradas, como eu.
Bu kadar eşcinsel miyiz?
Caíram nesta? Somos assim tão gays?
İbne nutuklar atmak yok Kyle!
Discursos gays não, Kyle!
Bu şeyi gayler yapar.
- É aquilo que os gays fazem.