English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Gazı

Gazı translate Portuguese

8,107 parallel translation
Bu gazın zararlı ama bizi öldürmeyeceğini söylemiştiniz değil mi?
Disse que estes gases eram nocivos, mas que não iria matar-nos, certo?
Tamam, dökülme izleri ve beyaz gazın kullanılması adamın imzası yani.
Então, o padrão de derrame e a utilização de gás branco são a assinatura deste sujeito.
- Ne? - Ben de ona biber gazı sıktım.
- Portanto, dei-lhe com o gás-pimenta.
İçerideki gazı boşaltmak uzun sürdü.
Levou algum tempo para o gás se dispersar aqui.
Biber gazım var.
Tenho spray de gás pimenta.
Krieger, HVAC kanalları hâlâ sinir gazı dolu, değil mi?
Krieger, as condutas AVAC ainda estão cheias de gás nervoso? - O quê?
Bu kesin sinir gazıdır.
Aposto que é gás nervoso.
- Bu sinir gazı değil sizi ahmaklar.
- Não é gás nervoso, idiotas...
CIA'in sinir gazı atmayacağını mı düşünüyorsun?
Achas que a CIA está acima disso?
Biliyor musun sera gazının yüzde kaçını...
Você sabe qual a % agem de gases de efeito estufa.
Tek vitesliydi ve gazı köklemişti.
Ele só tinha um modo : dar 100 %.
Memur Hogan'a biber gazını kapalı tutmasını söyleyin.
Lute! Diz ao agente Hogan para esperar com a equipa.
Vakumlu kilidin gazı boşalırsa gemi hareket edemez.
O navio não pode mexer-se enquanto a câmara de vácuo estiver a limpar.
Bütün bu balonların helyum gazını içine çekmişsin!
Inalaste o hélio de todos estes balões!
- Tamam gazı kökle.
- Está bem. Acelera.
O gaz maskesi, genel bir ürün değilmiş.
é de uma marca incomum.
Gaz maskesinde DNA'nı bulduk.
Encontramos o seu ADN na máscara de gás.
- O zaman neden gaz maskesi taktın?
Então, porque a máscara de gás? Era uma precaução.
- Düğün hazırlıkları tam gaz devam, ha? - Evet.
O planeamento do casamento está a decorrer a todo o vapor, não?
- Gaz patlamasından giderdim.
Eu diria que foi uma explosão de gás. A sério?
Gaz sızıntısı yüzünden olduğunu söylediler.
Disseram que foi uma fuga de gás.
Kundakçılar buna beyaz gaz der.
Os Bombeiros chamam-lhe gás branco.
Sonra da salakları bayıltacak olan gaz.
Por fim, o gás que foi usado para inutilizar os guardas.
Gaz çok fena değil mi?
Este gás é bem potente, não é?
Dünden beri koşuşturuyorsun. Ve gaz yüzüne vurmuş.
E tu apanhaste com aquele gás.
Jüpiter bir gaz devidir.
Júpiter é um gigante de gás.
Bana gaz devi demişsin öyle dedi.
- Disse que me chamaste um gigante de gás.
Gaz sızıntısını rapor eden siz miydiniz?
- Foi você que comunicou a fuga de gás?
Gaz sızıntısı mı?
Fuga de gás?
Gaz çıkarabilirim.
Posso começar a peidar-me.
Tamam, peki bu Angela denen kıza ara gaz mı verdin?
Deste-lhe gás?
Hava numunesi alıp gaz kromotografından geçirirsem kokuyu ayırıp, kimyasal formülünü çıkarabilirim.
É. Se conseguir uma amostra do ar e passá-la no cromatógrafo gasoso, posso conseguir isolar o cheiro e recriá-lo quimicamente.
- Gaz patlaması olduğunu mu düşünüyorsun?
- Achas que foi explosão de gás? - Espero que sim.
Gaz sızıntısı üzerinde çalış.
Continua a pensar em fuga de gás.
- Gaz patlaması değildi.
- Isto não foi explosão de gás.
- Gaz kokusu yok.
- Não há cheiro de gás.
Sanırım eninde sonunda yaşadığım gibi gideceğimi anladım. Tam gaz devam edip sona varacağım.
Pensei que mais cedo ou mais tarde, iria morrer da mesma forma que vivo, acelerando e pronto.
İnsanları biber gazına boğacaklar.
Vão atirar gás lacrimogéneo nestas pessoas.
Petrol ve gaz uşakları mı?
Lacaios do óleo e gás?
Doktor, babamın şirketi doğal gaz boru hatlarının üzerine kurulu...
Doutor, a empresa do meu pai está a fazer as fundações numa linha de gás natural que vai atravessar..
Mesela doğal gaz borusu yapımını veya şehrimizin park durumunun eski hâline getirilmesini.
Como terminar a horrível construção da linha de gás e colocar o estacionamento da cidade de volta ao normal.
Gaz hatlarını tamir ediyorlar.
Estão a reparar o gás subterrâneo.
Doğal gaz zehirlenmesi kalıcı sinir sistemi hasarına sebep olur Bay Stone.
A intoxicação de gás natural pode causar danos permanentes no sistema nervoso, Sr. Stone.
- Bu arada, merak edenlere Sidikli'nin düğün hazırlıkları tam gaz devam ediyor. Kırklanıyoruz.
Para os interessados, os preparativos do casamento da Mijona estão a correr.
Volkanik gaz.
Gás vulcânico.
- Göz mü kırpıyorsun gaz mı çıkarıyorsun?
Estás a piscar o olho ou a peidar-te?
Annen sende gaz yaptığını söylemişti.
A tua mãe diz que te dá gases.
Gazı kökle.
Acelera.
Tamam, standart gaz, sapma ve yükselme fonksiyonları var.
Está bem, ainda tens o acelerador padrão, curvar e função de elevação.
Gaz ver.
Mais velocidade.
Gaz tankı delinmemişse ve elektrik aksamdan hiçbir şey yanmamışsa yangın nasıl başladı o zaman?
Se o tanque de combustivel não se furou, nem nada electrico queimou, então como começou o fogo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]