Genellikle translate Portuguese
5,571 parallel translation
Bilmiyorum siz de anneniz ya da babanızda bunu gördünüz mü ama genellikle geceleri huzursuz olup dolaşmaya başlıyorlar.
Não sei se observou isto com os seus pais, mas muitas vezes têm agitação durante a noite e vagueiam por aqui.
Bu kişiler genellikle yaratıcı yöntemlerle zihinsel süreçlerini baskı altında tutmayı başarırlar ve bu da teşhisi geciktirir.
Elas gerem os processos mentais através de meios inovadores e isso atrasa o diagnóstico.
Toplantılarınızda bulunmamış olabilirim Leydi Rose ancak akşam yemeğine genellikle ev sahibi tarafından davet edildiğini bilirim.
Posso não ter sido apresentada à Corte, Lady Rose, mas sei que é habitual um convite para jantar partir da anfitriã.
Kahyamız evdeyken benimle ilgileniyor ama seyahatteyken genellikle kendim giyiyorum.
Em casa o mordomo trata de mim, mas em viagem arranjo-me sozinho.
Genellikle askeri uydular kullanılarak dünyanın her yerine uçurulabilir.
Operados a partir do outro lado do mundo por satélites.
Genellikle Waimano Stream civarında kamp kurar.
Ele, geralmente, acampa perto do ribeiro Waimano.
Şimdi, birçok kişi bir şeyler gizler ayrıca insanlar psikologlarla konuşurken genellikle gergin olurlar.
Muitas pessoas escondem coisas, e as pessoas ficam nervosas ao falar com psicologistas.
Genellikle odasında dururdu.
Passa praticamente o tempo todo no quarto.
Kritron soğuk katotlu bir gaz tüpüdür. Genellikle nükleer silah tetikleyicilerinde kullanılır.
Um Krytron é um tubo de gás de cátodo frio, comumente usado em gatilhos de armas nucleares.
- Belki de. Gerçi bütün iyi komplolarda olduğu gibi genellikle birden fazla dahil olan var.
Embora como em todos os enredos, há geralmente mais do que um envolvido.
Genellikle yalnızca kredi ve alçaklığı alan tek adam olmasına rağmen.
Embora geralmente seja apenas um homem que fica com o crédito e a infâmia.
Doktorlar genellikle tıbbi malzemeleri evin deposundan almazlar.
Os médicos geralmente não compram suprimentos médicos numa loja de ferramentas.
Aslında, genellikle böyle.
Na verdade, é sempre.
Genellikle böyledir o.
É sempre assim.
Jim, teröristler genellikle uçakları düşürürler, indirip motoru kapatmazlar.
Jim, os terroristas costumam despenhar aviões, não aterrá-los e desligá-los.
Genellikle gönüllü olarak çalışırdı.
Faz muitos trabalhos de caridade.
Okumak genellikle Rahiplerin işidir! Aksi takdirde pek faydaları yok.
Leitura, é para os monges principalmente!
- ikizlerde genellikle olur.
Acontece com múltiplos.
Bay Moon, gerçek olamayacak kadar iyi bir teklif duyarsam genellikle gerçek olamayacak kadar iyidir.
Sr. Yoon, se um negócio parece bom de mais, é porque é bom de mais.
Bu tip konularda genellikle olduğun gibi haklıydın.
Estava certa, como tantas vezes está em vários assuntos.
Genellikle profesyonel şartları ya da mesafeyi koruyabilirim ama onunla birlikteyken çok gariptim.
Geralmente, consigo manter uma atitude profissional, uma distância, mas agi tão estranhamente com ele.
Genellikle çok yavaş gerçekleşir mesela bin yılda 30 cm. tortul diyelim.
Geralmente acontece muito lentamente, digamos uns 30cm a cada 1000 anos.
- Yani genellikle diğerleri beni takip eder.
- Então, geralmente, os outros gajos seguem-me.
Polisler genellikle ön kapıdan giriyorlar.
Eles... normalmente, entram pela porta da frente.
Bu yüzden de çocukları genellikle ağızlarından ısırırlar.
É por isso que normalmente mordem as crianças. À volta da boca!
İlaçlama ekibi genellikle haşarelerden kurtulmak içindir.
Normalmente, eles livram-se de coisas.
Eğer bir oyuncu bir rolü benim oynadığım süre kadar oynarsa genellikle rolüne büründüğü kişi olur.
Quando um actor incorpora um papel por tanto tempo, torna-se no personagem e vice-versa.
Genellikle Howard ilgilenirdi zaten.
Bom, sempre foi uma coisa mesmo do Howard.
Genellikle bunu arkeolojik örneklere yaparlar. Orada bir şey olabileceğini mi düşünüyorsun?
Então, acha que tem alguma coisa lá dentro?
Onların lisanslarının kapsadığı yollar genellikle bu sanayi alanları.
Estão licenciadas para cobrir rotas de áreas industriais.
Bu tür şeyler olduğunda genellikle şöyle başlayan cümleler kurulur :
Este tipo de coisa por norma começa com algo do tipo...
Suçluluk duygusu genellikle fiziksel etkiler gösterir.
A culpa pode tornar-se física.
Genellikle bir ısırıkla.
Normalmente por uma mordidela.
- Çaylak! Çağırdığımızda, bu genellikle senin yanımıza gelmen demektir.
Sabes, quando chamamos, em geral significa vens até nós.
Bu benim işim. Ve genellikle fark ediyorum ki bunu söyleyecek daha fazlası olduğunda yapıyorsun, çok daha fazlası.
E sempre noto o teu trabalho, porque tens mais para dizer, muito mais.
İnsanlar genellikle iyidir.
As pessoas geralmente são boas.
- Böylece kayıp eşya bürosuna gidiyor. Ve genellikle övünecek bir şeyi olmayan bir şey kapıyor.
Vai aos Perdidos e Achados e tira algo que, normalmente, não lhe fica bem.
Dinozorlar genellikle bu boyutlarda olur.
A maioria dos dinossauros tinha esta dimensão.
Seni de kazara yanımda getirdim, genellikle kızlarla böyle tanışırım.
Trouxe-te para cá por acidente. É assim que conheço mulheres.
eğleniyor olmamız lazımdı aslında taht odasında olman lazımdı bugün asiller de orda olucak ve genellikle kral varisi konseyi yönetir
É suposto estarmos a divertirmo-nos. Na verdade, é suposto que estejais na sala do trono. Houve uma audiência real hoje, e o regente interino costuma presidir.
Herkesten daha iyi olduklarını sanıyorlar ve genellikle de siktiri boktan tipler.
Elas pensam que são melhores que todos os outros e geralmente não prestam.
Beati Paoli'nin yaptıklarını tasvip etmemekle birlikte genellikle onlara mani olmayız.
Não apoiamos o que fazem os Beati Paoli, mas geralmente não nos metemos no caminho deles.
Bunlar genellikle şampuan ve vücut losyonlarında olur.
Comuns em champôs e óleos de banho.
Genellikle böyle yapmam. Bu şekilde tanışmam.
Eu geralmente não aceito reuniões assim.
Seni evden bu kadar uzakta güvende görmek güzel genellikle onu almak için verdiğin önlemleri almışsın.
É bom vê-la tão afastada da segurança da casa, tendo em conta as medidas que costuma tomar para o evitar.
İlk suç genellikle başlangıç noktasına en yakın olandır.
A primeira morte normalmente acontece mais próximo desse ponto âncora.
Genellikle çekici, zeki, karizmatik olurlar.
Eles frequentemente parecem ser encantadores, inteligentes e carismáticos.
Genellikle blues dinler.
Ele ouve principalmente blues.
- Genellikle yalnız mı seyahat edersiniz?
- Costumar viajar sozinho?
Doğru yetkililerle konuşursan genellikle istediğini elde edersin.
Se dissermos algo com a autoridade certa, normalmente, conseguimos o que queremos.
Bu tip adamlar genellikle kaçış planı haricinde kendilerini ateşe atmazlar. - Evet. Pekâlâ.
Sim.