English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Geçecek

Geçecek translate Portuguese

4,311 parallel translation
Gördün mü, Bay Moray artık döndüğü için her gün böyle geçecek.
A última vez que a menina Audrey fez ajustes, eu estava em calções.
O vakte kadar, bu meclis Konsey'in idaresine geçecek.
Até lá, a Assembleia será gerida por este Conselho.
Bu gece çok yoğun geçecek desene.
Vai ser uma noite agitada.
Öteki tarafa geçen her doğaüstü varlık senin içinden geçecek.
Todos os seres sobrenaturais que passarem para o Outro Lado, terão de passar por ti.
Tekrar acıyı, sızıyı hissedebilmek için elimdeki ve elime geçecek her şeyi feda edebilirdim.
Dava tudo o que tenho e terei só para voltar a sentir dor e sofrimento.
Evet birisi şimdi seninle temasa geçecek.
Sim, bem... Alguém vai entrar em contacto contigo agora.
- Etkisi geçecek mi?
E vai passar?
İşte bu yüzden, ihtilaflı sınırdan fark edilmeden gizlice geçecek, bölücülerin kalesine girecek ve silahı 24 saat içinde etkisiz hale getirecek iki kişilik bir takıma ihtiyacım var.
E por isso preciso de dois homens para passarem a fronteira sem serem vistos, entrarem no reduto dos separatistas e desativarem a arma em 24 horas.
Ve büyük ihtimalle, yollar geçecek bu şüpheli ile benim yetkim yapacak.
E, possivelmente, ele cruzará caminhos com o suspeito enquanto estiver na minha jurisdição.
Aracı doğudan Fremont'a geçecek.
O transporte dele passará pela zona leste, pela Fremont.
Bir çocukla geçecek andan daha güzel bir olabilir mi?
Que melhor momento poderemos fazer do que com uma criança?
O çocuklar seninle dalga geçecek diye korktum.
Tive receio que os outros rapazes fossem gozar contigo.
Yarın da çok yoğun geçecek.
Amanhã temos um dia importante.
Çölü sağ salim geçecek miyiz onu öğrenmek istiyorum.
Desejo saber se vamos atravessar o deserto em segurança.
Zaman içerisinde bu suçluluk duygusu geçecek.
Com o tempo, a culpa que sente vai passar.
- Sırf senin sayende günüm iyi geçecek.
Acho que és a única pessoa que fará com que suporte este dia. Está bem.
- Bu günler geçecek.
- Hão de ultrapassar isto.
Harika geçecek.
Vais sair-te bem.
Jack bunları atlatınca çok yakında işinin başına geçecek mi?
Jack irá voltar rapidamente, não irá? Quando ele superar isto tudo.
Kalıntılara bir şimşeğin çarpması kayıtlara bir ilk olarak geçecek.
Este vai ser o primeiro caso registado de restos serem atingidos por um raio.
Kral öldüğünde taht Ariadne'ye geçecek.
Quando o Rei morrer, o trono deve passar a Ariadne.
İkinci kural ise, her zaman ele geçecek bir fırsat için hazır ol. Daha demin benim yaptığım gibi.
Segunda regra nos negócios, está sempre preparado para uma oportunidade quando ela surge, como eu estava.
Notları geçecek kadardı.
Ele tinha boas notas.
En cesur kampanyalardan biri olarak da tarihe geçecek.
E certamente vai entrar para a história como das mais ousadas.
Böylece Shanker'ın eline evrenin en güçlü silahı geçecek.
Shanker acaba por ficar com a arma mais poderosa do universo.
Geldikleri gibi giderler. Çünkü yerine geçecek bir katır her zaman vardır.
Vêm fácil, e vão fácil, porque sempre haverá outra mula.
Anlaşıldı ama Perşembe gününüz mahkemede geçecek Bay Gray. Bu arada yarın hiçbir yürüyüş olmayacak.
Já percebi, mas o seu dia no tribunal será na 5ª Feira, Sr. Gray, e, entretanto, não haverá marcha nenhuma, amanhã.
Muhtemelen süper geçecek.
Devem acontecer coisas fantásticas.
Ve o öldüğünde senin eline ne geçecek?
E quando ela morrer, como é que tu ficas?
İyi geçecek.
Vai correr tudo bem.
Gece yarısı bana bir erkek çocuk vermek için yardım ettiğinde, hepsi geçecek.
- Não te preocupes, Angel. Isto vai tudo acabar lá para a meia-noite, assumindo que ajudas o meu rapaz.
Geçecek.
Isto vai passar.
Bu hüzünlü günler de geçecek.
" O luto geral será a nossa preocupação.
Süper geçecek.
Vai ser do melhor.
Aranızda kim layık? Kanatlı yaratığı öldüren, intikamımı alan ben öldükten sonra tahta geçecek.
Quem de vocês for capaz... de matar a criatura alada, e vingar-me... com a minha morte, vai receber a coroa.
Geçecek.
Já vai passar.
Strigoiler gün ışığında halka açık bir yerde saldırıya geçecek değiller ama Dimitri sana kazık vermiyorsa en azından şu yaramaz çocuklardan birini almalısın.
É pouco provável que qualquer "Strigoi" vá tentar alguma coisa num lugar público, em plena luz do dia, mas, se o Dimitri ainda não lhe deu uma estaca, senhorita, devia ficar com um destes "malandros".
Güzel, söylenilene göre, bu akşam Pacquiao için önerilen 7 00 bin dolarlık gelirden onun cebine sadece 300 bin dolar geçecek.
Óptimo. Diz-se que dos 700 mil dólares que Pacquiao ganhou esta noite, ele só irá receber 300 mil.
Konumuz hayvanların eline geçecek olan yiyecek.
Trata-se daquela comida chegar até àqueles animais.
Geçecek. - Durdur lütfen!
- Podes pará-las?
Uçaklarınıza ulaşmanızdan görevi tamamlamanıza kadar geçecek zaman sonuçta yaklaşık bir saat olacaktır.
Desde que vos dão os aviões até ao fim da missão, deverá demorar cerca de uma hora.
Ama bir yıl içinde petrol yeniden önceki saf haline döndüğünde Geopetrol şirketindeki hisselerin uçuşa geçecek.
Mas, dentro de um ano, quando o petróleo se reconstituir na forma pura, o valor das suas acções da Geopetrol vai disparar.
Şu anda da geçecek bir açık bulamıyorum.
Ainda não consegui entrar.
- Güzel geçecek.
Vai correr bem.
Sonra elinize ne geçecek peki?
E depois tinham o quê?
Annen hakkımda tekrar iyi düşünene kadar çok uzun zaman geçecek.
E vai levar muito tempo até a tua mãe pensar bem de mim outra vez.
Kravat biraz rodeo tarzı ama her şey güzel geçecek.
O laço é um pouco de rodeio, mas vai correr tudo bem.
Tıpkı sıcak bıçağın tereyağına değmesi gibi termal ısı da kayanın içinden geçecek.
São buracos térmicos feitos na rocha como uma faca quente em manteiga.
Bu gece uzun geçecek.
- Onde vai?
Senin de hissettiğin gibi, Katherine göründüğünün aksine hala peşimizdeyse her başarısızlığında bize karşı eline koz geçecek.
Estarei no escritório. Denise.
Geçecek.
Vai passar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]