Geçen translate Portuguese
40,612 parallel translation
Steve geçen gün Brown ile birlikte onu görmeye gideceklerini söylemişti.
O Steve disse que ele e a Brown foram vê-la no outro dia.
Flynn'i ana gemide pilotsuz bırakmamız lazım. Benim de aklımdan geçen buydu.
Temos de o eliminar, deixar o Flynn sem piloto para a Nave-Mãe.
Geçen yıl, kitabı yazdığı sırada intihar girişiminde bulunmuştu.
No ano passado, quando estava a escrever o livro, houve uma tentativa de suicídio.
Sadece iki çocuk arasında geçen bir konuşmaydı.
Foram só duas crianças a falar.
Geçen gece için üzgünüm.
Desculpa por ontem à noite.
Geçen sene, fişlerini aldılar ve beni Cabo'ya gönderdiler.
Até fizeram uma vaquinha para me mandarem para Cabo.
Geçen sene, komisyonlardan 200k kazandı.
O ano passado, ela conseguiu $ 200 mil em comissões.
Tamam. Geçen akşam eski erkek arkadaşımla yemek yedim.
Muito bem, eu jantei com um ex a noite passada.
Geçen ay şu yol kenarındaki tezgâhtan aldığım çilekli-ışgınlı keki hatırladın mı?
Lembras-te da torta de morango e ruibarbo que comi naquela banca o mês passado?
Geçen gece, Doris Wo Fat'in babasını CIA'in gizli hapishanesinden kaçırmaya çalışmış.
O que é que se passa? Muito bem, então, ontem à noite, a Doris tentou libertar o pai do Wo Fat de um esconderijo clandestino da CIA.
Yani geçen sene, en son Hawaii'ye gelişinde...
Então, no ano passado, quando vieste para o Hawaii...
Bexar'ı da geçen sene.
Em Bexar, no ano passado.
Geçen Noel'de getirdiğin Derdalan şarabıydı.
Foi o Chardonnay que me ofereceu no Natal.
Ablam, Nora... geçen yıl öldü.
Minha irmã, Nora. Ela morreu no ano passado.
Geçen yıl orada bir soygun olmuş.
Houve um roubo no ano passado.
Gubara, sınırımızı geçen örgütün ilk onaylanmış üyesi.
Gabarra é a primeiro membro do grupo a cruzar as nossas fronteiras.
Geçen bana bastırılan anıları sormuştun.
Tu recentemente perguntaste-me sobre memórias reprimidas.
Bu, Başkan için öncelikli bir mesele ve yalnızca bugünkü çok çekişmeli geçen seçimi kazanırsa görebileceği bir şey.
É a prioridade do presidente, e é uma coisa que só pode ser vista se ele ganhar a eleição de hoje.
Şarküterideki eleman, geçen hafta aldığımız, birer kilo peynir ve jambonun bittiğine inanamadı.
O tipo não acreditava que já tínhamos comido o quilo de fiambre e queijo da semana passada.
Kocam geçen ay şehir dışına çıktı, hem de ilk kez evden, uzakta bir gece dışarda kalacaktı.
No mês passado, o meu marido ausentou-se em trabalho. Foi a primeira vez que ele passou a noite fora de casa e o Randall dormiu comigo na minha cama.
İyi zaman geçirdim geçen gece.
Diverti-me, na outra noite. O polvo estava ótimo.
Geçen her dakika onun canlı bulunma ihtimalini düşüyor.
As hipóteses de encontrá-lo vivo caem a cada minuto.
Geçen hafta duyarlilik egitimini kaçirdiniz, bunu telafi etmeniz gerekiyor.
Faltou à formação sobre sensibilidade na semana passada, logo terá de voltar a agendá-la.
Geçen sezon, bitkisel bir beslenme düzeniyle hiç olmadığım kadar güçlüydüm.
Acho mesmo que a última época, com uma dieta à base de vegetais, foi a minha época mais forte de sempre.
Evet, geçen gün havuzda arkadaşım kara-belanın kıçını kurtardığınız için ufak bir hediye getirdim.
É Travis, não? Sim, isso mesmo. É só um presentinho em agradecimento por salvarem meu amigo zelador na piscina aquele dia.
Üzgünüm. Ama geçen akşam dediğin gibi, biz çift değiliz.
Mas, como disse na outra noite, não somos um casal.
Ve Matt Doherty 9. sınıftan geçen haftaya dek... -... hayatını cehenneme çevirdi.
E desde o 9º ano até algumas semanas atrás, o Matt Doherty fez da tua vida, um inferno.
- Geçen hafta sonuna kadar, hiç kimseyle.
Até ao fim-de-semana passado.
Twi'lek ailesinde nesilden nesile geçen bir totem.
Um totem passado durante gerações de uma família Twi'lek.
Nesiller boyu ebeveynlerden çocuklara geçen saygı gösterilen bir Twi'lek aile yadigârı.
A reverenciada herança de um Twi'lek... passada de pai para filho durante gerações.
- Geçen gece olanların ne kadarını anlattı bilmiyorum.
Eu não sei quantas coisas disse a ele O que aconteceu na outra noite.
Geçen geceki bıçaklanma sebebiyle bağlantılı olabilir.
E, sim, que poderia ser a causa Do esfaqueamento da outra noite.
Bu adamı kardeşinin yerine geçen bir şüpheli olarak görmeliyiz.
Temos tratar o homem que detiveste como um suspeito a fingir ser o teu irmão.
Geçen sezon Vikinglerde...
Na última temporada, em "Vikings"
Geçen günkü yangından beri çocuktan haber yok.
Sem sinal do garoto desde o incêndio.
Ne yaptıklarını biliyormuşum gibi geçen 10 dakikadan sonra tekrar piste çıktım.
Após 10 minutos a fingir que sabia o que eles estavam a fazer, Fui de volta para a pista.
Geçen hafta olanlardan sonra bu haftaki konuğumuz yürümeyi tercih ettiğini söyleyerek stüdyoya hovercraftla gelmeyi reddetti..
Agora, depois do que se passou a semana passada, o nosso convidado desta semana rejeitou a oferta de chegar ao estúdio num hovercraft, dizendo que preferia caminhar.
Bu, DB9'un yerine geçen araba.
Este é o sucessor do DB9,
Geçen gün konuşuyorduk biliyorsunuz bugünlerde araba üreticileri arabaları süslemek için bambu, dişbudak, karbonfiber kullanıyorlar.
Estávamos a pensar no outro dia sabem que os fabricantes automóveis usam bamboo, cinza, nogueira e fibra de carbono para decorar partes do carro?
Geçen sene, bu rakam 4.650'ye düşmüş.
No último ano, isso desceu para 4650.
Geçen gün beraber bir yere gidiyorduk ona bir şeyler anlatıyordum oysa pencereden dışarıya bakıp...
Estava a conduzir com ele no outro dia. Estava ocupado a contar-lhe uma história, e ele olhava pelo vidro :
Geçen yıl, bunu tanıttılar.
Sim. A questão é que, no último ano, apresentaram isto.
Geçen gün bu inanılmaz hikayeyi duyduk.
Porque no outro dia ouvi esta história incrível.
Çünkü geçen hafta bu iki kişi evimi havaya uçurdu,
É porque estes dois na semana passada explodiram a minha casa,
Çünkü geçen hafta, ilçe ile gerçek bir otomobil bağlantısı olmadığını söyledik,
Porque na semana passada dissemos que não havia nenhuma conexão automobilística real com a região
Şimdi, geçen hafta...
Agora, na semana passada...
Geçen hafta hatırlayacağınızdan eminim,
Na semana passada, como eu tenho certeza que você vai se lembrar,
Hayır, geçen haftaydı.
Não, isso foi na semana passada.
Richard'ı uyuyan Tanrılara kızamayacağımız konusunda ikna ettikten sonra film setinin etrafından ve içinden geçen yollarla bir pist oluşturduk.
Tendo convencido Richard nós não iremos os deuses dormindo, fizemos um circuito das estradas correndo através do estúdio.
Geçen gün yeni S90'a bindim. İç mekanı mükemmel.
Porque eu fui no S90 novo o outro Dia, eo interior é soberbo.
Bu, zor bir şekilde geçen beş yıl boyunca devam etti.
Caso contrário seria punido. Isto continuou durante um período de cerca de cinco anos.
geçen yaz 24
geçen gün 73
geçen ay 47
geçen gece 110
geçen sene 56
geçen hafta 131
geçenlerde 27
geçen akşam 18
geçen yıl 94
geçen sefer 17
geçen gün 73
geçen ay 47
geçen gece 110
geçen sene 56
geçen hafta 131
geçenlerde 27
geçen akşam 18
geçen yıl 94
geçen sefer 17