English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Geçerli

Geçerli translate Portuguese

5,092 parallel translation
Ama şöyle de bir şey var. Aynı şey polisler için de geçerli.
Adivinha... os polícias também.
Ancak cevabım geçerli...
Ainda assim, a minha resposta continua a ser...
Herkes için geçerli bu.
As coisas não funcionam.
Bu buradaki herkes için geçerli!
Isto vale para todos os presentes!
Aynısı hukuki dokunulmazlık için de geçerli.
A mesma coisa com a imunidade legal.
Şu anda geçerli delil sağlayamazsanız başsavcı size hiçbir seviyede dokunulmazlık vermeyecek.
A não ser que nos dê provas valiosas agora, o Procurador-Geral não lhe concederá imunidade, a qualquer nível.
- Bu hala geçerli mi?
- Isso ainda está correcto?
Bu kesinlikle geçerli bir teori, üç gün önce kartel patronunun sizin adaya geldiğini düşünürsek.
É uma teoria viável, já que o chefe do cartel chegou à ilha, há 3 dias.
Kalbim içinde geçerli bu.
- Nem o meu coração.
Sanırım bu buradaki herkes için geçerli, değil mi?
Isso e realmente verdade para a maioria de voces aqui, nao e?
O adam, köpeğine kendi dilinden fıstık ezmesi yalatırsa da geçerli miymiş?
E continua a ser verdade mesmo quando o homem deixa o seu cão lamber-lhe manteiga de amendoim da língua?
Demek istediğim hâlâ geçerli.
O que disse continua a ser válido.
Çünkü eski dünyadan kalan ve hâlâ geçerli olan bir şey var.
Porque há uma coisa do antigo mundo que ainda vale.
Bu sizin için de geçerli dedektifler.
Isso inclui-vos, detectives.
Bu laf senin için de geçerli Daph, değil mi?
E isto também serve para ti, Daph. Certo?
Odasına gitmesini söylemiştim evet, aynısı sana da geçerli.
Para ir para o quarto, sim, e para ti é o mesmo.
Aynısı alkol için de geçerli.
Isso também vale para o álcool.
Dün geceki kurallar geçerli, anladın mı?
- Com as mesmas regras de ontem.
Bu hepiniz için geçerli.
Isto aplica-se a todos vocês.
Geçerli bir belge.
É um documento válido.
- Bu ikimiz için de geçerli.
Já somos duas.
Ama bu reddettiğimiz herkes için geçerli.
Mas isso foi verdade em todos que rejeitamos.
Marketteki kuralların aynısı geçerli...
As mesmas regras do centro comercial...
Geçerli sebebimiz yok.
Não temos uma razão.
Bu adam için geçerli sebebimiz yok.
Não temos motivos para prendê-lo.
Aynı şey JJ için de geçerli.
Passa-se o mesmo com a JJ.
Yeminimiz iki taraf için de geçerli!
Nosso juramento vale nos dois sentidos!
Bu durum, yalnızca Pat diye bilinen Clair Patterson isimli bir coğrafya kimyacısı için geçerli değil.
Excepto para um homem, um geoquímico chamado Clair Patterson, conhecido como Pat.
Aynı şey köpekler ve bebekler için de geçerli.
O mesmo para cães e bebés.
Dün gece telefonda belirttiğiniz şartlar hâlen geçerli mi?
Quer manter os termos que sugeriu ao telefone, a noite passada?
Sanırım teklifin hala geçerli?
Presumo que a oferta ainda se mantém?
Geçerli tabii.
Claro que...
Ona çok cömert bir teklif yaptım ve bu teklifin hala geçerli olmasının tek sebebi Marcy'e karşı içimde olan derin duygular hem de bu nedensiz saldırganlığa rağmen.
Fiz-lhe uma oferta generosa, e penso que fala sobre a profundidade dos meus sentimentos pela Marcy a oferta ainda estar de pé, apresar da tua despropositada agressão.
Benim geçerli rejimim rom ve haşhaştan oluşur.
A minha dieta actual consiste em rum e ópio.
Yalan testleri mahkemede geçerli bile değil.
- Isso nem é admissível em tribunal.
Hey, Beckett, Matilda'nın mazereti geçerli.
Olá, Beckett. O álibi da Matilda confere.
- Anlaşma hâlâ geçerli.
- Não, o acordo ainda é válido.
Aynı şey silahlar için de geçerli.
O mesmo se aplica ao arsenal, está bem?
O kartın 2015'e kadar geçerli olduğunu biliyorum.
Sei que esse cartão expira em 2015.
Debbie için geçerli değildi.
Aquela não era a Debbie.
Onu öldürmek için hiç bir geçerli sebebim yok.
Eu não tinha motivo para o matar.
Ve bu, İmparator'un en sevdiği cariyesi için de geçerli.
E isso aplica-se à concubina real favorita do Imperador.
Ama sahip olmadıkları para ile Cumhuriyete verecekleri kredi, hala geçerli.
Ainda assim, o Clã prometeu emprestar créditos à República.
Bu, bilginin elite ait olduğu İskenderiye'de geçerli değildi.
O mesmo não acontecia em Alexandria, onde o conhecimento pertencia à elite.
Süpernovalar ve nötron yıldızlar geniş bir yelpazedeki kozmik ışınları açıklayabiliyordu ama bu, en enerjik olanlar için geçerli değildi.
Supernovas e estrelas de neutrões poderão ser responsáveis por uma vasta quantidade de raios cósmicos, mas não pelos mais energéticos.
Anlaşma hâlâ geçerli Julian.
O acordo mantém-se, Julian.
Aynısı Amy ile ikiniz için de geçerli.
O mesmo para vocês os dois com a Amy.
Sharp'ın dosyalarını gözden geçirdikten sonra, Iris'in uzaklaştırma emri çıkardığı fanlarının hiçbiri geçerli bir şüpheli gibi gelmedi.
Depois de rever os arquivos do Sharp, nenhum dos fãs da Iris contra quem foi pedida uma ordem de restrição me pareceu ser um suspeito viável.
Ve aynısı Bash için de geçerli. Tahta oturur oturmaz, kendisini onlardan uzaklaştıracak bir
E quanto a Bash, assim que chegar ao poder, ficará sob uma imensa pressão para se ver livre deles.
Teklifim hâlâ geçerli.
A oferta mantém-se.
Tahminimce bunun için geçerli bir nedenin var.
Acho que deve haver uma boa razão para isto tudo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]