Gladys translate Portuguese
439 parallel translation
Tabii ama Horace'ın seni fazla oyalamasına izin verme.
Claro, Gladys, mas o Horace que não te traga tarde.
Horace Perkins yakışıklı bir genç, değil mi?
É arrojado, o Horace Perkins, não é, Gladys?
Kapıya bak Gladys.
A porta, Gladys.
- Ne var Gladys?
- Que foi, Gladys?
İçeri al Gladys.
Ela que entre, Gladys.
Gladys...
A Gladys está...
Gladys de gözyaşlarına boğuldu.
E a Gladys está num vale de lágrimas.
Gladys çalışacak durumda değil.
Mas ela não pode trabalhar. A sério.
Haydi Gladys.
Vá lá. Anime-se, Gladys.
Gladys, doğrusu da bu.
É o espírito adequado, Gladys.
Affedersiniz, Horace trene yetişecekmiş içeri gelip vedalaşabilir miymiş?
Perdão, mas diga à Gladys que o Horace tem de apanhar o comboio. Pergunta se pode entrar para se despedir?
Zavallı Gladys de.
E a pobre Gladys.
Gladys'in seni geçirmesini istersin, değil mi?
Não quer que a Gladys o acompanhe à estação?
- Gladys çok yakışmış.
- E muito bonita, Gladys.
- Gladys'i kaybediyoruz.
- Vamos perder a Gladys.
Gladys HKKD'ye katıldı. Gidiyor.
A Gladys vai para as WAAFs de Aldershot.
Gladys'in "G" si.
"G" para Gladys.
Hangisini tercih edersin Gladys,
O que preferes Gladys?
İkiyüzlü davranmasının zor olduğu yalnızca bir kişi vardı. O da Basil Hallward'un yeğeni Gladys idi.
Porém, havia uma pessoa com a qual ele achava difícil não ser sincero.
Dorian'ı çocukluğundan beri seviyordu.
Era a sobrinha de Basil Hallward, Gladys, que o tinha amado desde que era uma criança.
Dorian için endişelenmeyin Bay Hallward.
Não se alarme acerca de Dorian Gray, Mr. Hallward. Gladys casará comigo.
Gladys benimle evlenecek. Benim söz hakkım yok mu?
Não tenho uma palavra a dizer, nisto?
Aklımdaki bir tabloyu tamamlamak için. Gladys sonra bana katılacak.
Vou alugar um estúdio em Paris e isolar-me para terminar um quadro que tenho em mente.
Sana gelebilir miyim?
Gladys juntar-se-á a mim mais tarde. Posso entrar por um instante?
Gladys ne yapacak?
- Que tem Gladys a ver com isto?
Gladys asla bilmemeli, hiçbir zaman, hiçbir şekilde.
Gladys nunca deveria sabê-lo.
Basil bu sırrı ona açıklayabilirdi. Gladys'in Dorian hakkındaki temiz hisleri, onun için vazgeçilmezdi.
mas, alguma vez, nalgum momento, Basil podia revelar o seu segredo à única pessoa no mundo cuja boa opinião era indispensável para ele.
Gladys, tatlım, benimle evlenir misin?
Gladys, querida.
Gladys perşembe günü arkadaşlarıyla bana katılacak.
Eu vou para a minha casa de campo em Selby, amanhã. Convenci Gladys a juntar-se a mim, com uns amigos, quinta feira.
Hoşçakal Gladys.
Adeus, Gladys. Adeus?
Artık seni gördüm Gladys, ne yapmayı düşündüğümü söyleyemem.
Agora que te vejo, Gladys, não consigo dizer-te o que tencionava. Mentiria se dissesse.
Beni bir daha asla görmezdin. Beni iyi bir şekilde hatırlamaya çalış sevgili Gladys,
Tenta recordar-me, querida Gladys, sem amargura.
Gladys'i eve götür David.
Leva Gladys a casa, David.
Bunu bilemem, Gladys.
Não saberia dizer, Gladys.
Gladys, kitapçıyı bağlayabilir misin?
Gladys, passa-me à livraria.
Gladys, bana...
Gladys, liga-me...
Gladys, bana bir iyilik yap.
Gladys, por favor.
Baksana, Gladys, Florida'da üç hafta.
Olha, Gladys, são três semanas na Florida.
Gladys.
Gladys.
Gladys!
Gladys!
Çayını içerken kaşığı fincanından çıkar Gladis.
Tira a colher da chávena quando bebes, Gladys.
- Ne var?
Vamos, Gladys.
- Ben de Gladys ile birlikte olacağımı söyledim.
E eu que ia com a Gladys.
Audrey ve Gladys'i Skegness'e götürebilir ve içeri tıkılmadan önce hayatımızın tadını çıkarırdık.
Levavamos a Audrey e a Gladys a Skegness antes que nos apanhem.
Gladys göz hapsine alındı.
A Gladys está em condicional.
Hayır, ben Bayan Gladys Thomas.
Não, daqui fala a Sra. Gladys Thomas.
Ve Galdys'in sana duyduğu hayranlığı düşündükçe...
E quando penso em como Gladys está apaixonada por ti
Geçen hafta Gladys tablonun bittiği günü hatırladı.
A semana passada, Gladys recordou o dia em que se acabou este quadro.
Sanırım Gladys bir süre dinlenmeli.
Penso que Gladys deveria saír por uns tempos para fora.
Gün doğunca Gladys ve konuklardan gerçeği gizlemenin zorluğuyla yüzleşiyordu.
Com o dia chegou a cruel necessidade de dissimular frente a Gladys e aos seus convidados.
Portrede yaptığı iyi şeylerin yansımasını da görebilecek miydi?
Tinha-se libertado de Gladys.